Peygamberimiz (sav): “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurarak güzel ahlakın tamamlayıcısı olduğunu beyan etmiştir.
Hz. Muhammed (as ),insanlığa güzel ahlakın tamamlayıcısı ve modeli olarak gönderilmiştir. Peygamberimiz: Rabbim beni terbiye etti ne de güzel terbiye etti.” buyurarak, ahlak ve terbiyesinin ilahi olduğunu vurgulamıştır.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim de:” Sizin için, Allah’ın Resulü,Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için, güzel bir örnektir.”buyurmuştur. Bu ayetten de anlaşılacağı üzere, ebedi mutluluk için Allah Resulü (sav) örnek alınmalıdır.
Hz.Muhammed (sav),hayatının her döneminde, her haliyle yüksek ahlakıyla daima eşsizliğini göstermiştir. ”Nitekim O, İslam’ı kalbinin ve gönlünün derinliklerine yerleştirmiş bir elçi olarak, ihlas, sadakat,samimiyet, azim, fedakarlık ve cesaretle tebliğ ettiği dini bizzat yaşamış ve uygulamıştır.
Hz. Peygamber, güler yüzlü ve tatlı sözlüydü. Kimse hakkında kötülük düşünmezdi. Sert ve kırıcı değildi. Bir insan kalbi yıkmayı, Allah’ın beyti Kabe’yi yıkmaktan kötü bir iş sayardı. O, halk dostu, Hak aşığıydı. Edep ve haya timsaliydi. Hem çok mütevazı hem de çok vakurdu. Hz.Peygamber, boş ve gereksiz konuşmazdı. Konuşanı dinler, kimsenin sözünü kesmezdi. Yakınlarını düşünür, çocukları çok severdi; herkesin derdiyle dertlenirdi.
Hz Aişe ye peygamberimizin ahlakı sorulduğunda: “Onun ahlakı Kur’an dır.”cevabını vermiştir.
Peygamberimiz Kur’an-ı Kerim’i insanlara açıklamakla kalmamış onu bizzat hayatına uygulamıştır. Bu açıdan Hz Muhammed Kur’an’ı yaşayarak öğretmiştir. Çünkü Yüce Allah’ın:”Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz”emrini ve bu ayette yatan ahlaki ilkenin inceliklerini çok iyi biliyordu.
Güzel ahlakın yegane sahibi Allah Resulü (sav), alemlere rahmet olarak gönderilmişti. “Ey Muhammed! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik”ayeti peygamber efendimizin bir rahmet peygamberi olduğunu göstermektedir.
Alemlere rahmet olmasının bir sonucu olarak insanlara birbirlerini, hayvanları, bitkileri sevmeyi; ekolojik dengeyi korumayı tavsiye etmiştir. İnsanlara kurtuluş ve mutluluğa erme yollarını öğreten yine O’ dur.
Ahlakıyla örneklik teşkil eden peygamberimiz (sav), İslam ahlakının bir neticesi olarak şefkat ve merhametin de timsaliydi. Uhut savaşının en buhranlı anlarında dudağı yarılmış, mübarek yüzü yaralanmış olmasına rağmen o şefkat ve merhamet timsali: ”Ya Rab! Kavmimi affet. Çünkü onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.”diye dua etmişti.
Kur ‘an-ı Kerim’de:”Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” buyrulmuştur. Sevgili peygamberimiz (sav), tek başına çıktığı tevhid yolunda sahip olduğu üstün ahlakı ve bu ahlakın temsiliyle muhataplarına şefkat ve merhametle yaklaşmıştır.
”O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi.”ayeti eşsiz nebinin Allah’ın lütfuyla ne kadar yumuşak, mütevazı ve alçak gönüllü olduğunu göstermektedir.
Enes (ra): ”Resulullah’a tam on yıl hizmet ettim. Bana bir defa bile ‘öf”‘demedi, yaptığım bir şeyden dolayı “niye böyle yaptın?”demediği gibi yapmadığım bir şey sebebiyle şöyle yapsan olmaz mıydı?”
da demedi.”diyerek, Hz. Peygamber hakkındaki gözlemini bildirmiştir.
Hz.Muhammed’in hayatı, ’Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.’ ilkesi üzerine kurulmuştur.” Bu ifadeler, İslam dininin gönülleri fethederek yayıldığını, haksız yere ölümlere sebebiyet verilmesine dinimizin karşı olduğunu, peygamberimiz (sav) in insani ve İslami ahlakının en somut örneklerine ışık tutmaktadır.
Onun ahlakının yüceliğini, şüphesiz tüm varlıklara karşı göstermiş olduğu sevgi, şefkat, merhamet ve rahmette görmekteyiz. ”Haksız yere bir serçeyi bile öldürenden, Yüce Allah kıyamet gününde hesap soracaktır.”hadisi, peygamberimizin ahlaki konulardaki ince tutumunu bizlere göstermektedir. O’nu kendine örnek alarak yaşayabilelere müjdeler olsun!..