Bir siyasi parti düşünün, ismi net: AK Parti…
Ekonomik sebeplerden dolayı bugün başarısızlıkları daha doğru yapamadıklarını daha gür (!) konuşuluyor olsak da başardıkları ile ilklerin siyasi partisi oldu mu, oldu!
Genel başkanının ortaya koyduğu efsane duruş, partinin siyaset tarihine derin izler bırakan icraatları tartışılmaz. Geldiğimiz noktada AK Parti içindeki ‘metal yorgunluklar’ ve ‘ekonomik bozulmalar’ ciddi bir ivme kaybetmesine neden oldu mu, oldu!
Bir tarafta başarılar, ilklerle marka olmuş çalışmalar, diğer tarafta yorgunluklar ve ekonomik dengesizlik.
Ve geldiğimiz nokta; dış siyasette kabul edilse de edilmese de hatalarına ve yanlış kararlarına rağmen, özellikle son 10 yıldı Türk’ün duruşunu ortaya koyabilen bir siyasi hükümet var ortada!
Son Suriye meselesindeki kararlı duruş, inşallah sonu da beklentilerimizi karşılayacak şekilde olacak, gerçekten çok önemli.
Ne pahasına olursa olsun sınırlarımızın ötesinde paçavradan bir devlet (!) kurma planlarını suya düşüren, başta destekçileri olan BATI’lı dostlarımız (!) olmak üzere içimizdeki iş birlikçilerini sükutu hayale düşüren adımlar atıldı.
Hülasa öyle veya böyle Suriye’de atılan adımların temelindeki irade de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iradesi var!
Hala bir muz cumhuriyetinde yaşadığını düşünen ahmaklar maalesef dış siyasette ortaya konulan irade ve atılan adımların manasını çözemiyor.
Şimdi gelelim AK Parti’nin iç siyasetine.
Biraz daha içeri girelim parti genel merkezinden taşra teşkilatlarına bakışı konuşalım istiyorum.
Dış siyasette dünyaya parmak ısırtan adımlar at, ateş çemberinin içinde akılcı hamlelerle ülkenin, insanlarının geleceği adına olağanüstü işler yap, gel iç siyasette Yozgat’ta mahkum ol, Kırıkkale’de hayal kırıklığını uğra, Çorum’da, Kayseri’de, hülasa Ankara’dan Kars’a yanlış kararlara imza at!
Yozgat’ta ve Ankara’daki temaslarımızda gördüğümüz bir gerçek var; AK Parti içinde bir kazan var ki, kaynadıkça kaynıyor. O kazanın ateşi içten içe partiyi yakarken, ne gariptir ki, bu durumdan partinin kurmayları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı doğru bilgilendirmesi gereken güruhlar sessiz…
Öylesine hatalı kararlarla teşkilatlar şekillendi-şekillenmeye de devam ediyor akıl almıyor!
Sadece teşkilatlardaki yanlış kararlar mı AK Parti’yi iç siyasette zayıflatan, parti içinde oluşan huzursuzluk, vefasızlık temelinde giderek büyüyen güven bunalımı.
Bir gazeteci olarak bazen diyorum ki, AK Parti’ye gizli bir el operasyon mu çekiyor!
AK Parti’nin emektarları, davasına inanmışlar ‘Hayır efendim ne operasyonu göz göre göre oluyor her şey’ diyorlar.
Bu durumdan herkes rahatsız.
Yozgat’ta dokunduğumuz yerden rahatsızlık serzenişleri dile geliyorsa Ankara’yı varın siz hesap edin.
Ankara’da kazanılmış 2 AK Partili ilçe belediyesi var, gidin sorgulayın altından neler çıkıyor.
Halktan uzak yapıları, ayrıştırmacı tutumları hayret verici durumda.
Bir önceki seçim bu belediyelerin başkanlarından biri, kendi salonunda arabaşı programı düzenleyen Yozgatlı STK’ya, sırf partisinden olmadığı için programa katılan Yozgatlı milletvekili için, “Ya o milletvekilini salonumdan (babasının malı ya…) dışarı çıkarın, ya da ben gelmem programa” diyebilecek erdeme (!) sahip!
Kendisine 3 gün önce gönderilen program davetiyesini kabul etmeyen, daha doğrusu “Bu vakitte mi davetiye gelir (kaç gün önceden giderse artık davetiye), daha önce getirseydiniz” diyerek, çok ciddi bir hemşehri grubunu tersleyen AK Partili ilçe başkanına ne demeli!
Peki AK Partili olmadığı halde, belge ve bilgilerle durumu kesinlik kazanmış, bir önceki seçim farklı siyasi parti için çalıştığı ayyuka çıkmasına rağmen Yozgat’ta AK Parti ilçe başkanı seçilen şahsa ne demeli!
Sevgili AK Partili kardeşlerim, öylesine fazla ve ciddi örnekler var ki şuan yazabileceğim, sadece tek kelime ile konuyu tamamlamak istiyorum; parti içinde gemisini kurtaran kapsan ya da Titanik’in bremen mızıkacılarına dikkat edin. Zira onlar her şeye rağmen hiçbir şey olmamış görüntüsünü profesyonelce verebiliyorlar.