HALİS SUNTAY AMCA dan aldığımız bilgilere göre babası ŞAKİR EFENDİ HAZRETLERİ nin hatıralarından sizlere anlatmaya çalışacağım..
HALİS AMCA AHMET EFENDİ AMCA dan duyduklarını şöyle anlatıyor. POYRAZ lı MUHARREM EFENDİ İSTANBUL a gitmiş bir tarihte orada HACI SAMİ EFENDİ varmış. O na intisab etmeye gitmiş. Sonra YOZGAT a dönüp AHMET EFENDİ ye uğramış AHMET EFENDİ o zaman KARGA KÖYÜ nde öğretmenmiş. İSTANBUL a ne için gittiğini sorunca anlatmış durumu. AHMET EFENDİ de “ HOCAMI bırakıp orayamı gittin “ demiş. KIRKLAR, YEDİLER, ÜÇLER var ya HOCAM daha 13 yaşındayken üçlerin başıymış. Her milletin bir KUTBU varmış. HOCAM bütün cihanın KUTBU ymuş. ALLAH o na bu kadar ilham vermiş.
BAHRİ SUNTAY AMCA babasından duyduklarını şöyle anlatıyor.
Köye yaylı ile üç tane hoca gelmiş. Amcamın son zamanları, yürümekte zorlanıyor. Misafirler onunla bir mesele konuşmaya gelmişler. Babam amcamı sırtına almış, dışarı çıkarmış. Misafirlerle epey sohbet etmişler. Sonra müsaade isteyip ayrılmışlar. Babam amcamı tekrar sırtına almış, odasına götürmüş. O esnada aklından geçirmişki ; “ acaba amcam ölürse biz hangi hocaya gidelim ? amcam o na demiş ki, “ oğlum ADIGÜZEL ; kapının önündeki taşa beni otutturda senin müşkülünü çözeyim “ sonrada demişki “ bu zamanın çevherini ararsanız POYRAZLI MUHARREM EFENDİ ye gidin !
HALİS SUNTAY AMCA anlatıyor. ALACA da MEHMET AĞA adında zengin bir esnafın bir oğluna CİN TAİFESİ uğramış. Çok hoca gezmişler ama kurtaramamışlar. HOCAM ında ALACA da bir talebesi müftülük yapıyordu. O demiş ki ; “ bunu ŞAKİR EFENDİ ye götürün ! “ bir Cuma günü geldiler. Bizim odaya oturdular. Çocuğun elini, ayağını, bağlamışlar. HOCAM “çözüh “ dedi. Çocuk gelip HOCA mın elini öptü. HOCAM biraz sohbet etti. Dua etti. O çocuk iyi oldu. Sonra birkaç defa HOCA mın ziyaretine geldi.
HALİS AMCA dan babası ŞAKİR EFENDİ nin son anlarını şöyle anlatıyor.
Son zamanlarında yatağında yatarken biz hep başındaydık. Kendinde değil gibiydi. Annemin bir amca oğlu vardı, NİYAZ adında o da gelmiş ama bakmış ki evin girişinde kadınlar var, çekinmiş içeri girememiş. Kapının önünde geziniyormuş. Babam birden kafasını kaldırdı. “ NİYAZ kapıda geziniyor, onu içeri alın “ dedi. O esnada annem ağladı. “ HOCAM sen gidersen be bu HALİS i ne yapacağım “ dedi. Babam da biraz hüzünlendi. Sonra “ Korkma ! “ dedi. Ondan sonrada ruhunu teslim etti. Elhamdülillah o nun ruhaniyeti sayesinde bu yaşa kadar hiç perişanlık çekmedim.
BAHRİ SUNTAY AMCA anlatıyor. AMCA mın FADİME adında bir kızı vardı. Devamlı onun hizmetini görürdü. Hiç evlenmedi bir Cuma günü AMCA mın abdest almasına yardım ederken demiş ki ; “ FADİME annene söyleme ama gelecek Cuma ya beni bulamazsınız. “ nitekim Cuma gelmeden ruhu kabzedilmiş.
HALİS AMCA nın anlattığına göre ruhunu teslim etmeden evvel MEHMET AĞABEY im kulağına eğilip “ HOCAM, cenazenizi kim kıldırsın ? “ diye sordu. Ağabeyim hocaydı. Kendi kıldırmak istemiş herhalde. HOCAM dedi ki, “ endişe etme, benim cenazemi kıldıracak biri gelir. “ cenazesini götürürken bir HOCA EFENDİ denk geldi. Tatar bir HOCA ydı. Cenaze namazını o kıldırdı.
BAHRİ SUNTAY AMCA anlatıyor. Vefat ettiğinde ben dokuz yaşındaydım. Cenazesi çok kalabalık oldu. Hiç unutmadığım bir şey var. Bizim köylü KADİR in oğlu ağlayarak dedi ki, “ HOCA ölmedi, köy hep ten öldü “
Köylüler bunu anlayabildilermi acaba ?
HALİS AMCA anlatıyor köylü o zama HOCA EFENDİ yi anlıyamadı. O nun makamının büyüklüğünü, mürşitliğini köyün belkide üçte biri ancak biliyordu. O nun için neyi kaybettiklerini anlıyamadılar.
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya başka bir makalede buluşmak üzere yazımı ABDURRAHİM KARAKOÇ un YOLLARIN SONU adlı şiiriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar, sevgiler , saygılar
Y O L L A R I N S O N U
Bilir misin hancı , bu güne kadar
Hanından kaç yolcu çıktı bu yola ?
Sıla dan gurbete giden yolcular
Kaç damla göz yaşı döktü bu yola ?
Getirmeden bu yolların sonunu,
Kaç yolcu son durak yaptı hanını ?
Kaç yolcu bu yolda verdi canını ,
Ecel kaç yolcuyu çekti bu yola ?
Akar bir oluktan beş dağın kanı,
Demişler adına “HASRET PINARI “
Şu mezarı gölgeleyen çınarı
Kimin için kimler dikti bu yola ?
Kaç aşık bu yolda zaman eritti.
Kaç yorgun hanında terin kuruttu.
Bu taşlı yol kaç çarığı çürüttü
Kaç topuğun kanı aktı bu yola ?
Yollar kıvrım kıvrım , dağlar sıralı,
Düşünürüm yollar beni yoralı
Kaç ceylan iniyor böğrü yaralı
Her gecenin seher vakti bu yola ?
ABDURRAHİM KARAKOÇ