Lütfu ve İhsanı sonsuz olan yüce Allah kullarının ibadetlerine, yaptıkları iyiliklere bire on, bire yedi yüz katına kadar mükafat vereceğini bildirdiği halde bir Kutsi hadiste:” Oruç benim içindir, onun mükafaatını ben veririm” (Buhari- Müslim) buyurarak oruca ayrı bir önem vermiş, dolayısıyla mükafaatının çok daha fazla olacağına işaret buyurmuştur.Biz orucu herhangi bir menfaat düşüncesi için değil, yalnız ve yalnız Allah’ın emrini yerine getirmek ve 0’nun rızasını kazanmak için tutarız. Oruç, bu niyetle tutulduğu takdirde makbul olur.Oruç, belirli bir süre sadece aç ve susuz kalma olayı da değildir. Oruç köklü bir irade terbiyesi olup, insanı kötü alışkanlıklardan temizleyen, kişiye iyi huylar kazandıran bir ahlak eğitimidir. Peygamber Efendimiz buyuruyor:” Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa, Allah onun yemesini, içmesini bırakmasına değer vermez.” (Buhari)Her kötülüğün başı Allah’ı unutmak ve sorumluluk duygusunu kaybetmektir. Oruç ise bize Allah’ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu kazandırır. Bir ay boyunca devam eden bu manevi eğitimin olumlu tesiri ile insan davranışlarını kontrol altına alarak her türlü kötülükten uzaklaşmış olur. Oruçlu, kötülüklerle kendi arasına bir mesafe koyar. Kötülüklerden uzak durmaya çalışır.Oruç tutan bir insan fakirlerin, yoksulların açlık duygusunu içinde hisseder. Şefkat, merhamet ve acıma hissi ile onlara yardım duygusu kazanır. Toplumun huzur ve mutluluğuna katkıda bulunur. Oruçla toplumda insanlar arasında kalpten kalbe giden bir yol açılır. Karşılıklı şefkat ve merhamet duygusu gelişir, sevgi ve saygı artar.Oruç, nimetlerin kıymetini, kadrini öğretir. İnsanoğlu elinde olan nimetlerin kıymetini ancak bunlar elinden çıktıktan sonra anlıyor. Fakat iş işten geçtiği için bunun bir yararı olmaz. Oruç tutarak bir süre bu nimetlerden uzak kalan insanın gözünde bu nimetlerin değeri daha iyi anlaşılmış olur. Nimetlerin Kadirini, kıymetini anlayıp bunları bize veren Allah’a şükretme duygusu kazanırız.Oruç insana sabırlı olmayı öğretir. Oruç tutmakla insan kendini yememeye, içmemeye alıştırır. Hayatta karşısına çıkabilecek güçlüklere kolaylıkla sabreder. Acılara ve sıkıntılara katlanmasını, zorlukları yenmesini öğrenmiş olur. Oruç tutarak sabretmeyi ve bu nimetleri bize takdim eden Yaratana şükretmeyi öğreniriz.Oruç sağlığımızı da korur. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor: “Oruç tutursanız sıhhat bulursunuz!”Yabancı bir düşünür de orucun faydasını şöyle ifade ediyor:” İslam dünyasının en yararlı kurumlarından biri oruçtur. Oruç, bedenin hem fiziksel, hem de ruhsal dinlenişidir. Dokuları temizler, birikmiş toksinleri, zehirleri atar. Müslümanlar böylece her yıl bir ay bedenlerini dinlendirmiş olurlar... Hıristiyan dininde orucun bulunmaması büyük bir kayıptır!”Oruç tutan bir Müslüman çeşitli yemeklerle donatılmış sofranın başında sabırla bekler; helal olan nimetlere elini sürmez, ezan vaktini bekler. Allah’ın emri karşısındaki bu teslimiyet ulvi bir manzaradır. Orucun Müslümanlara kazandırdığı bu irade terbiyesi, insanı nefsani arzuların esaretinden kurtarıp adete melekleştiren ahlaki bir eğitimdir.Oruç büyük bir sabır ve fedakarlık sonucu yerine getirilen bir ibadet olduğu için, karşılığı da ona göre kat kat fazlasıyla verilecektir. Oruçluların kendileri için özel olarak ayrılan “Reyyan” kapısından cennete girecekleri Peygamber Efendimiz tarafından müjdelenmiştir!.. (