“Kadın ve kadınlık unutuldukça başlanılan işler sonuçsuz kalır.”Nezihe Mudiddin
"29 Ekim 1923 gününün gecesi sevinç dalgalarıyla dolup taşan sokaklara bakan penceremden gözlerim yaşararak derin ve sonsuz bir heyecanla sabahı bekliyordum. Benim gibi şu mutluluk ve yükseliş bayramını seyrederken kalpleri heyecanla çarpan kim bilir ne kadar kadın vardı?...Aldığım ilham çok kudretli bir etkiyle benliğime yerleşiyordu. Sabahtan tezi yok faaliyete atılacak ve yeni bir kadın derneğinin ilk esaslarını hazırlayacaktım.”..1
Yüzyılların etrafımızda ördüğü birtakım olumsuz gelenek ve düşüncelerle savaşmak kararlığı ile çalışan,yenilikçi,devrimci, girişimci bir eğitimci ve yazar Nezihe Muhittin,ülkenin ihtiyaçları ile ekonomik,politik,toplumsal ve idari potansiyelinin enine boyuna araştırılmasını sonra da bu potansiyeli gerçekleştirecek bir eğitim programının geliştirilmesini önerdi.
“Osmanlı Türk Kadınları Esirgeme Derneği (1913)ve Müdafaa-i Hukuk-u Nisvan “derneklerini kuran ve “Kadın Dünyası “(1913-1921) dergisini çıkaran Nezihe Muhittin’in, Atatürk Devrimleri’ne ve Batlılaşmaya tarihsel bir perspektif getiren on beşin üzerinde yazdığı romanları arasında; “Benliğim Benimdir,İstanbul’da Bir Londra,Ateş Böcekleri,Sabah Oluyor ve Boz Kurt Küçük Mehmedin Romanı” bulunmakta.
Kuruluşunu yaptığı “Kadınlar Halk Fırkası’nın” ilk projesi olarak bir eğitim Kongresi düzenlemek istediği sırada Milli eğitim Bakanlığı “Talim Terbiye Müessesesi” açarak,Nezihe Muhittin ile aynı prensipler ve hedefler doğrultusunda çalışmak için çalışmak üzere başkente çağrıldı ve gerekli çalışmalara başlandı.
Kadınların politik örgütlenmesinin hükümet üzerinde ne denli etkili olduğunun bir kanıtı olarak bu konu eğitim ve siyasi tarihimizde saygın yerini aldı. “Kadın Yolu Mecmuası”nı çıkardılar. Kadın yazarlar ve meslek sahiplerinin üye olduğu ”Türk Kadın Birliği” olarak örgütlenen kadınlar uzun yıllar oy hakkı için mücadele ettiler. Bu kadın girişimleri, Ziya Gökalp gibi dönemin önde gelen aydınlarınca yeni bir ulus yaratmanın anahtarı olarak görülüyordu.
Nezihe Mudiddin’in çıkardığı “Kadinlar Mecmuası” için yayınevinin verdiği i lan şöyle demekte:
“ülkemizde büyük bir boşluğu doldurmaya, kadınlarımızın ve genç kızlarımızın bilim, edebiyat, felsefe ve sosyal gereksinimlerini doyurmaya davet olunan bu haftalık kadın dergisinde ülkemizin en aydın, kadınları, seçkin kalem sahibi sevilmiş şair ve yazar hanımlarımız, kadınlarımızın yaşamlarıyla yakından ilişkili olan pek sayın tanınmış kişiler çalışacaklardır. Her aile için tavsiye edilir.”
Kuruluşunda destek ve kuvvet aldığı aydın Türk kadınlarımız Şukûfe Nihal, Matlube Ömer, Naile Vahap, Muhsine salih’e teşekkür eden Nezihe Muhittin ,“Türk Kadınlar Birliğini niçin kurdum?...Yüzyılların etrafımızda ördüğü bir takım olumsuz gelenek ve düşüncelerle savaşmak kararlılığından doğuyordu./ Dün konuşma sesi günah olan kadın, bugün sanat sahnelerinde hançeresinin ahenk ve nağmelerini yükseltiyor./ Dün mahkemede iki savunma sözcüğü söylerken kalın pencesinin altında morararak ter döken Türk kadını , bugün gururla hakim sandalyesine kurulmuştur./Dün doktora görünmeyi bir ayıp ve günah sayan kadın,bugün kendisi doktor olmuştur…”diyor.
Feminist düşünceye ve Türk kadınlarının tarihine büyük katkılar yapan öncü Nezihe Muhittin’in 1931 ‘de yazdığı Türk kadını eseri, Türkiye’deki kadın hareketinin tarihini anlatmakta. Yazarın kişisel yorumlarını, feminizm ve topluma bakışını yansıtmakta. “Bu eser, çeşitli siyasal dönemlerin kadınlığımız üzerinde yaptığı etkileri ve hazırladığı yaşam koşullarını inceliyor.” Kıbrıslızade Azize hanım’ın Beynelmilel Kadın Kongresine katılmak için Avrupa’ya gittiğini,!900’den önce kadın dünyasını,1908 anayasasının kadınlara yeni haklar vermediğini,1909’da Halide Edip ile birlikte Teâli-i Nisyan(Kadınlığı Yükselte) Kulübü’nü kurduğunu ve Nezihe hanım’ın verdiği konferanslarda yerli malı kullanılmasını savunduğunu,1913’te “Türk Kadınları Esirgeme Derneği’ni kurarak yetimler, dullar ve genç kızların eğitimi ve bakımı ile ilgilendiğini, 1923 ‘te Halk Fırkası’ndan önce “Kadınlar Halk Fırkası” kurarak kadınların iş gücüne ve siyasi örgütlenmeye katılmaları için öncülük ettiğini, Talim ve Terbiye Kongresi’nde ilerici düşüncelerini ‘Kadın ve kadınlık unutuldukça başlanılan işler sonuçsuz kalır’ ifadesine yer verdiğini öğrenmekteyiz.
Nezihe Muhittin ve çalışma arkadaşlarının kurduğu “Türk Kadın Birliği” tüzüğünde, “….Türk kadınını sosyal ve siyasal haklarını alacak düzeye getirilmesi…”amaç olarak ifade edilmekte. İlk kadın gazeteci Sabiha Zekeriya Hanım yayımladığı “Resimli Ay” mecmuası ile kendilerine güçlü destek sağlamakta.
Nezihe Muhittin (1889-1958),Osmanlı öğrenimi görmüş, Osmanlı dilinde yazmış, okumuş bir aydın olarak Cumhuriyet kurulup Atatürk devrimleri başladığında özelikle kadın hakları ve Latin alfabesi kabul edilince büyük bir heyecan ve inançla kadınların eğitimi ve çağdaş haklara kavuşmaları yolunda kendini görevli sayıyor. Dernekler kuruyor, öğretmenlik ve eğitim yöneticiliği yapıyor. “Türk Kadını” eserini “Büyük Rehbere –Atatürk’e ithaf” ediyor: “ Bu küçük eserde,çeşitli siyasal dönemlerin kadınlığımız üzerinde yaptığı etkileri ve hazırladığı yaşam koşullarını incelerken kadınlarımızın bu etkenler karşısında uyarılma ve alışma yeteneklerini ölçmek istedim…Bütün Türk milleti, yürüdüğün ışıklı izlere kalplerinin iyilik ve değerbilirliğinden örülmüş eserleriyle önemli ve saygın demetler serpiyorlar. Ben de bu küçük kadın eserimi, ancak sesin prlak meşalenden bir zerre ışık alarak yazdım. Onu alçak gönüllü bir çiçek gibi ışıklı izine armağan ediyorum.” 2
“Cumhuriyet Kadını”makalesinde şunları ifade etmekte:” Meşrutiyet ve Cumhuriyet arasındaki kısa ve facialı devre, bütün Türk milleti için kuvvetli bir uyanma ve duyarlılık devresi oldu. Milli benliğimizi uyandıran bu ani ve şiddetli uyarı,milli hayatiyetimizin coşkulu ve uyanma yeteneklerini meydana çıkardı. Anadolu dağlarının tepelerinde milliyet ve istiklal aşkıyla kükreyen Gazi kahraman Mustafa Kemal’in etrafında kadın ,erkek aynı duygu, aynı ideal, aynı cesaret, aynı özveri ile koşuştu…”
“Ey İşçi ! …Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;/Sen olmasan etmezdi teali medeniyet./Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!/Kuvvetedir hak, hakkını haksızlara anlat….” 3
Nezihe Muhiddin, 1889 yılında İstanbul’da doğmuştur. Annesi ilk serasker Ağa Hüseyin Paşa’nın torunu ve Ali Şevket Paşa’nın kızı Zehra Hanım, babası ise savcılık ve ceza hâkimliği yapmış olan Muhiddin Bey’dir. Eğitimine doğduğu semt olan Kandilli’de bir mektepte başlamıştır. Bir süreliğine Kumkapı Sörler Okulu’na, altı ay kadar ise Dârülmuallimât’a devam etmiştir. Eğitim seviyesinin düşüklüğü ve okul ortamındaki disiplinsizlik gibi sebeplerle öğretmen okulunu bıraktıktan sonra evde kardeşi ile birlikte “hususi muallimlerden” ders almaya devam etmiş, 1909 yılına kadar evde eğitim almayı sürdürmüştür. Arapça, Farsça, Fransızca ve Almanca’yı özel ders alarak öğrenmiştir. Sekiz yaşından itibaren annesiyle birlikte kadın derneklerinin faaliyetlerine ve toplantılarına katılmış, bu sayede Fatma Aliye gibi isimlerle tanışma olanağı bulmuştur. Çocukluk yılları II. Abdülhamid’in hüküm sürdüğü döneme rastlamıştır. Yeniliklere açık, aktif ve atılgan tavırları bulunan Muhiddin’in görüşlerini içinde bulunduğu kadın çevresi etkilemiştir. Nakiye Hanım ve eski sadrazam Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa’nın torunları olan hanımlarla (Azize, Refika ve Feride) kadınların durumuyla ilgili neler yapılabileceği üzerine fikir alış verişlerinde bulunmuşlardır…
“Ülkenin baştan başa düzeltilmesi ve yüceltilmesile uğraştığımız böyle bir zamanda kadınlığın gelişmesi ve yücelmesi için harcıyacağımız emeğin değeri pek büyüktür.İzleyeceğimiz yol fen ve müspet felsefe üzerine kurulu en son ve en yeni bir öğretim metodundan ibarettir…” diye amaçlarını açıklayan ve uygulamaya cesurca atılan Türkiye kadın hareketi tarihinde önemli ve öncü Nezihe Muhiddin unutulan bir öncü kadın olamaz ve olmamalıdır. Adı eğitim kurumlarına verilmeli, hakkında tezler yazılmalı ve araştırmalar yapılmalıdır.Nezihe Muhiddin gibi Kendi alanlarında öncü olan örnek kadınlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz.
_________________
1-Nezihe Muhittin,Kadın Birliğini niçin kurdum,s.118/2- Nezihe Muhittin,Türk Kadını,s.66 /3””””NEZİHE MUHİTTİN (Kaynak, Güngör Bilgin Twitter )