Kiminin adı Ahmet, Fatih, Halis, Yüksel…
Kimin adı Ayşe, Fatma, Hülya, Sibel…
İsimleri farklı olsa da memleket sevdaları, kaygıları, heyecanları, yönleri aynı.
Pek çoğu doğdukları topraklardan uzak ama...
Bazıları memleket topraklarından uzak ama...
Aralarında öyle bir ortak özellik var ki, şu an nasıl ifade edeceğimi bilemeyecek kadar kifayetsiz kalıyor kelimeler.
Efendim, onlar bu şehrin bağrından çıkmış, bir şekilde kökleri burada, memleketleri ile aidiyet bağını koparmamış isimsiz kahramanlar.
Kimi bürokrat,
Kimi iş insanı,
Kimi sanatçı,
Kimi sporcu,
Kimi de yurdum insanı.
Onlar bulundukları makamda memleketleri adına irade kullanmaktan çekinmeyen kahramanlar.
Her biri gücü nispetinde Yozgat’a ve Yozgatlı’ya faydalı olmaya adamış kendini.
Onların hikayelerini gazetelerin haberlerinde ya da Tarık Yılmaz’ın köşesine isimler ve yaptıkları ile okuyamazsınız.
Ortak özelliklerinden bahsediyoruz ya, bir diğer ortak özelliklerinin başında reklamdan uzak kalmaları gelir. Belki ısrara, hatıra binaen konuşurlar da anlattıkları Kaf Dağı’nın görünen yüzü. Görünmeyen gün değmemiş yerdekileri bir Allah bilir bir kendileri.
Birileri yaptıklarını duysun, öğrensin, takdir etsin, boy boy reklamları olsun derdinde değiller.
Tam tersi bir durum işliyor onlarda.
‘Aman kimseler duymasın’ düsturuna sıkı sıkıya bağlılar.
Kimseler duymasın, görmesin, haberdar olmasın tek dertleri.
Amaç memlekete ve insanına hizmet olunca dert reklamdan öte oluyor.
Kimi bir Yozgatlı’nın ekmeğine, işine, ufkuna vesile, kimi memleketin hayrına olacak kararlara imza atan yetki makamı.
Ama bir şekilde katma değer üretmek, sessiz dünyalarında büyük dokunuşlara imza atmak, Yozgat hassasiyeti özelinde irade kullanma gibi niyet ve cesarete sahip bu insanlar.
Neden sessizler, reklamdan, şaşalı duyurulardan uzaklar.
İnsan nefsi şatavata, gösterişe, ilgiye, alkışa muhtaçken onlar neden sessiz.
Bu durumu birden fazla başlıkta değerlendirmek mümkün ama konumuzun manevi hüviyetine helal getirmeyelim.
Yozgat’ın bağrından çıkan isimsiz kahramanlar bahsediyorum Kıymetli Hemşehrilerim.
Gizli kahramanlar, yaşadığımız toprağın çocukları onlar, öyle kıymetli ve özel işlere imza atıyorlar ki, her birinin hikayesi ayrı ayrı roman olur.
Onları çok fazla tanıyan olmayacak belki ama yaptıkları ile o manevi atmosferde silinmez izler bırakacaklar.
Neden onlardan bahsetme gereği duyduğuma gelince, Yozgat’ı sahipsiz, kimsesiz, çocuklarını toprağından kopuk, vefasız bilmeyin.
Öyle yürekler var ki memleket sevdasını hayatına katık etmiş, atasının, anasının, insanının varlığına dünyasını feda etmiş.
Onlar için biz ne yaparız, anaların, babaların duası inanın en büyük ihtiyaçları.
Dualarınızı eksik etmeyin o isimsiz kahramanlardan.
Dua ile…