Yozgat’ta park sorunu ve trafik problemi artarak devam ediyor. Yolların daraltılmış olması hem yayaları hem de araç sahiplerini huzursuz ediyor. Yeni başkanımızın buna çözüm getireceğini umutla beklerken görevlilerin ilgisiz kalışı insanı isyan ettiriyor.

Yozgat küçücük bir şehir; şehir merkezi bir avuç, çukur bir vadiyi andırıyor. Yolların darlığı ve park sorunu trafiği içinden çıkılmaz hale getiriyor. Yozgat’a gelen her yabancı bunu yüksek sesle dillendiriyor. Merkeze bir otopark yapıldı, ama yeterli olduğunu söylemek zor. Yolların tamamı otoparka dönüştü; bu da hem trafiği yavaşlatıyor hem de şehrin görünümünü sıkıcı hale getiriyor.

Neden olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Yollar bölündü, daraltıldı. Bölünmüş yol sevdası trafikte keşmekeşliği doğurdu. Şehir içinden geçip de uygun park yeri bulamamak insanları canından bezdiriyor. Yozgat yaşanabilir bir şehir olmaktan çıktı, çıkıyor!

Lise Caddesi, Bankalar Caddesi, Sinema Caddesi, Sakarya Caddesi, hatta Şeker Pınarı Caddesi ve şehir merkezindeki ara caddeleri düşünün bir girdiğinize pişmansınız, bir de girmediğinize... Sanki Ankara, İstanbul sokaklarındasınız. Çile ayyuka çıkıyor, sinirler tavan yapıyor...

Diyeceksiniz ki; ne yapalım Yozgat’ın durumu bu ! Bu da alınabilecek tedbirler yok mu? Tabii ki var. Birincisi bölünmüş yolları kaldırın, daralan yerleri genişletin, yolları ve kaldırımları bir gözden geçirin; eğri büğrü yollara bir düzen getirin bakın trafik nasıl canlı hale gelecek!

İkincisi Saat Kulesinden başlayın, Lise Caddesinden Kent Parka kadar yolları sağlı sollu birer metre genişletin, ana caddeler üzerine araç parkına izin vermeyin trafiğin akışını canlı hale getirirsiniz. Ara yollar açın, alternatif çözümler getirin şehre bir düzen gelsin!

Üçüncüsü: Saat Kulesinin dibi; Trafiği tıkayan ana mekanlardan birisi. Çevresini ikişer metre daha genişletin, çevresine park yaptırmayın dönüşler canlı hale gelsin, trafik akışı hızlansın. Yeni hal binası yolunu trafiğe açın yol üzerinde park yapılmasına izin vermeyin!

Lüzumsuz bölünmüş yollar var, bu bölmeleri kaldırın, eğri büğrü yolları düzeltin trafiğin akışına hız verin, Yozgat’ı yaşanabilir bir şehir haline getirin diyoruz. Bunlar yapılamayacak çok zor şeyler değil sanırım.

Yaşadığı şehre hizmeti ibadet kabul edenler için bunlar çocuk oyuncağı kadar basit konulardır. Şehri dolaştıkça, çevreyi alıcı gözle gezdikçe herkes bu gerçeği gözleriyle gözlemleyebilir! Halka hizmeti Hakka hizmet kabul edenler için bu konular çocuk oyuncağı kadar basit konulardır...

Şu andan itibaren Yozgat Merkezinde yeni yapılacak olan binaların altına en az dairelerin iki kat sayısı kadar araç parkı yaptırırsanız şehirdeki park sorununu çözersiniz. Ayrıca şehir merkezinde uygun bir mekana daha geniş bir kapalı otopark yaparak park sorununu hafifletmiş olursunuz.

Hepimizin yaşadığımız bu şehre yapabileceği bir şeyler olmalı!.. Defalarca belirttiğimiz iki şey var: birincisi halka hizmeti şeref kabul edip hizmet yarışında var olmak; İkincisi de “Gök Kubbede Hoş Bir Seda Bırakmak için” var gücüyle çalışmak; çalışmayı bir ibadet kabul etmek!

Her zaman vurguladığımız bir konu daha var: Amaç “bağcıyı dövmek değil, amaç üzüm yemek” olmalı. Halka hizmeti şeref ve onur kabul edenler bunu başarır; gününü gün etmek isteyenler ise hem hayatı hem de ahiretini kaybedenlerden olurlar.

Yozgat öyle küçük ve garip bir şehir ki: Saat Kulesinin dibinde duyduğunuz söz bir saat içinde bütün şehire yayılır: Yani hiç bir şey gizli ve saklı kalmaz bu şehirde.. Unutmayın yarınlar çok geç olabilir.Hem kendini, hem itibarınızı hem de çevrenizi bitirir yok edersiniz. Biz yaşadığım şehri seviyoruz: Bu şehre hizmet etmeyi şeref kabul ediyoruz! Hem de hiç bir menfaat beklemeden!.. Gerisi boş laf olur.