Yaklaşan seçimleri, hazırlığı yapılmayan kış misali bekliyor siyasi cenah.

Hazırlığı yapılmamış, mahzeni boş, en önemlisi ise güvenli liman olacak karakterlerini hızla kaybetmeye devam eden bir ahvalde.

Seçimin ‘temiz siyasetle kazanılacağı’ gerçeğine rağmen basireti bağlanmış, duyu organlarından yoksun, idrak kabiliyetini kaybetmiş, ısrarla kirlenmeye devam eden bir siyaset.

İçi olabildiğince çirkinliklerle dolu siyasi cenah yaklaşan ‘Cumhurbaşkanlığı-Genel Seçimler’ ve sonrasında yapılacak ‘Mahalli İdareler Yerel Seçimler’e göstermelik işlerle, göstermelik söylemlerle ve samimiyetsiz bir yapı ile hazırlanıyor.

İçi zifiri karanlık siyaset, dibine ışık vermeyen mum misali sürekli kendini yakıyor kendi karanlığında.

MİDESİZ SİYASET VATANDAŞA ULAŞIR MI?

Siyasetin kabul ettiklerine şahit oldukça ‘midesiz siyaset kavramı’ türede kelime haznemde.

Benim namussuzum iyi namussuz,

Benden olsun çamurdan olsun,

Benim adamım,

Gibi ne bu dünyanın ne de gerçek dünyanın kabul etmeyeceği cenderenin içinde giderek bataklığın dibine doğru çekilen bir siyasetten bahsediyorum.

Yolsuzluk yapanı ‘sırf benden’ diye görmezden gelen,

Hırsızlık yapanı ‘benim adamım’ diye cezalandırmayan,

Arsızlık yapanı ‘bizden’ diye siyasetin vitrininde sunmaya çalışan bir siyasi yoksunluktan bahsediyorum.

Biraz daha açılım efendim,

Mezar yeri satan muhtarı görme,

İş vaadi ile insanlardan para alan meclis üyesini akla,

Atamalarda milletin evladına haramzade tavırla vaatler vereni bünyede pakla,

Yolsuzluk yapan belediye başkanını cezalandırma,

Partinin gücünü şahsi gücü yapıp milletin üzerinde kullananın nefesini kesme,

Yolsuzlukların üzerini özellikle küllendir,

Lider dürüst siyasetten bahsederken küçük planların büyük yalanlarında boğulan teşkilat yöneticilerine itibar yükle,

Hakkı görme, Hakikati görme, Vatandaşı görme,

Sonra da vatandaşın gözünün içine baka baka istikbal ara.

Kendi oluşturduğun zifiri karanlıkta aydınlık yarınlar vaat et.

Liderler ekonomik çalkantılarla mücadele ederken sen taşrada gemisini kurtaran kaptan ol,

Batan geminin mallarını kotarmaya çalış,

Günahları, haramları, kanunsuzlukları, soygunları, yolsuzlukları, adam kayırmaları örtbas et!

Sonra da ‘Ey halkım ben geldim’ de…

Halk şuan ne halde biliyor musunuz, güvenecek limanı olmayan gemi misali. Güvensiz limana demir atmak yerine dalgalar arasında kılavuzsuz olmayı tercih ediyor.

Sanal gündem, gerçeği yansıtmayan anketler, sosyal medyanın süslü dünyası, afili sözler, hiç biri örtmüyor yanlışlarınızı.

Az önce ifade ettiklerimizi Yozgat özelinde de Ankara özelinde de net isimlerle, adrese teslim söylemlerle de pekala anlatabilirdim.

Belki bir umut bir işaret bir manevi ruh hali vukuu bulur da mum alevi ile gün ışığı vermeyeceğini anlar siyasi cenah beklentimi saklı tutuyorum.

Kızım sana diyorum gelinim sen anla!

Zor ama bir umut.

Ama bir gerçek içini temizlemeyen siyaset dışını temizleyemez lütfen rol kesmeyi bırakın artık!