İnsanın bazen nerden nereye diyesi geliyor. Bizim gençliğimizde ev ve araba almak hayal idi. Hatta maaşlı bir memurun yada işçinin ev ya da araba alması en büyük hayali idi. “Bir ev bir araba” diye hayal kuranlarımız bile vardı. O günleri bilen dostlarımız bugün 65- 70 yaşlarında!..

Şimdi durum ne? Herkesin evi de var arabası da; hatta kadın ve kocanın ayrı ayrı araçları var. Oğlunun kızın da aracı ayrı ayrı aracı olanlarımız var. Nerden nereye elhamdüllah...

Cuma cumartesi tatildi. Yaya olarak biraz dolaştım. Mahalleler ara sokaklar da dahil her yer araçla dolup taşıyor. İster istemez dilime dolanan şu oldu: “Şehir Araba Mezarlığına dönmüş!” Şehir merkezinde park yeri bulmanız neredeyse imkansız gibi. Kenar mahallere gidiyorsunuz oralar da dolu.
Bu işin sonu nereye gidiyor bilemeyiz. Bazen dostlarıma şaka olarak diyorum ki: Yakında araçlarla uzayda dolaşacağız... Şaka da değil gözümüz uzayda her birimiz uçmaya başlarsak şaşırmayın.

Yozgat’ta park yeri yapacak yerimiz de yok? Hatta ev yapacak yerimiz bile kalmadı. Şehrin dışarı taşınması gerekiyor bunu herkes ifade ediyor. Bunaldık, daraldık artık. Çirkin bir görünüm oluşturmaya başladı. Aynı caddede 5- 8-10 -15 katlı binalar var. Şehrin görünümünü çirkinleştiriyoruz. Buna karşı yapılacak bir şey de yok. Tek çare şehri il dışına doğru yeni bir mekana taşımak. Yeni Yozgat’ı (planlı modern Yozgat’ı) bir yerlere kurmak. Bu da şehrin geleceği ile ilgili bir konu.

Araç ve sürücü çoğalınca trafik kazaları da artmaya başladı. Araçla yola- şehire çıkınca yüreğimiz ağzımıza geliyor. Şaşkın, dikkatsiz ve telaşlı bir sürücünün hışmına uğramayalım diye... Allah korusun çoluğumuzdan çocuğumuzdan endişe eder hale geldik. Çok çok dikkatli olmak gerekiyor.

Bu şartlarda merkezde park sorununa çözüm bulmak neredeyse imkansız gibi... Caddeler sokaklar mahalleri dahil her yer araçla dolup taşmış. Araçla şehir merkezine inmekten çekiniyoruz. Onun için diyoruz ki: toplu taşımacılık yaygınlaştırılıp, geliştirilmeli...

Raylı sistemi dile getiriyoruz ama bu da şehriniz için çok zor gözüküyor. Çünkü şehirde kıprayacak yer yok.
Buna rağmen Şehir hastanesinden Üniversitemize kadar bir raylı sistem aracı şehrin trafiğini rahatlatır diye düşünüyorum. Mümkün mü mümkün ama para ve imkan lazım?

Allah daha çok versin herkesin atı arabası olsun bundan gurur duyarız. Ancak çok çok dikkatli olmalıyız. Dikkat etmeliyiz hem kendimizi hem çocuklarımızı hem de dostlarımızı (insanları) korumak zorundayız. Vicdan azabı çekmemek pişmanlık yaşamamak için sakin sessiz ve kuralcı olmalıyız. Yoksa bir anlık dalgınlık bizi bir ömür boyu pişmanlığa götürebilir Allah korusun. Şehrimiz Araba mezarlığı olmaktan nasıl kurtulacak bunu da oturup düşünmek ve tedbir almak zorundayız derim, siz ne dersiniz ?...