Göz göre göre aile yuvaları yıkılıyor, biz buna seyirci kalıyoruz: Aklımızı başımıza almamız lazım devletin son kalesi de yıkılırsa birliğimiz, dirliğimiz dağılır toplum çöker!

Avrupa trenine bineceğiz diye bizi Uyutanlar çıktı, yıllarca bu sevdayla avunduk durduk. Avrupa Birliği uyum yasaları diye bir sürü yasa çıkardık bunların hepsi bizlerin aleyhine oldu. Yozlaşıyoruz, yabancılaşıyoruz ve bizi biz yapan değerleri kaybediyoruz.

Avrupa çöküyor, sembolik bir birliktelik ve ekonomik model var ama; Avrupa yozlaşıyor, insani değerleri kaybediyor ahlaksızlığın çukurunda debeleniyor. Aile mevhumu bitmiş, kardeşlik duygusu çökmüş, yiyen, içen ve hayvani hislerini tatmin eden bir güruhla karşı karşıyayız. Bu bize örnek model olabilir mi?

Ölüsünü bile yakan bir Avrupadan bahsediyoruz. Ahlaksızlığın çöplüğünde ve insani değerlerin sadece kanun zoruyla yaşatılmak istendiği bir birlikten söz ediyoruz. Sonuçta tüm insani değerlerden soyutlanmış bir Avrupa’yı kendimize rol model almaya çalışıyoruz yazık ki ne yazık!

Bizim bir sağlam kalemiz vardı: “Aile” Bu kaleyi de yıkmaya başladılar. Bunlar hep Avrupa Birliği uyum yasaları hikayesiyle yapılıyor. Dikkat buyurun bir çok şeyi bu uğurda heba ettik. Yasalar, kanunlar, İstanbul Sözleşmesi, Asker ve polisimizin itibarsızlaştırılması, öğretmen ve eğitimdeki yozlaşmalar bizi değişime ve bir belirsizliğe doğru sürüklüyor bunun farkındamısınız?

Ailenin temeli anne- baba ve çocuklar! Anne ve babayı birbirine düşürdüler kavgalı hale geldik, boşanmalar had safada...Çocuklarımız sokaklarda böyle bir düzen olur mu? Kanunlar anneyi savunuyor, çok güzel de baba ve çocuklar ne olacak? Onları sokağa mı atacağız. Tek taraflı adalet olur mu?. Anne ve baba birlikte korunmalı, çocuklarına da sahip çıkılmalıdır.

Anne telefon ediyor haklı mı haksız mı demeden kocayı evden uzaklaştırıyor bir de hemen nafaka bağlıyoruz. Babayı düşündüğümüz yok sokakta ya da dağ başında kalsın böyle bir şey olur mu? İşte bu yanlış uygulama erkeği şiddete itiyor bunun önlemi alınmalı. Boşanmaları teşvik yerine aile içi barışı ve huzuru sağlamak zorundayız. Bunlar hep Avrupa yasaların sonucu. Bize uyar mı uymaz!

Bizi biz yapan değerlere ne oldu da Avrupa uyum yasalarına sarılıyoruz? Sanki Avrupa huzur içinde de bizi kurtaracak; yok öyle bir şey... Avrupa sevdası yerine Türk İslam Birliğine yoğunlaşsa idik bugün kardeş Ülkü’lerle Türk - İslam Birliğini çoktan sağlamış olurduk! Avrupa yasaları bize huzur getirdi mi, asla. Buna inanan varsa boşuna hayal kuruyor demektir.

Unutmayın bu sevda uğruna bir çok kaleleri yıktık. Ahlaki değerler çöktü, sıkıntılar ayyuka çıktı. Bizi biz yapan değerler vardı, biz bu değerleri aşağılar hale geldik, işte geldiğimiz nokta bu...Kimse hayal kurmasın Avrupa Birliği bize huzur getiremez, getirmez! Biz bütün dünyaya örnek olacak rol modeliz; kendinizi, aslımızı inkar edersek yok oluruz!..

Aile düzeni korunmalı, anne ve baba ayrımı yapılmamalı. Kadın- erkek sığınma evleri geçici olarak kullanılıp anne babanın barışı temel olmalı. Boşanma kaçınılmaz hale gelmişse her iki taraf da eşit olarak korunarak hakları devletçe sağlanmalı. Çocukları da mutlaka devlet eliyle hayata hazırlamalıyız.

Malumunuz bizim atalarımız insanlığa örnek olmuş Çağlar’a hükmetmiş, adaleti, barışı sağlamıştır. Kokuşmuş Avrupa bizi örnek almış medeniyete öyle kapı aralayabilmişti? Biz yanlış yerde huzur ve yanlış yerde adalet arıyoruz! Türk ve Müslüman kimliğinizi unutur ya da terk ederseniz kokuşmuş Avrupa’nın Ahlaksız çöplüğünde yok olur gidersiniz?...!...