Türkiye Türk ve Müslüman ülkesidir diyor biz de bu gururla övünüyoruz. Türk Milletinin bir Ferdi olmaktan da gurur duyduğumuzu göğsümüzü gere gere söylüyoruz. Gerçekten de tarihini şeref ve şanla doldurup çağlara hükmeden Türk milleti adaleti, çalışkanlığı ve vatanseverliği ile ün yapmış şanlı bir millettir Biz de bu şanlı milletin torunları- çocuklarıyız.Türk ve Müslüman olmaktan da onur ve şeref duyarız!

Burası doğru bir tesbit ve haklı bir övünç kaynağıdır: bunda sıkıntı yok. Ancak günümüzde işlem ve muamelelerimizde çok ciddi sıkıntılar, sorunlar var ki: dünü gölgeliyor atalarımıza şanlı tarihimize leke bırakıyor. Nerden çıktı bu demeyin dönüp de yaptıklarınıza ve amellerinize bakın derim. O şerefli milletin evlatlarına ne oldu diyeceğimiz bir dönemi yaşıyoruz ne yazık ki!...

Bugünkü yazımızda iş eylem ve aramızdaki muamelelerden söz etmek istiyorum. Söz verdiğimizde sözümüzde duruyor muyuz? Anlaşma yaptığımızda anlaşmamıza Sadık kalıyor muyuz? İş yaptığımızda işimizi doğru dürüst yapıp helalleşebiliyor muyuz? Birbirimize güvenip sırt sırta verebiliyor muyuz? Sözümüze sadık dostluğumuza da güvenebiliyor mu? Gelin bugün bir iç muhasebesi yapalım ve kendimizi bir sorgulayalım.

Bu sorulara ben cevap verirsem şöyle cevap veririm: Artık bir birimize güvenimiz kalmadı, asla güvenmiyoruz. Senede sepete söze anlaşmaya asla uymuyoruz. Verdiğimiz söze bağlı kalmıyoruz. Yaptığımız işi dürüst ve sağlam yapıp hakkımızı helal ettirmiyoruz ve birbirimize husumet- kin besliyor komşuluklarımızı akrabalıklarımızı yok ediyoruz. En basit nedenlerle küs ve düşmanlık besler hale geldik! Sonumuzu Allah hayreylesin!..

Bu günlerde evlerimize bi şeyler yaptırdık. Ustalar gelip gidiyor
biri diğerinin yaptığını bozup böyle rezil bişey olmaz diyor. Ondan önce yapılana lanet okuyor. Aynı ustayı defalarca çağırıyoruz her geldiğinde bi işini yarım bırakıp gidiyor geleceğim dediğinde günler haftalar geçiyor. Hatta hiç bir işi kusursuz yapıp arkasından Allah razı olsun aldığı helal olsun diyemiyorsanız!...

Söz-senet, güven, itimat geçersiz artık; bize ne oldu böyle diye kara kara düşünüyorsunuz. İşinin ehli kalmamış, sanki hepsi acemi ve baştan savma iş yapıyor. Söz de aldık senette yaptık sözleşmede imzaladık bunların hiç birinin hükmü yok geçersiz, söze Senede asla uyulmuyor. Hatta daha dazla ileri giderseniz malınızı mülkünüzü de kaybedersiniz. Sık sık şunu kullanır hale geldik :Kimseye güvenilmez; babayın oğluna bile güvenme!. Ne acı ne hüzünlü bir tablodur bu ?..

İşimizde emeğimiz var, alın terimiz var ama sebat yok, sağlamlık yok, kalite yok, güvenirlilik yok. Sonucunda alan da memnun değil satanda. Karşılıklı helalleşme hiç yok. Allah razı olsun çok güzel yaptı kat kat helal olsun aldığı para diyeceğiniz iş ve kişi artık parmakla gösterilecek hale geldi! Gelinen nokta tam da bu işte. Allah korusun da çoğunun arkasından beddua ediyor bi daha bunu çağırmam ve onunla muhatap olmam diye yemin ediyorsunuz !...

Diyeceksiniz ki o kadar mı sıkıntı var; yemin olsun bu kadar sıkıntı var işlerimizde ve aramızdaki muamelelerimizde... Gidişat iyi değil dostlar, hatta Türklük ve Müslümanlık da bu değil? Türk doğru sözlü onurlu şerefli kaliteli insan demektir. Müslüman kendine güvenilen Allah’a ve dinine bağlı şerefli haysiyetli insan demektir. Şimdi varın siz değerlendirin biz bunların neresindeyiz ?

Güler yüzümüze, kardeşliğimize güvenimize birlikteliğimize ne oldu bizim? Alan memnun değil, satan memnun değil; iş yapan baştan savma iş yapıyor ; işi yaptıran arkasından beddua ediyor. Ne günlere kaldık böyle: Kaliteli iş yapanlarımız, sözünde duranlarımız, sözü senet olan yiğit esnafımıza ne oldu bizim. Kardeş dediğimiz sırt sırta verdiğimiz külüne muhtaç olduğumuz komşularımıza ne oldu bizim? Akraba dost bildiğimiz kucaklaşıp dağları birlikte deldiğimiz, ülkeleri birlikte fethettiğimiz kardeşlerimize akrabalarımıza ne oldu bizim söyleyin Allah aşkına; ne oldu, ne oldu bize?...!

Bütün bunları söylerken yiğidin hakkını da yiğide verelim: Azalmış da olsa: dürüst, çalışkan, işinin ehli olan güvenilir ve namus da dahil her şeyinizi emanet edeceğiniz insanlarımız- kardeşlerimiz ve dostlarımız da var: onları bu kefenin dışında tutuyor emeklerine alın terlerine saygı duyduğumuzu ifade ediyoruz. Allah onlardan razı olsun; onlar bizim yüz akımızdır.