AK Parti 20 yılı aşkın süre gelen iktidar hayatında bürokrasi dünyasından çektiğini bir CHP’den çekmedi!
Bürokrasideki yanlış tercihleri yüzünden kadrolaşma olayını başaramadı.
Siyaset devlet kademesinde ‘benim adamım’ minvalinden kadrolaşmak yerine ‘liyakat’ ve ‘devlete sadakati’ üzerinden tercih yürütebilse keşke.
Ama olmuyor, dünkü iktidarlar zamanında da olmamış şimdi de olmadı yarın da olmayacak.
Liyakat denilen kavram belki de bu dünya hayatında asla vaki olmayacak, hayat bulmayacak.
Durumu hem Yozgat hem de bürokrasinin beyni Ankara üzerinden değerlendirdiğimizde AK Parti’nin ciddi zafiyetleri ve yanılgıları çıkıyor karşımıza.
Ankara’daki AK Partili ciddi bir kesim, bürokrasideki durumdan asla memnun kalmadı yıllarca.
Daha çok AKP’li bürokratların, parti değerlerinden habersiz karakterlerin tercih edilmesinden dolayı zorluklar yaşadıklarını, devlet işlerinde aksamalara neden olduğundan dert yanıyor.
Ve bu durumun çok da umursanmadığından!
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Bakanlar, bu cenaha yakın olanlar, Cumhur İttifakı üst yönetimi bir şekilde bürokrasi de işini yürütürken devlette işlerinin tıkandığı, hatta AK Partililer’in üvey evlat muamelesi gördüğünü öne süren çok fazla partili yönetici var!
Peki bu hastalık devam edecek mi?
AK Parti’de ‘asla yaşanmayacağına inandığım’ değişim, bürokraside de eski hamam eski tas şeklinde mi devam edecek?
YOZGAT’TAKİ BÜROKRAT YAPISI
Siyaset bürokratı atar ya gözü kapalı itaat bekler, ya da atadığı kendi iradesi ile çalışıyor, üretiyor, istiyor doğruları da söylüyor ise memleket menfaatine de olsa yapılanlar ‘engeller.’
Yozgat’ta yıllarca siyasetin tercih mekanizması üzerinden bürokratlar belirlendi mi, evet!
Çoğu zaman güç çatışmasının ortasında kalan bürokratların bir bölümü zamanla güçlüden, yani göreve gelmesine referans olandan yana tavır takındığında AK Parti içindeki diğer aksiyonerleri yok saydı mı, evet!
Aksiyonerler derken “bürokrasi siyasetin emir eri olsun” anlamında bir kasıt çıkmasın, milletvekilleri arasında varla-yok kavramları üzerinden tercih yürüten bürokratlarımız oldu!
İcazeti ile sahip olduğu makamı sıkı sıkıya muhafaza etmek için referans olan muhterimin yok dediğine yok, var dediğine var diyen, bunu yaparken aynı partinin milletvekilini yok hükmünde görev bürokratlar oldu!
Hani paralel devlet diye mücadele ettiğimiz o melun olaylar silsilesi var ya bir benzeri Yozgat’ta sürekli yaşandı.
Geldiğimiz noktada Yozgat’ta bürokrasi yapısına baktığımızda ‘iyi ama yetersiz’ kavramı çıkıyor karşımıza.
Kendi alanında başarılı ama bir şekilde siyasetin engellediği bürokratları saymaz isek iyi ama yetersiz bürokrat tipinden çok fazla kan kaybetti Yozgat!
O halde AK Parti’nin temsil makamındaki milletvekili, il başkanı ve diğer ağabeyler ne yapmalı?
Belediye meclis üyesi, il genel meclisi üyesi adayı belirler gibi benden olsun da… mantığı ile bürokrat mı belirlemeli!
Ya da itaat derecesine göre mi yürümeli işler.
Liyakatsiz, başarısız bürokrat siyasetçinin başını ağrıtan, devlet-millet işlerini rutinin dışına çıkarmayan bürokrat demektir.
Siyasetin kontrol mekanizmasını elinde tutanların memleket için dertleri yok ise zaten başları ağrımaz. Bu durumda ne olur eski tas eski hamam.
Yazıyı hangi sözle tamamlarım derken sosyal medyadan mensubu olmaktan gurur duyduğum Küresel Gazeteciler Konseyi’nin Kıymetli Başkanı Mehmet Ali Dim’in paylaştığı şu söz dikkatimi çekti ve konumuza çok anlamlı bir nokta olacak:
- Layık olmadan makam sahibi olanlar, astlarını ısırıp üstlerine kuyruk sallarlar.
İmam Gazali