“Muharrem "kelimesinin anlamı: Ziyade hürmetli olan demektir. Muharrem ayı Allah katında haram olan aylardan biridir. Hz.Ömer (r.a.) zamanında toplanan İslam şurası, Hz.Ali’nin teklifini kabul ederek hicret yılını başlangıç olarak kabul etti. Ay olarak da ilk İslam muhacirlerinin ve Peygamber (s.a.v) hicret ettiği ve kameri aylar içerisinde çok hususi bir yere sahip olan, Muharrem ayı kabul edildi.

Haram aylar” içinde Muharrem ayının ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu ayrıcalığı “Muharrem” adından da fark etmek mümkündür. Kısacası “haram aylar” uygulamasının genel adı, anlam itibarı ile bu aya özel bir ad olarak verilmiştir.

Bu aya hürmet İslam kültür ve tarihi sürecinde de devam ede gelmiştir. Zira İslam Hz. İbrahim’in tebliğ ettiği Hanif dini esaslarının devamı niteliliğinde olması sebebi ile, o geleneğin değerlerinin de sahibidir.

Hicri takvime göre Muharrem ayı, 12 ay ve 355 gün olan kameri yılın ilk ayıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, kameri yılda -güneşin değil- ayın hareketleri esas alınmaktadır. Hicrî tarih, Hz. Muhammed (s.a.s.)' in Mekke'den Medine'ye göç edişi ile başlar. Hicretin takvim başlangıcı olarak kabul edilmesi Hz. Ömer devrinde olmuştur. Onun devrine gelinceye kadar, Araplar, düzenli bir tarih belirleme sistemine sahip değillerdi.

Fil vakası gibi önemli olayları kıstas olarak benimsemişlerdi. Hz. Ömer devrinde, Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicret ettiği yıl (Miladi 622) İslami takvimin başlangıç yılı (Hicri 1) olarak, Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olarak kabul edildi.

 Muharrem ayına hürmet edilmesi icap eden bir ay olduğu Ayeti kerimede "Allah katında yerlerin ve göklerin yaratıldığı günden beri ayların adedi 12 dir. Bunlardan dört tanesi haram aylardır." buyurulmuştur.

Bu aylar içerisinde Recep, zilkade, zilhicce ve Muharrem ayı “Eşhuru- Hurum” Yani Allah katında ziyade hürmet edilmesi gereken aylardır. Bu ayda yapılan iyilik ve ibadetin mükafatı ne kadar çok ise, kötülük ve isyanın cezası da bir o kadar ağır olacaktır.

Hz. Ali şöyle rivayet etmektedir: "Ben Rasülüllah (s.a.v.)’in yanında otururken bir adam ona; “Ya Rasülellah! Ramazan ayından sonra hangi ayda oruç tutmamı emredersiniz? deyince Rasülüllah (s.a.v.): Ramazan ayından sonra oruç tutacaksan Muharrem ayından tut; çünkü O' Allahın ayıdır. O Ayda bir gün vardır ki, Allah bir kavmin tövbesini o günde kabul etti.ve diğer bir kavmin tövbesini de o günde kabul edecektir."buyurdu.

İbni Abbas’ın şöyle değdiği rivayet edilmiştir: “Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde Yahudilerin Aşûre günü oruç tuttuklarını gördü. “Bu nedir?” diye sordu. “Bu hayırlı bir gündür. Bu, Allah’ın İsrail oğullarını düşmanlarından kurtardığı, bu sebeple de Musa’nın oruç tuttuğu gündür” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) “Ben Musa’ya sizden daha layığım” buyurdu ve hem kendisi bu günde oruç tuttu, hem de başkalarına oruç tutmalarını emretti.”

Hz. Peygamber Aşûre günü oruç tutmayı teşvik etmiş ve “Aşûre günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım” buyurmuşlardır.
Hicri yılbaşınız ve Muharrem ayınız hayırlara vesile olsun inşallah.