Abdullah b. Huzafe es-Sehmi Radıyallahü Anhü Hz leri kafirlere esir düştüğünde gözünün önünde arkadaşlarını kaynar zeytin yağı kazanına atmışlar. Kendisine sıra gelince ağlamaya başlamış, hemen bırakıp niçin ağladığını sormuşlar. RABBİM in yoluna bir can azdır. Binlerce canım olsa da feda etsem diye ağlıyorum demiş. Bu yiğit adamdır, ileride işimize yarar diye bırakıp papaza teslim etmişler. Papaz da kaçmamasına dikkat etmesi için kızına tembih etmiş. Kız bunun dindarlığına hayran kalıp, Müslüman olmuş ve bir gece beraber kaçmışlar. MEDİNE ye geldiğinde bu zatı HZ ÖMER hürmetle karşılamıştır.
Abdullah b. Huzafe es-Sehmi (R.A) çok ağır bir şekildi hastalanmış. O zamanın halifesi HZ OSMAN (R.A) ziyaretine gelmiş ve ona sormuş !
Ey İbni Mes’ud şikayetin neden?
Günahlarımdan.
Sana doktor göndereyim.
Beni doktor (Allah’ı kasdediyor.) hasta etti. Dilerse o şifa verir.
Sana beytülmaldan bir şey verelim.
Benim RABBİM den başkasına ihtiyacım yok. O bana kafidir.
Çocuklarına bir şey bırakmak istemezmisin ?
Ben çocuklarıma RESULU EKREM in öğrettiği veçhile (VAKIA SURESİ) ni bıraktım. Fakirlik görmezler. Dedi.
Belli bir süre sonra da rahmetlik oldu.
KUR ANI KERİM DE ÖLÜLERİN DİRİLTİLMESİ İLE İLGİLİ GEÇEN KISSALAR
HZ İBRAHİM ALEYHİSSELAMIN KISSASI
HZ İBRAHİM ( A.S) “ YA RABBİ ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster “ dedi.
İnanmadınmı ya İBRAHİM !
YARABBİ, evet inandım lakin görüp anlayarak insanlara anlatmak için istiyorum dedi.
Bunun üzerine YA İBRAHİM, kuşlardan 4 tane al ! Bunları parça, parça iyice ufaltıp birbirine karıştır. ! bu karışık eczadan bir miktar ayırıp dağların üzerine bırak! Başlarını yanında alıkoy ! Sonra bunları çağır ! onlar suratla sana gelirler.
Müfessirlerin beyanına nazaran bu 4 kuş ; TAVUS, KARGA, GÜVERCİN, VE HOROZ dur. Kuşlardan bu dördünün seçilmesi bazı hikmetlere müstenid bulunuyor. Bu kuşların parça parça dağıtıldıktan ve birbirine karıştırıldıktan sonra dağ başlarına azar, azar bırakılması, insanların dağıtılmış kemikleri birbirine karışsada her parçası ayrı ayrı uzak düşsede herkesin parçaları başkalarından ayrılarak bir araya getirilip hayat verileceğini göstermek içindir. Hatta HZ İBRAHİM kuşlar dirilip başsız olarak kendi yanına geldikleri zaman bir kuşa yabancı bir baş gösterilince birleşmediği , fakat kendi başı gösterilince gövdesinin hemen başa yapışıp birleşmiş olduğu bildirilmektedir.
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı KARACAOĞLANIN SUNAYI DA DELİ GÖNÜL SUNAYI adlı şiiriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar, saygılar, sevgiler.
SUNAYI DA DELİ GÖNÜL SUNAYI
Sunayı da deli gönül sunayı
Ben yoluna terk ederim silayı
Armağan gönderdim telli turnayı
İner gider bir gözleri sürmeli.
Ateş yanmayınca tütünmü tüter.
Ak göğsün üstünde çimenmi biter.
Vakti gelmeyince bülbül mü öter.
Öter gider bir gözleri sürmeli.
Sabahtan uğradım onun yurduna
Dayanılmaz firkatine derdine.
Yıkılası karlı dağlar ardına
Aşar gider bir gözleri sürmeli.
KARACAOĞLAN