Yıllar yılı kovalıyor, ömür tükeniyor! Geriye doğru dönüp baktığınızda hayatın su gibi akıp gittiğine tanık oluyorsunuz. Umutlarınız ve hayalleriniz yeni yıla devrediyor. Gün gelecek ömür sermayesi tükenecek, ecel kapınızı çaldığında eyvah nefes bitmiş, yol tükenmiş diyeceksiniz: Belki de” Ey Rabbim bir kaç yıl, bir kaç gün daha mühlet verseydin !” diyeceğiz.

Yeni bir yıl kapımızda: 2019’u uğurlamaya çalışıyoruz: Miladi yıl, Hicri yıl fark etmez. Nasıl olsa tükeniyor ömür. Hiç birimizin zamanı durdurmaya ya da geri çevirmeye gücü yetmez. Önemli olan yaşadığımızın farkında olabilmek! Çoğumuz niçin yaşadığımızın farkında değiliz.

Yaşadığımız o kadar çok güzellik var ki: saymakla bitmez. Aldığımız nefesin bile bir kıymeti var. Onca güzelliğin onca zenginliğin, onca varlığın farkında değiliz. Hayat öyle, sağlık öyle, varlık öyle, nimet öyle, hürriyet öyle, vatan öyle...

İnsan olarak yaratılışımızın anlamı yok mu? Sağlıklı doğmuş olmamızın anlamı yok mu? Müslüman bir ülkede hür ve özgür doğuşumuzun anlamı yok mu? Bütün bunlar şükretmek için yetmez mi? Yalanla, dolanla, çalıp çırpmakla ve gönül kırmakla, onun bunun hakkına tecavüz etmekle geçirdiğimiz hayat hayat mıdır?..

İnsan olmanın, insanca yaşamanın farkına varmak zorundayız. Yaşadığımız her şeyin farkında olmalıyız. Neden, niçin yaşadığımızı bilmez isek hayatın bir anlamı olmaz. Hayatı boş, anlamsız ve gayesiz görüyorsak, dolu dolu yaşadım demenin de anlamı yoktur! İnsan niçin yaşadığını, gayesinin ve amacının ne olduğunu bilmiyorsa; yaşadığı hayatta beyhude geçmiş olur! Bunun sonu: “ Keşke toprak olsaydım”dır.

Günü gün eder, zevkinizce yaşar, hayatı dolu dolu yaşıyorum zannedersiniz ama, geçirdiğiniz her gün aleyhinize işleyen kara bir gündür. Tam hayatı anladım deyip geriye dönüş yaptığınızda ise ömür bitmiş, nefes tükenmiş ve fırsat elinizden gitmiş olur. İşte o zaman yaşadığınız yılların hiç bir anlamı kalmaz.

Diyeceğimiz o ki: yıllar bir birini kovalıyor. Günler su gibi akıyor ve ömür sermayesi tükeniyor. Hayatın 250 km hızla giden bir yüksek hızlı trene benzediğini düşünün!. Aslında sen fark etmesen de makinist her istasyona yaklaştığında yüksek sesle düdük çalıp hedefe yaklaştığınızın sinyalini veriyor!..

1954 ve 2020, geçen 66 yılın farkında bile olmamışım!.. insanca yaşayabildim mi, onurlu ve şerefli bir iz bırakabildim mi, gerçek manada Hakka kul olabildim mi, Gök kubbede hoş bir seda oldum mu, ilahi hesabın sorulacağı o güne yeterince azık toplayabildim mi?
Ben bunu düşünürüm!.. Öyle ya beni iki taraflı kameraya alan görevli melekler ile amel defteri tutan melekler ömür sayfamı açtığında gülecek miyim, yoksa ağlayacak mı?.. Hayatın sonu ve anlamı bu değil midir? Yılların su gibi akması yetmez, onurlu ve şerefli bir hayat geçirebildim mi diye düşünmem
gerekiyor, siz ne dersiniz dostlar?..

Efendim; sağlıklı, huzurlu, mutlu ve onurlu yeni bir yıl diliyorum cümlenize. Rabbim umutlarınızı iyiye güzele ve hayra yönlendirsin inşallah!..