Türkiye'nin kalbine, başkentinde Yozgatlı olmak.
Bir Çorum ve Çankırılı olmaktan farkı nedir sizce?
Ya da Ankara'da Yozgatlı olmanın ayrıcalığı!
Yıllarca bu farkı tam manasıyla ortaya koymamış olmamız ne bize ne de Ankaralılara çok da bir şey ifade etmemiş.
Açık konuşmak gerekirse Ankara'da çok fazla Yozgatlı olmak bizi bizden ve de Yozgat'tan uzaklaştırmış, soğutmuş, hatta 'Yozgatlıyım' demekten alı koydurmuş.
Ankara'da yaşayıp Yozgatlı olduğunu yeri geldiğinde ifade etmeyen ya da Yozgat'a dair duygu dünyasında bir kıpırdama hissetmeyen o kadar çok Yozgatlı var ki!
Ne acıdır ve gariptir ki bu tür insanların çocukları 'Yozgatlı olduklarını' dahi bilmeden büyüyorlar!
Bir yere aidiyet bağı ile bağlanmak, kökleri ile bütünlük oluşturmak ne fayda sağlar?
Ya da bağlı olmamak kime ne zarar verir?
Ankara'daki Yozgatlılık adına aslında konuşacak o kadar fazla konumuz var ki, inanın sayfalar yetmez.
Ankara'da Yozgatlı olmanın sırrını aslında Ankara'da Ankaralı olmakla çözmemişiz bir türlü.
O yüzdendir ki, Ankara'daki Yozgalılık sürekli bir arafta kalmış!
Ne tam Ankaralı ne de tam Yozgatlı olmuş!
Her şeyin yarımı olduğu gibi Ankaralılık da Yozgatlılık da kazandırmak yerine kaybettirmiş!
Hem kimlikten hem memleketten hem de aidiyet bağlarından etmiş.
Burada Yozgatılık kimliği üzerinden sivil toplum kuruluşu temsilciliğini yürüten çok kıymetli hemşehrilerimiz üzerinden Yozgatlılığı konuşalım istedim.
Takip edenler biliyordu, kısa bir zaman önce Yozgatlı Dernekler Federasyonunun emektar başkanı Ahmet Koç, yıllardır büyük bir emek ve fedakarlıkla yürüttüğü başkanlık görevini bıraktı. Üç adaylı genel kurulun kazanını federasyonun çok da yabancı olmadığı isim Avukat Selçuk Bağcı oldu.
Aslında bakarsanız Yozgatlılık adına çıkılan yarışın ne kaybedeni ne kazananı olur. Mühim olan kazanan Yozgatlılık olsun.
Yine geçtiğimiz hafta sonu Bağcı, yeni yönetim kurulu ile anlamlı bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Yoğun katılımlı buluşmada federasyonun emektar ve onursal başkanı Ahmet Koç, kucaklayıcı konuşması ile yakışanı yaparken, bu süreçte başkanlık için aday olmuş Ferdi Dinçsoy ve Hakan Yıldız'ın da kahvaltı sofrasında bulunması, belki de bu güne kadar Ankara'daki Yozgatlılığa farkındalık kazandıracak önemli adımlardan birini atmış oldular.
Katılımcılara hitaben Selçuk Bağcı, çok kıymetli ifadelerden oluşan bir konuşma yaptı.
Haber metinin oluştururken bir kaç kez okuduğum konuşmadaki bütünleştirici, Ankara'daki Yozgatlılığa mana kazandıracak, güç katacak, yol gösterecek konuşmayı noktasına virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Lütfen siz de okuyun, bu gün için yerimiz kalmadı, ama yarın bu konunun devamında konuşmanın satır aralarını birlikte irdeleyelim olur mu?
Yozgatlı Dernekler Federasyonu Başkanı Selçuk Bağcı, konuşma metni:
"Geçtiğimiz ay sonu 3 adayın federasyon başkanlığına talip olduğu kıyasıya rekabet içerisinde bir o kadar da dostluk içerisinde seçim süreci geçirdik. Hem Hakan beye ve Hem Ferdi beye federasyon başkanlığına aday olup bu demokratik seçime katkı sağladıkları için teşekkür ediyorum.
Bir makama talip olan kişiler o makamın kıymeti ile doğrudan ilişkilidir diye düşünüyorum. Umarım bundan sonraki seçimler aynı iklimde geçer ve kazanan Yozgat olur. Bir teşekkür de Federasyon Başkanı Ahmet Koç’a yapmak istiyorum. Uzun süre başkanlık yapıp bizlere itibarı olan federasyon devrettiği için kendisine teşekkür ediyorum.
Artık seçim süreci geride kaldı. Önümüzde 3 yıllık çalışma dönemi var. Sizlerden isteğim 3 yıllık sürede bana ve yönetim kuruluna destek olmanızdır. Hepimiz insanız. Hata yapıyoruz ve hataya meyilliyiz. Bizlere hatalarımızı söyleyin. Bu salonda yapılan eleştiriye sonuna kadar yapılan eleştiriye açık olduğumu belirtmek istiyorum. Bu salondan çıktıktan sonra da eğer bir şeyleri başaracaksak, bir olmalıyız, iri, diri ve tek vücut olmalıyız.
Bizler burada yöneticiyiz. 3 yıllığına seçildik. 3 yıl sonra bayrağı bir başka hemşehrimize gönül rahatlığı ile teslim ederiz. Buranın gerçek ve daimi sahipleri derneklerimiz, delegelerimiz ve hemşehrilerimizdir. Tabiri caizse bu mal sizin. Sizlerden ricam malınızın değerini düşürmeyin. Bu malın değeri bir lira ise neden bir lira olduğunu burada konuşup tartışalım. Ancak dışarı çıktığımızda bu malın değeri 3 lira 5 lira olsun. Federasyonu ancak bu şekilde ve zihniyetle cazibe merkezi haline getiririz.
Son derece heyecanlı federasyon için, Yozgat ve Yozgatlı için bir şeyler yapmak isteyen dinamik bir yönetim kurulumuz var. Kafamızda olgunlaştırdığımız onlarca proje var. iyi bir sinerji yakaladığımızı düşünüyorum. Allah nasip ederse güzel işler yapacağız. Ancak aynı sinerji ve heyecanı derneklerimizle de yakalamak zorundayız. Federasyonun faaliyetlerine vereceğiniz katkı bu sinerjinin oluşması için son derece önem arz etmektedir. Birilerinin önünde el pençe divan durmayan, gerektiğinde dik duran bir federasyon başkanı istiyorsanız bize destek vermek zorundasınız.
Gerektiğinde masaya yumruğumuzu vuracaksak sizden aldığımız güç ve destek sayesinde bunu yapabiliriz. Diğer türlü masaya yumruğumuzu vurduğumuzda kalırız. Canı gönülden destek veren her güç bizi dikkate almak zorunda. Allah tekrarını nasip etsin. Bu çatı altında birlikte güzel işler başaracağımıza inanıyorum. Bu tarihten sloganımız işimiz Yozgat gücümüz Yozgat diyorum.
Devamı yarın...