1960'lı yıllarda Yozgat'ımızda at yarışları yapılırdı. Çok heyecanlı olurdu. Her sene Ekim ayında yarışlar yapılırdı. At sahipleri 5-6 ay önceden atlarına idman yaptırırlardı. Yarışa hazırlarlardı.

At sahiplerinin çoğu kasap esnaflarındandı. İsmail ERKOÇ, Ahmet BACAKSIZ, Sütçüoğullarından Lokantacı Akif bunlardan bazılarıydı... Hepsinin jokeyleri vardı. Atları yarıştan evvel hazırlayıp yarışlara 5-6 gün kala dinlendirirlerdi.

Yarışlar bugünkü yeni yapılan cezaevinin olduğu yerde yapılırdı. Yeni Cezaevinden Topaç yoluna doğru Kırıklının Çeşmesinden karşı tarafa geçilirdi. Yarışlar 2 km kadar bir alanda yapılırdı. İş makinaları atların koşacağı yeri 15-20 gün önceden düzenlerlerdi. Üst düzey yetkililer için protokol tribünü ayrılırdı. Buradan yarışı takip ederlerdi. Atlar cinslerine göre ayrılır. Jokeyler gözden geçirilir. Hafif olan jokeylerin atlarına kum torbası eklenirdi. Yarışlar ekseriyetle öğleden sonra yapılırdı. O gün Yozgat'ta ne kadar kamyon, otobüs varsa yarışa seyirci getirirdi. Otobüs muavinleri: "Haydi yarışa haydi yarışa..." diye bağırırdı. Kamyonlar 50 kuruşa, otobüsler de 100 kuruşa götürdü seyircileri. Yarış alanına yakın yerde Jandarma araçları durdururdu. Aramalar yapılırdı. Şoförlerden içeri girişlerde ücret alınırdı, yaya olarak gelenler 50 kuruş öderlerdi yarışı seyredebilmek için.

Yarışlara seyirci taşıyan kamyon ve otobüsler işleri bitince belli bir yere düzgün bir şekilde sıralı dururlardı. Yarış bitince seyircileri Yozgat'a götürürlerdi.

Yarış başlamadan önce Yozgat'ta ne kadar seyyar satıcı varsa satış yapabilmek için yer tutarlardı. Seyyar dört tekerlekli arabalarla gelirlerdi. Ciğer satılırdı, etli ekmek, dondurma, limonata, simit-ayran, pamuk şeker... Kimi de destiyle su satardı. Yok mu buz gibi su içen diye bağırırlardı. Sağlık ekipleri ve ambulanslar da hazır bulunurdu.

Yarış günü şenlik havasında geçerdi. Davulcular ve zurnacılar da olurdu. Yarışlardan önce Vali bey konuşma yapar, yarışmacılara başarılar dilerdi. Herkes büyük bir heyecanla yarışları izlerdi.

Yarışları yöneten yetkililer atları cinslerine göre ayırırlardı. Jokeyleri kontrol ettikten sonra yarış başlardı. At sahipleri kendi atlarının kazanması için bağırırlardı: "Haydi oğlum haydi küheylan göster kendini..." Atlar 3-4 tur koşarlardı. Yarışlar sonunda ilk 3 e giren atlar anons edilirdi. Jokeylere ve at sahiplerine kupaları ve çeşitli hediyeler verilirdi. Jokeyler ve at sahipleri atlarının gözlerinden öperlerdi.

Yarış bitince herkes dağılırdı. Yarış yeri bomboş kalırdı diğer yarışa kadar. Yarışlar her yıl yapılırdı. Sonradan yarışlar kaldırıldı. Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere... Sevgiler ve saygılar...