Sevgili okurlar; Yazıma Bir sözümle başlamak istiyorum...
"Ölüm genç yaşlı demeden kapımızı çalıyor Hakk ve had bilmemiz dileğiyle"
Başta pandemi ve birçok sebep nedeniyle sevdiklerimizi kendi elimizle toprağa verdiğimiz halde ders çıkarmıyoruz. Hala vefasızlığa, hadsizliğe, nankörlüğe devam ediyoruz.
Neden Gidenlerden ders almıyoruz bilmiyorum. Ama gerçekten hiç gidenlerden ders almıyoruz. Ne kıymet biliyoruz nede vefa gösteriyoruz. Değerlerimizin dejenere olduğu bir dönemde yaşıyoruz.
Bu dünyada sadece iyiliğin ve kötülüğün kaldığını ölünce arkamızdan nasıl anılmamız gerektiğini düşünmemiz gerekiyor. Ki, geçenlerde genç bir kardeşimizi toprağa verdik. Pandemi nedeniyle insanlar birbirinden kaçar oldu. Konuşurken bile aramızda mesafe olması gerekiyor.
Velhasıl ne hastalıktan ders çıkarabiliyoruz. Ne ölümden ders çıkarabiliyoruz.
Her şeyi anında unutup hemen yolumuza Düşme derdindeyiz.
Bu dünyada attığımız her adımın ahirette hesabını vereceğimiz bilincine ne zaman sahip olacağız bilmiyorum.
Hak yemeye kul hakkına girmeye dedikoduya yaftaya devam ediyoruz maalesef.
Mevla Hayır işleyip hayırlı amel ile gidenler eylesin inşallah.
“Koca bir ömürden geriye kalan bir mezar taşı onu da başkası yaptırıyor” demiş ya üstad ne muhteşem bir söz değil mi?
Her anlamda ders çıkaranlardan olabilmek dileğiyle, ders çıkarmayanlara ise
Ölüm var ölüm diyorum.
Selam ve dua ile
Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı Tarancı