Varlıkta herkes dost, yoklukta ise dost olanlar düşmandan kötü.
İnsan yaşamı için de, siyasi iktidarlar için de gerçek olan bu!
İnsan kendi ailesinde de aynı durumu yaşayabiliyor. Zor günde kişinin en yakınları dahi yanında durmaktan imtina ediyor.
Varken her şeyin en doğrusunu bilen siz, yokken doğruları da yanlışa dönen oluveriyorsunuz.
AK Parti’nin 23’üncü yılını da bu çerçeveden değerlendirmek gerekiyor.
Varlıkta herkes AK Partili…
Nasıl mı?
İsterseniz önce şu çerçeveden bir değerlendirme yapalım:
Bir AK Parti modeli türedi AK Parti ile!
Neler değişti mesela:
Bir anda maneviyatçı kimliğe büründük!
Bıyıklar, saç sakal kesimleri değişti.
Makam sahipleri bile odanın en görünür yerine seccadeler, ellerinde 99’luk tespihlerle görünür oldular.
Yetmedi, dernek, vakıf, cemaat toplantılarında poz verdiler.
Bir iktidar için bu kadar iki yüzlü insanı ayırt etmek zor olmalı.
Zamanla yandaşlar, kandaşlar, partidaşlar arttıkça arttı. Güç etrafında kendi hegemonyasını oluşturmaya başladı.
Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘ulaşılmaz’, ya da ‘tek adam’ olarak yaftalayanlar onun yerinde olsalardı emin olun kanat takıp uçuyorlar, yetmedi kendilerini çoktan ölümsüz görmeye başlamışlardı.
Hülasa Türkiye’de iktidar sahibi olmak kadar, muktedir olmak çok önemli.
İktidarda muktedir olmanın yolu, gücün etrafında başınıza üşüşen yapı arasından en doğrusunu seçebilmekten geçer.
Bugün geldiğimiz noktada AK Parti’nin kendi rakibinin yine AK Parti olduğunu görüyoruz.
Gücün etrafından bir şeyler devşirmek isteyenler zamanla gerçek dava adamlarını yok hükmünde bırakırlar.
AK Parti bugün gerçek tam manasıyla gerçek dava adamları tarafından yönetilmiyor.
23’üncü yılında kendi içinde daha yalnız, kendi içinde gerçek değerlerinden daha kopuk, kendi içinde kendine daha muhalif bir AK Parti gerçeği çıkıyor karşımıza.
Bu durum sürekli yanlış kararlar vermesine neden oluyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın içinde bulunduğu durumu düşünemiyorum. Doğruları doğru ise yanlışları da doğru eden güruhun içinde hak ve hakkaniyetten yana siyaset üretebilir mi?
Türkiye’nin içeride ve dışarıda onca mücadele alanı varken kendi içindekilerin hangi birini doğru yola yönlendirebilir.
Ya da AK Parti 23’üncü yılında hangi ülke gerçeğinin tam manasıyla içinde olabilir, onca sanal gündem oluşturulurken.
Evet, AK Parti kendi içinde bile isteye oluşturulan sanal gündemin esaretinde ülke gerçeklerini görebilme kabiliyetini ya tez zamanda kazanacak, ya da süratle götürüldüğü uçurumda kaçınılmaz sonu yaşayacak.
Tüm bunları tahlil ve teşhis etmek için bir gazeteci, siyaset bilimci ya da TV’de açık oturum konuğu olmanıza gerek yok!
Yozgat’tan baktığımızda AK Parti’nin Ankara’daki ahvalini de görebiliyorum Ağrı’daki gündemini de.
Bugün AK Parti için varlık ve yokluk arasındaki araf zamanı.
Kimin dost kimin post olduğunu görmek için merceği büyütmek, halkın içine daha derinlere ama en derinlere inmek icap eder.
Haksız mıyım Sevgili dostlar.