15 yıllık evliliğim süresince gayet mutlu huzurluydum. Memur olmam nedeniyle düzenli bir işim düzenli bir hayatım vardı. Mutlu evliliğimizden Mevla Bir de bize oğul nasip etmişti aylar yıllar derken evliliğimizin 15 yılında eşimin telefonun da başka bir kadınla konuşurken yakaladım. Konuşmada müstehcen ibareler yoktu ama o psikoloji ile eşimi hiç dinlemeden hemen boşanma kararı aldım.

Birkaç gün sonra da bir ev kiralayarak oğlumla birlikte taşındım. Bu arada eşimin özür telefonları hatta konuştuğunu yakaladığım kadın dahi arayarak aramızda bir şey yok yanlış anlamışsın lütfen öfke ile yuvanı dağıtma ailene sahip çık demişti. Buna rağmen her ikisini de dinlemedim. Davalık olduk mahkemede eşimle ilgili her şeyi söyledim ortada hiçbir şey olmamasına rağmen, eşim birkaç mahkemeye gelmedi. Avukatı ise müvekkilinin böyle bir şey yapmadığını yapmayacağını elinde bilgi belge ne varsa mahkemeye sunmamı istedi. Ben ise çok samimi olduğum bir iki arkadaşımı yalancı şahitlik yapmaya ikna ettim ve yaptılar da.

Eşim her telefon açtığında yâda konuştuğumuzda hayatımda senden başka kimseyi sevmedim sevmeyi de aklımın ucundan bile geçirmedim diyordu. Ben ise eşimi hiç dinlemiyor öfke ve kin güdüyordum. Sanki gözümün önüne perde inmişti. hiçbir şeyi gözüm görmüyordu. Aradan geçen birkaç yıl sonra boşandık. Ergenlik dönemine giren oğluma sözüm geçmiyor beni hiçbir şekilde dinlemiyordu. Sen sebepsiz yere babamdan boşandın amacın nedir hayatında başka birimi var diyerek her gün bana hakaretler ediyordu. Bana bir şey yapar korkusu ile oğluma ağzımı dahi açamaz olmuştum. Her şeye rağmen eşimin bana karşı sabırlı davranışı beni utandırıyordu. Birkaç yıl sonra eşim benden tamamen koptu ve artık aramıyor sormuyordu. Suçsuz olmasına bana gel kini öfkeyi bir kenara bırak yuvamızı kurtaralım diyerek çok dil dökmüştü. Ben ise itibarını zedelemek için elimden gelen her şeyi yapmıştım. Ayrıldıktan sonra hayatın gerçek yüzü ile karşılaşmıştım. Dost ve arkadaş bildiklerimin gerçekte kirli düşüncelere sahip insanlar olduğunu acı bir şekilde öğrenmiştim. En acısı da ailemden kimsenin bana destek vermemesiydi.

Oğlum okulu kazanıp tek başıma kaldığımda hayatın gerçekleri bir tokat gibi yüzüme bir kez daha vurmuştu.

Bu kez ben eşime yuvamızı toparlama noktasında adımlar atıyordum ama bu kez de o bana hak etmediğim şeyler yaşattın aramızda saygı kalmadı diyerek bir araya gelmeyi düşünmüyordu. Yıllarca yaptıklarımın yanlış olduğunu söyledim durdum ama bir işe yaramadı.

Öfke ile yaptığımın yıllarca pişmanlığını çektim. Dava açtığım güne yıllarca lanet ettim ama artık çok geçti.

Eşim birkaç yılın ardından evlendi. Ben ise oğlum ile yaşadım yâda yaşamaya çalıştım demeliyim. Oğlum evlendikten sonra "anne sen bizimle yaşayamazsın" dediğinde o gün pişmanlığım bir kez daha arttı.

Anlık ile yaptığım bir hatanın bedelini yıllarca pişmanlık ile ödedim.

Pişmanlık içinde de öleceğim. Hiç sebepsiz yuvamızı neden yıktığımı bilmiyorum. Şimdi ki aklım olsa eşim beni gerçekten aldatmış olsa dahi ya görmezden gelir yâda özrünü kabul eder ama asla yuvamı dağıtmazdım.

Çok pişmanım çok ama elden bir şey gelmiyor. Pişman olmak, ölmekten daha kötü...

Evim var, arabam var, param var ama mutlu muyum hayır.

 

https://www.dr.com.tr/kitap/hadiselerin-dili/edebiyat/roman/turkiye-roman/urunno=0001989612001