Allahıma şükürler olsun ki, bir Ramazan Bayramına daha kavuştuk. Bizi sağlık içinde bu bayramlara ulaştıran Mevlamıza binlerce hamd olsun. Ramazanı huzurla geçirdik, Bizleri sağlık ve sıhhat içinde Ramazan Bayramına kavuşturan Yüce Mevla'ya şükrediyoruz. Onun sevgili kulu ve Habibi Muhammed Mustafa'ya (s.a.v) da binlerce salatü- selam gönderiyoruz. Ali Ashabına, arkadaşlarına ve ona gönül verenlere de selam olsun !
Elbette ki bu bayram Ramazan Bayramıdır.
Ramazanın feyzinden haberi olmayanlar, Şeker bayramı tabirini kullanarak bayramı amacından uzaklaştırıyorlar. Ancak biz buna katılmıyoruz. Ayrıca Bayramı tatil olarak kabul edenlere, bayramda kapılarını kilitleyip deniz kenarında gönül eğlendirmeye gidenlere de katılmıyoruz.
Bayram kucaklaşma, bayram sevgi, bayram özlem günüdür!.. Sevginin, muhabbetin, özlemin, kardeşliğin yaşatıldığı günlerdir. Sılayı Rahimin ziyaret edildiği günler... Bayramı bayram olarak bilip dostluğu, kardeşliği, ahbaplığı geliştirmek gerekir.
Bayram sıcacık duyguların yaşatıldığı mutlu günlerdir. Çocukluğumuzda ki o güzel günleri hatırlayalım. Hepimiz o mutlu bayramların özlemini yaşıyoruz öyle değil mi?
Bayram gelecek, kırgınlıklar bitecek, küsler barışacak, yaşlıların eli öpülecek düşmanlıklar bertaraf edilecek, hasret ve özlem sona erecek, mutlu bir bayram yaşanacak. Bunları yaşamadan sevgiyi, kardeşliği, barışı birlik ve beraberliği nasıl tesis edeceğiz?
Elimizde ki imkânların değerini, kıymetini bilmiyoruz; Başlangıçta onu ifade edelim, şükretmesini bilmeyenler, yaşadığı güzelliklerin farkında olamazlar ve tabii ki, mutlu da olamazlar. Hayat onları mutlu etmez! Yaşadığı güzelliklerin farkında olmayanlar hayat sınavını da kazanamazlar kaybederler ! ..
Bayramı bayram gibi yaşamak, bayramı bayram gibi geçirmek gerekir. Barışmak, kucaklaşmak ve dostlukları pekiştirmek gerekir. Çünkü bu özel günlerin anlamına, içeriğine çok ihtiyacımız vardır. İnsanlar günlük sıkıntılarından geçim derdinden birbirini kırıyor, birbirini unutuyor, dostlarını, akrabalarını, hatırlamıyor; birbirimize selam veremiyoruz. Dostluğu, kardeşliği, akrabalığı unutuveriyoruz. İşte bayramlar bunun için bir fırsattır. İçimizdeki kini öfkeyi atıp kardeşçe kucaklaşma fırsatıdır bayramlar. Bayramda küslük, dargınlık, olmaz! Müslüman'ın bir kardeşiyle üç günden fazla küs durması yasaklanmıştır!.. Kucaklaşmanın, barışmanın, dostlukları pekiştirmenin zamanıdır bayram.
Ülkemiz maalesef bayram öncesi ve bayram sonrası Trafik Canavarı ile kana bulanıyor. Köye, kente ve yakınlarımızı ziyarete giderken dikkatli olalım, Trafik Canavarı olmamaya ve Trafik Canavarına kurban gitmemeye özen gösterelim. Trafik kurallarına uyup bayramımızı zehir etmeyelim. Allah kurusun bayramı “Ateş düşen eve” çevirmemek için olağan üstü bir çaba sarf edelim. Ne yazık ki; ateş düştüğü yeri yakıyor. Aceleciliği, telaşı, tartışmayı ve kavgayı asla gündemimize almayalım bu kardeşliğimize yakışmaz. Sabır ve hoşgörü bizim silahımız olmalı!.. Allah kaza bela göstermesin.
Bayramı bayram gibi yaşamaya ne dersiniz ? Bunca sıkıntılara bunca yozlaşmaya, bunca yalnızlığa karşı kardeş olup kucaklaşmaya ve bayramları bayram gibi yaşamaya var mısınız? Öyle ise buyurun kucaklaşmaya ve bayramın sevgi hamurunda yoğrulmaya!..