Hz Eyyüb Aleyhisselam’ın çileli geçen hayatını anlatmaya devam ediyorum.
Denildiğine göre Cenab-ı Allah onun çocuklarını aynen diriltmiştir. Başka kavle gere ise ALLAH ahirette asıllarını kendisine göstermek üzere benzerlerini dünyada ona verdi.
Bütün bunları “ katımızdan bir rahmet… “ olarak ona verdik. Kendi rahmetimizde ondaki sıkıntının şiddetini kaldırdık. Ona acayip şefkat ettiğimiz ve ihsanda bulunduğumuzdan dolayı sıkıntısını giderdik… “ ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere… “ yani mal ve beden bakımından imtihana tabi tutulanlara bir öğüt olarak bunu size anlattık. Bu gibi kimseler ALLAH ın peygamberi EYYÜB ü örnek alsınlar. Çünkü CENAB-I ALLAH, EYYÜB u onlara verdiğinden daha büyük belalarla imtihan etmiş ama o, bu sıkıntısı gidinceye kadar hep sabretmiş ve kurtuluşu ALLAH tan beklemişti. EYYÜB ün zevcesinin adının RAHİME olduğunu söyleyen kimse yolunu ve hedefini şaşırmış kimsedir.
DAHHAK, İBN ABBAS ın şöyle dediğini rivayet etmiştir. CENAB- I ALLAH, EYYÜB e gençliğini fazlasıyla geri verdi. Erkekli kızlı yirmi altı çocuğu oldu.
Hastalıktan kurtulup şifa bulduktan sonra da RUM DİYARINDA HANİF DİNİNE bağlı kalarak yetmiş yıl daha yaşadı. Vefatından sonra kavmi bu dini değiştirdiler.
“ EY EYYÜB!” eline bir demet sap alıp onunla vur, yeminini bozma. “ demiştik. Doğrusu biz onu sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu. Daima ALLAH a yöneldi. “ ( SAD 44 )
Bu yüce ALLAH tan kulu ve elçisi EYYÜB e tanınan bir ruhsattır. EYYÜB, karısına yüz sopa vurmaya yemin etmişti. Rivayete göre karısı saç örgüsünü kesip sattığı için EYYÜB onu sopalamaya yemin etmiş. Başka bir rivayete göre karısı, tabip görünümüne bürünen şeytanla karşılaşmış ; şeytan da ona EYYÜB için ilaç adları ve reçeteleri vermiş… karısıda EYYÜB ün yanına gelerek, bu durumu ona haber vermiş. EYYÜB da bunları ona anlatanın şeytan olduğunu anlamış. Dolayısıyla ona yüz sopa vurmaya yemin etmiş. EYYÜB şifa bulunca da CENAB-I ALLAH ona bir yemin çözme çaresi olarak yüz adet sap alıp bir demet haline getirmesini ve bu demetle karısına bir defa vurmasını emretmişti. Böylece yemininin gereğini yerine getirmiş olacaktı. İşte bu ALLAH tan korkan ve ona itaat edenler için bir çıkış yolu ve çare idi. Bu çare özellikle onun sabırlı, çilekeş sadık, dürüst ve iyilik sever karısı için bulunmuştu.
Bu ruhsat ve çarenin sebebini CENAB- I ALLAH şöyle açıklıyor. “ Doğrusu biz onu sabırlı bulmuştuk. Ne iyi kuldu daima ALLAH a yönelirdi.
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya başka bir makalede buluşmak üzere yazımı FATİH KISAPARMAK ın AĞLAMA BENİM BABAM adlı şiiriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar sevgiler, saygılar.
AĞLAMA BENİM BABAM
Bu adam benim babam, sekiz köşe kasketiyle
Omuzunda sakosuyla hey, hey
Cebinde yok parası, bafradır cigarası,
Yüreğimdedir yarası
Altı çocuk büyütmüş, bir işçi maaşıyla
Bu adam benim babam hey
Ağlama benim babam
Ağlama naçar babam
Kara gün geçer babam hey
Bir kapıyı kapayan gene açar babam
Ağlama benim babam hey
ALLAH büyük babam hey
Bu adam benim babam
Derdi dağlardan büyük
Çaresiz beli bükük hey….
Bir gün olsun gülmemiş
Rahat nedir bilmemiş
Göz yaşını silmemiş
Bir lokma ekmek için kimseye eğilmemiş
Bu adam benim babam hey hey
Ağlama benim babam
Ağlama naçar babam
Kara gün geçer babam hey
Bir kapıyı kapayan gene açar babam
Ağlama benim babam hey
ALLAH büyük babam hey
FATİH KISAPARMAK