Daha çok eksikleri, yapamadıkları/yapmadıkları, uzaklıkları, ulaşılmazlıkları gibi olumsuz kavramlarla andık!
Çok çabuk unuttular diye düşündük!
Kimi zaman ihanetle kimi zaman memleketi sahipsiz bırakmakla itham ettik!
Gözden ırakta, Ankara’da olmalarının neden olduğu uzaklığın getirdiği olumsuz algıları zamanla büyüttük.
Haklı olduklarımız, sesimizi duyuramadıklarımız, derdimizi anlatamadıklarımız ya da anlamak istemedikleri de oldu elbette.
Ya taraf etrafları ya da iradeleri ile görmezden geldikleri Yozgat’ın içinde yaşayanlar olarak lal oldu sözlerimiz feryatlarımız, haykırışlarımız!
ANKARA’DAN YOZGAT’A BAKINCA…
Çamlık Ankara Gazetesi, Türkiye’nin Başkenti Ankara’da 24 Kasım’da ikinci yılını dolduruyor. Aradan geçen zaman bizim için 24 saat esasına göre olunca arşınladığımız yol, görüştüğümüz insan, konuştuğumuz söz ve yazdıklarımız elli defa gider gelir Yozgat-Ankara arası…
Yozgat’tan-Ankara’ya uzanan bir medya yolculuğuna çıktık sizlerle ve bu güne kadar denenmemiş bir modeli hayata geçirdik.
Detayları ilerleyen günlerde konuşacağız o halde dönelim asıl konumuza!
Ankara’dan Yozgat’a bakmak, mevzuları çift yönlü görmek demek (miş)! Biliyorduk bilmesine ama yaşamak ayrı bir farkındalık kazandırıyoruz bildiklerimize.
Yozgat adına ne varsa orada detayları ile çıkıyor karşınıza bir şekilde.
Bir gerçeğin altını çizmem gerekirse her iki açıdan da yanıt buluyoruz sorularımıza, çok yönlü bakıyor, çok yönlü değerlendiriyoruz olayları.
Hali ile Yozgat’a bakış açımızın yelpazesini sadece bilgi ve belgeler ışığında değil aynı zamanda yaşanmışlıklarla da genişletmiş olduk!
Aynı zamanda siyasetin de başkenti olan şehirde bizim siyasetçileri de daha net görme imkanı bulduk. Mercekle, mikroskopla, röntgenle dahi görülmeyenleri keşfetmek desem abartmış olmam.
Eskiler, yeniler tüm siyasi karakterleri, konuşulanları, kulisleri daha net anlama imkanımız oldu!
Evet, yazıyorduk yazmasına ama bizatihi yaşayarak anladık ki, Yozgat’tan görmediğimiz de varmış. Ve günahlar gibi görmediğimiz sevaplar da bir şekilde bulunuyor kıymetli hemşehrilerim.
Siyasetçilerin de etten, kemikten, ruhtan ibaret bir beşer olduğu gerçeği Ankara’da daha fazla çıkıyor karşımıza.
Aslında görmediklerimizin ardında Yozgat için neler yaptıklarını, yapabildiklerini anlatmaya kelimeler yetmez.
Hem özelde hem de Yozgat ekseninde öylesine fazla iş yürüyor ki Ankara’da.
Yüksek Hızlı Tren’in Yozgat’tan geçiyor olmasının aslıda mecburi bir güzergah şansı olmadığından tutun da aslında hiçbir zaman öğrenme ikmanımız olmayacak!
Ankara’da bu güne kadar siyaset yürüten Yozgatlılar’a baktığımızda iktidarı-muhalefeti ile her birinin memleketlerine ve insanlarına dokunduğu gerçeği çıkıyor karşımıza.
Ve kimileri öylesine yoğun bir mesai ile yapıyor ki bu işi, Yozgat’a yansıması bol şimşekli ve gürültülü olmadığı için ‘hiçbir şey olmadı’ penceresinden değerlendiriyoruz durumu.
Evet, aradığımızda ulaşamadıklarımız, yok sayıldığımız, görmezden gelindiğimiz olmuyor oluyor elbette.
Onların da etten kemikten insanlar olduğunu unutmadığımız takdirde, duruma duygusal çerçeveden bakıp tüm siyasetçileri olumsuzlukları yargılamak yerine makamlarından nasıl istifade ederize bakmak gerekir!
Zira makamlar da insan ömrü misali gelip geçici.
Süratle seyreden dünya yolculuğunda Yozgatlı olarak ortaya koyduğumuz duruş duyguların ötesinde olduğunda kazanan hem memleket hem de biz olacağız.
Ankara’dan olaylara bakmakla görmek bir birine yakın kavramlar, gördüklerimizi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz!