Takvim yaprakları bir bir atıyor. Geçen zaman ömürden diyoruz. Ben Yozgat’a geleli koskoca 5 yıl olmuş. ‘Yozgat hiç değişmez mi?’ diye soruyorum bazen kendime. Sonra geçen 5 yıllık süreye bakıyorum. Yozgat epey değişmiş.

Ben İlk geldiğimde Vali Abdulkadir Yazıcı idi. Sonra Kemal Yurtnaç oldu. Şimdiki Valimiz Kadir Çakır. Yine Belediye Başkanı Kazım Arslan yerini Celal Köse’ye bıraktı. Bu örnekleri, geleni gideni, yeri değişeni çoğaltabilirim.

Ben ilk gediğimde Yozgat’ta yeni yapılar yükselmeye başlamıştı. Hükümet Konağı, Spor Vadisi, Lise Caddesi genişletilmesi projesi. Yozgat’a içerisinde birçok sosyal donatı bulunan bir alışveriş merkezi açıldı. Yıkılacaklar yıkıldı, yapılacakların temeli atıldı. Birçok yatırım başladı, kimisi tamamlandı, kimisi tamamlanacağı günü bekliyor. Esasen Yozgatlı da bu yatırımların tamamlanmasını ‘dört gözle’ bekliyor.

Yozgatlının beklediği başka şeyler de var. Yozgat’a ‘değişmeyen tek şey ne?’ diye sorsanız herhalde iş talebi derdim. Örneğin iş sahası, fabrika, çalışacak yer. Yozgat’a kime mikrofon uzatsak, işsizlikten, göçten, nüfusun erimesinden dem vuruyor. Ama bence biraz da tembellik var bu şehirde. Bana sakın kızmayın Yozgatlılar. Büyük çoğunluk masa başı iş istiyor. Belki de çağımız bunu gerektiriyor. Temiz, ellerimiz kirlenmeden iş yapmak istiyoruz. ‘Masa başından bunu yazmak kolay’ diye de söylenmeyin bana sakın. Kendimize sorduğumuzda hepimiz ‘ellerimizi kirletmeyen’ işler istiyoruz.

İşverenlerin de çok sağlıklı şartlarda iş vermediğini de biliyoruz. Tabi hem iş arayan hem de iş verenlerin hepsini aynı kefeye koymak da haksızlık olur. Burada esas olan naçizene biraz sabır, biraz emek ve iş veren açısından da sağlıklı şartların oluşturulması sanırım..