Yahudi devleti olan İsrail vaad edilen topraklar adı altında Nil’den Fırat’a kadar olan bölgeyi ele geçirmek istiyor

Yahudi devleti olan İsrail vaad edilen topraklar adı altında Nil’den Fırat’a kadar olan bölgeyi ele geçirmek istiyor. Bu nehirler arasında kalan bölgenin tamamını ele geçirmenin hayaliyle yaşıyorlar. Bu amaçla Haçlı seferleri düzenliyorlar.

Ülkemizin iki kıtayı bağlayan bir noktada olması nedeniyle ülkemizi cazibe merkezi haline getirmekte ve düşmanlarımızın da iştahını kabartmaktadır.
Dünyanın belki de en önemli meselesi olan enerji hatları Türkiye üzerinden geçmektedir. Ülkemiz doğa koşulları açısından da dört mevsimin bir arada yaşandığı ender ülkelerden biridir. İstanbul ve Çanakkale boğazlarının varlığı ülkemizin jeopolitik anlamda ne kadar önemli bir konumda olduğunun en önemli kanıtlarından.

Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması deniz ticaretinin önemiyle birlikte, aynı zamanda sıcak denizlere açılma stratejisini de üzerinde barındırmaktadır.
Madenler açısından baktığımızda da karşımıza stratejik olarak toryum ve bor madeni çıkmaktadır. Özellikle bor madeninin dünya toplam rezervinin % 70 inin ülkemiz topraklarında bulunması ve bor madeninin yakıt dahil hemen hemen tüm alanlarda öneminin artması gözlerden kaçmamakta ve ülkemizin önemini bir kat daha artırmaktadır.

Son dönemlerde yapılan petrol ve gaz aramaları sonucunda olumlu sonuçların alınması durumunda ülkemiz belki de dünyanın en önemli ülkesi olacaktır. Ülkemizin bu özelliklerini bilen Türkiye düşmanları ve onların içerideki işbirlikçileri ile uzantıları ülkemizi bölmek ve nihayetinde ele geçirmek için her türlü oyunu sergilemektedirler.

Dünyada ve Türkiye de ki birçok strateji kuruluşlarına göre şu anda müttefikimiz görünen ABD,  Batı ile birlikte İran, Suriye ve Türkiye'yi işgal edecektir. Yani: (Allah korusun) yeniden bir Kurtuluş Savaşı mücadelesi vermek zorunda kalabiliriz. Böylesine bir tehlike çemberinin içerisinde yer alan Türkiye’nin ciddi politikalar üretmesi, inansımızın uyandırılması ve bölgenin gerçekleriyle yüzleşmesi gerekiyor.

Bir başka önemli konu da Türk ve İslam Birliğinin kurulması ve İslam ülkelerin uyandırılmasıdır.
Türkiye’yi bir iç savaşa çekmek isteyen hainler var. Bu hainlerinin niyetini okuyamayan bazı zavallı vatandaşlarımızda ne yazık ki onların tuzağına düşüyorlar. Ancak halkımızın duyarlı davranışı böylesine kötü bir niyete asla izin vermeyecektir.

İsrail ABD desteği ile ateşle oynuyor, birileri de yangına körük tutuyor. Bazıları da gaflet ve dehşetle siyaset adına benzersiz açıklamalarda bulunuyorlar. Ortadoğu yanıyor Arap dünyası uyuyor; zalimlere ortak olan Batı da bize aba altından sopa gösteriyor.

Evet, bu oyun Türkiye ve Türk dünyası üzerinde oynanmak isteniyor. Ermeni- Rum- Yahudi ve bunların tüm işbirlikçileri bizi hedef olarak görüyorlar. Türkiye ateş çemberinin tam ortasında, istesek de istemesek de olaylar bizi yakından ilgilendiriyor. Güney sınırımızda Sosyalist bir Kürt Devleti kurmanın hesabını bunun için yapıyorlar.

Büyük Ortadoğu Projesi uzun yıllardır gündemden düşmeyen bir ideolojik projedir.  Biliyorsunuz ki dünya petrol rezervinin yüzde 64'ü Ortadoğu topraklarında bulunmaktadır. Bu oran oldukça yüksek bir orandır. Bu yüzden ABD ve Batı ülkeleri için Ortadoğu stratejik bir öneme haizdir. Bu kavganın önemli bir nedeni de Petrol ve hâkimiyet kavgasıdır…
Ülkemiz konumu gereği “Yangın yerinin en üst noktasındadır”. Bize düşen görev kardeş olmak, güçlü olmak ve birliğimizi kardeşliğimizi diri tutmaktır. Allah korusun da: Ortadoğu’yu cehenneme çevirecek olan yeni bir Çanakkale Destanını yazmak kolay olmayacaktır!.. Onun için ülkene, devletine ve ideallerine sahip çık.