Senaryoyu kim çizdi?
Gerçekten yaşananların tamamı kader mi?
     Yoksa millet acziyeti mi? Adını koymak zor; lakin bir gerçek var ki; 
    Türk Milletine rahat, huzur ve bu dünya saadeti haram.
Bir el ama garip bir el Türk’ü sürekli acıyla imtihan ediyor!
     Adına tek başına kader deyip, mevzuyu Yüce Allah’a bağlayanlar beyhude konuşuyor!
     İçinde bulunduğumuz ülkeye, ile, ilçeye hatta köye bakıyorum!
Bir de daha dün kurulmuş ülkelere.
     Onlarda olup da bizde olmayan ne var?
     Mesela Hollanda, onların keşfettiği bizim içinden çıkamadığımız nedir?
Yahudi, bir avuç toprağın içinde dünyayı karıştıran kazan kepçesi, ama teknolojiden gıdaya, silah sanayiinden otomobil sektörüne her yerde onlar var. Ne kadar boykot etsek de çıkaramıyoruz hayatımızdan heyhat!
Peki bize kalan nedir? Uçak fabrikalarından soba, hava limanlarını buğday tarlası, gençlikten sağ-sol ordusu, din üzerinden cemaat, cemiyet, mezhep savaşları, siyaset üzerinden kutuplaşma, siyasetin tanrı ilan edildiği bir ticari hayat…
     Yıllarca evlatlarını hayatlarının baharında teröre kurban vermiş, savunma sistemi dışa bağımlı, aklı karanlık güruhlardan beslenen bir millet.
     TBMM millet adına aldığı iradeyi ABD, BATI ya da çeşit dış lobiler adına kullanmış!
Şimdi bir diriliş hareketi başladı diyoruz, fakirlik ve terör üzerinden aynı siyaset yine devam ediyor.
     Farkında mısınız film başa sarıyor!
Cumhuriyet kurulduğundan bu tarafa Türk milletini istedikleri gibi yönlendirebilmek adına terör ve sefaleti kullanmışlar.
     İşe yaramış mı, yaramasa şimdi nasıl bir ülke olurduk!
Özellikle seçim sürecinde beka, terör, ekonomik endişeler üzerinden ortaya bir gündem atılır sonrası bir 5 yıllık hezeyan daha.
İktidardaki siyasi partinin adı ne olursa olsun, taktik hiç değişmemiş!
     Artık anlıyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının içinde bu millete BATI’nın refahı, Adaleti, Huzuru haram!
     Bu dünyada sürgün hayatı yaşayan bir millet hüviyetini kimler reva gördü ise bize senaryo her zaman tutuyor!
     Bir Türk cihana bedel düsturunun üstüne sürekli balyoz vurup dibine beton döken zihniyetin kurbanıyız.
Cihana bedel yanımız sürekli kayıplarda!
     Terör, biter gıda terörü başlar!
Gıda terörü biter siyaset terörü başlar!
     Siyaset terörü kendi içinde kendi gruplarını, cephelerini oluşturur. Şimdi yine bedel ödeyen bir millet var, ülkemizde ekonomiyi yönetemeyen belediye başkanının hatasını bile halkı öder, ekonomiyi yönetemeyen siyasetçinin hatasını yedi ceddine kadar milleti öder!
     EYT, seçim vaatleri uğruna bol keseden verilenler, bir türlü tasarruf etmeyen Ankara yüzünden koca bir ülkenin, hatta doğmamış çocuklarının yarını ipotek altına girer.
     Fakirlik ve terörü bu millete kader olarak belletenler ne edip edip sonunu Allah’a bağlıyor!
Açık konuşmak gerekirse ben de bir gün Allah’ın adaleti ile her şey düzelecek diye umut ediyor, ondan gayrısını angarya görüyorum!
Kader demek iyi geliyorsa kalplerimize kaderimiz buymuş diyor bugüne noktayı koyuyorum.