Bir bayramı daha geride bıraktık.
Geride kalan bayramlar mı yoksa yaşanmışlıklar mı?
Bayram sohbetlerinin birinde hayat değirmeninde pek çok yaşanmışlığı öğüten büyüğüm laf arasında; “Hayatta bir gün o da bugün” dedi.
Çalışacaksan da bugün, yiyeceksen de bugün, gezeceksen de bugün, alacaksan da bugün… diye devam ifadelerinde yaşanmışlıkların zamanda kaldığını hatırlatıyordu aslında.
Parayla pulla ya da farklı bir güçle tekrarını getiremeyeceğimiz en önemli kazanım yaşanmışlıklar değil mi?
Evet bir bayram daha geride kaldı kalmasına ama asıl olan bayramlar mıdır yoksa yaşanmışlıklar mı?
Bir dost muhabbeti, en yakınınızdan anne babanız, babaanneniz dedeniz, bir ağabeyiniz ya da hiç tanımadığınız bir insanla anı yakaladığınız unutulmaz paylaşımlar.
Muhteşem bir manzara, odun ateşinde kararmış çaydanlıktan içtiğiniz demli bir çay, çam gölgesinde edilenler sohbetler ya da paylaşılan bir yemek sofrası.
Belki de bir yolculuk anı.
Geri dönüşü olmayan, bir resim karesinin belleğe kazınması misali zamanla sınırlı yaşanmışlıklar.
Bu bayram da öyle olmadı mı dostlar.
Dün ya da ondan önceki gün yanımızda olan ama bugün olmayan kaç tanıdık yüzden yoksunuz.
Bir bayramı daha geride bırakırken ne eski bayramlar ne de eskiyen biz değiliz, kaybedilenler. Bayramları da özel kılan yaşanmışlıklar insan ömrünü de farklı kılan paylaşılanlar.
Umarım bu bayram da en doğal hali ile gelmiştir dünyanıza. Ve en lezzetli muhabbetleri paylaşanlardan olmuşunuzdur.
Her şeyden önemlisi sağlıklı olmanın şükrünü hissederek bir bayram yaşadınız ve yaşanmışlıklar damağınızda unutulmaz tatlar bırakmıştır.
Bayramda çok ciddi trafik yoğunluğu yaşadık ve dönüş yolculukları yeni bir yoğunluğu daha oluşturdu.
Yollarda hayatını kaybedenlere rahmet yaralılara şifa dilerken lütfen dikkat diyorum.
Sürat, yorgunluk ve emniyet kemeri. Bu üçü inanın hayata dair çok şey kazandırıyor insana.
SEÇİM GEÇİM VE MESAİ…
Milletimiz adına uzun ve biraz da gereksiz olduğunu düşündüğüm 9 günlük tatilin ardından yeniden hayata dönüyoruz.
Tatilden ziyade daha etkin ve çok çalışmak zorunda olduğumuz hakikatinden uzak uzun tatillerin müjde gibi duyurulduğu bir ülkeyiz maalesef.
Herkesten daha çok çalışmak zorunda olduğumuz gerçeğini unutarak uzun tatiller oluşturma gibi bir maharetimiz var.
Uzun da olsa bir bayram tatilinin ardından hayatın tüm gerçekleri ile bizlere kucak açtığı mesai süreci başladı.
Biz gazeteciler için bir gün önceden başlar mesai, yarının (pazartesinin) gazetesini hazırlama gibi bir sorumluluğumuz var. Mesaiye bir gün önceden başlayan tüm çalışma arkadaşlarıma ve meslektaşlarıma kolaylıklar diliyorum.
Bayram tatili bitti yerel seçim atmosferi başladı diyebiliriz.
Yozgat’ta parti içi rakipler, mevcutların adaylık düşünceleri, genel merkezlerin ittifak planları…
Tüm bunların birbirine karışacağı süreç bizi bekliyor.
Yozgat merkez dahil şehrin kalan bölümlerinin tamamında siyaset olanca derinliği ve rekabeti ile yerel seçimlere doğru yol alıyor.
Ne olursa olsun her koyunun kendi bacağından asılacağı bir sürecin adıdır yerel seçimler.
Ne liderler ne siyasi parti amblemleri kurtarıcı rol üstlenir.
Kişiler üzerinden tercihlerin ortaya konulacağı er meydanı olacak seçimler.
Mevcutların doğrularından çok yanlışları ile anılacağı rakiplerin de o yanlışlar üzerinden oy toplamaya çalışacağı seçimlere doğru gidiyoruz.
Geride bıraktığımız seçimlerden daha çetin ve de çetrefilli bir süreç bizi bekliyor.
Neyse bugün tatilin ardından ilk çalışma günü tatil mahmurluğunu atamayanlar için bu kadar yeter konuşacaklarımıza sırasıyla mercek tutacağız. Bakalım büyüdükçe ne çıkacak ortaya.
Geçmiş bayramınız mübarek olsun.