Anne yüreği; evladı için çarpan sevgi yüreğidir. Bir anne için en kıymetli varlığı çocuklarıdır. Onları doğurmakla kalmaz, eler, beler gözü gibi bakar ve en nadide çiçek gibi onları hayata hazırlar.
Okusun, büyüsün vatana millete hayırlı bir evlat olarak yetişsin diye tüm imkanlarını seferber eder. Gözü gibi korudukları bu yavruların terör örgütünün ağına düşmesini asla istemez, çocuklarını o niyetle de büyütmez!
Ama gel gör ki hoyrat bir el uzanır bu yavruları koparır yuvalarından! Niçin mi pis emellerine alet etmek için. Sadece terör örgütleri değil uyuşturucu baronları, fuhuş tacirleri ve organ mafyaları da bu yavruların peşine düşerler. Yetişmiş meyveyi acımasızca koparan hoyrat ellerdir bu eller!..
Evet Diyarbakır Anneleri gözü gibi koruyup yetiştirdikleri bu nadide çiçeklerin hasretiyle yanıp tutuşuyorlar; gözyaşı döküyorlar. Yavrularımızı bize geri verin diye feryat ediyorlar.
Neden HDP binasının önündeler? Çok iyi biliyorlar ki, yavrularını okullarından- yuvalarından koparıp dağa gönderenler PKK’li hainlerdir. HDP de bu hainlere kol kanat geriyor, maddi ve manevi destek veriyor. HDP bu işe aracılık ediyor! Bunu herkes biliyor! PKK da Kürt kardeşlerimizin davasını istismar ederek bu çocuklarımızı kandırıp dağa çıkarıyorlar.
Terör örgütleri bu gençleri uyuşturucuya, fuhşa alıştırıp Türk askerine karşı kullanmak istiyor. Türkiye düşmanı hain güçler de bu örgüte destek veriyor, masum annelerin gül gibi koruyup büyüttüğü bu nadide çiçekleri telef ediyor, ülkemize yönelik kötü ve pis emellerini gerçekleştirmek istiyorlar.
Neden kendi çocukları yok terör örgütünün içinde? Özel okullarda Avrupa’lar da lüks içinde yaşayanlar onların çocukları. Ama garip masum Kürt kardeşlerimizin çocukları terör örgütünün elinde ölüm kalım mücadelesi veriyorlar. Yani bu çocuklar zorla, baskıyla tutuluyorlar.
Bu kepazeliği farkeden Diyarbakır Anneleri: Çocuklarımızı geri verin diye HDP binası önünde nöbet tutmaya ve feryatlarını dünya kamuoyuna duyurmaya çalışıyorlar. Haklı ve yerinde bulduğumuz bu talebi destekliyor ve Diyarbakır Annelerine bizler de sahip çıkıyoruz!
Bu direniş onurlu bir direniştir! Bu feryat yerinde ve isabetli bir haykırıştır! Destek olunmalıdır, tüm yurttan bu annelere sahip çıkmak üzere ses verilmelidir. Ses vermeliyiz, yanlarında olmalıyız: Diyarbakır Annelerinin çığlığını tüm dünyaya duyurmalıyız! Bunu bir acziyesizlik kabul edenler bu feryadı içlerinde hissetmeyenlerdir.
Her konuda devlete ve devlet adamlarımıza hakaret eden -suç isnat etmeye çalışan mantığı kabül edemiyorum. Bırakın yahu şu devlet düşmanlığını devletinize milletinize sahip çıkın! Diyarbakır Anneleri yüreklice çıkıp onurlu bir mücadele başlattı; sizler de ya sahip çıkın, ya da bu onurlu direnişe saygı gösterin: Artık, ( güya vatanseverlik adına!) devlet düşmanlığından vazgeçin!..
Diyarbakır Annelerinin onurlu mücadelesini alkışlıyoruz, yanlarındayız ve onlara maddi- manevi destek olmayı istiyoruz! Bu sese Anadolu’nun her yerinden destek talebi gelmeli! Doğu ve Güneydoğu insanın verdiği cevap gibi tüm şehirlerimizden Diyarbakır Annelerine destek feryadı yükselmelidir.
Türkiye Cumhuriyetinin dağda PKK yı bitirmek için başlattığı balyoz harekatının başarıya ulaşması için Diyarbakır Annelerinin çıkışı da oldukça önemli ve yerinde bir tepkidir. Bunu devletin bir acziyeti gibi düşünenlerin terör konusundaki çözümü nedir acaba merak ediyorum! Sadece muhalefet olunsun diye devlet düşmanlığı yapılmaz ki?..
Tekrar ifade ediyorum ki: Diyarbakır Annelerinin direnişi onurlu bir direniştir.Anlamlıdır, yerinde bir çıkıştır. Türk devletinin terör örgütleri üzerine gidişi de yerindedir ve isabetlidir. Bütün kalbim ve inancımla ifade ediyorum ki: Sayın Erdoğan’ın ve Sayın Bahçeli’nin duruşu onurlu bir duruştur! Devletin bekası adına milli ve onurlu bir birlikteliktir. Bu onurlu birlikteliği ve onurlu duruşu sulandırmaya, gölgelemeye kimsenin hakkı yoktur diye düşünüyorum...