Havaların ısınmasıyla birlikte piknik alanları ve milli parklar ailelerle dolup taşmaya başladı. Şehrin bunaltıcı havasından kurtulup kendini doğaya bırakmak istiyor insan. Temiz havaya çıkınca da insanın içi açılıyor ve ruhu dinleniyor. Onun için diyoruz ki: şehirlerde yeşil alanlar yok edilmemeli park ve bahçeler artırılmalıdır. Millet Bahçeleri de bu anlamda önemli bir görev yapıyor. Hafta sonu küçücük Kent Park dolup dolup taşıyor.

Diyeceksiniz ki; ne güzel işte insanlar kendini doğaya bırakıyor temiz hava alıyor. Elbette güzel...Lakin insanı üzen bir çok hadise yaşanıyor ki: hepimiz için önemli bir konudur bu ? Doğa ve çevre kirliliği... Sağlığımızı da tehdit eden bu durum oldukça ciddi boyutlara ulaşmış durumda.

Sanırım bu konuda yapılan haberleri de izliyorsunuzdur. Kirlilik canlı cansız tüm çevremize zarar veriyor. Toprak ve sular kirleniyor, hastalık yapıyor. Bitkileri hayvanları, kuşları, balıkları öldürüp toplu katliamlara neden oluyor. İnsan sağlığını da tehdit eden bu kirlilik dünyamızın dengesini de bozup salgın hastalıkların yayılmasına sebep oluyor.

Hafta sonu buralarda bir yürüyüşe çıktık. Gördüğümüz manzara içler acısı. İnsanın, biz bu kadar mı duyarsızız diye isyan edesi geliyor. Hatta kendi kendime dedim ki buralarda oturan insan olamaz? Çöp atıkları, çekirdek kabuğu, kırık su şişeleri, naylon poşet artıkları, yiyecek kalıntıları kaplamış her yanı. Vatanını seven insanlar utanç duyuyor bu görüntülerden...

Bizler vatanı için seve seve canını veren vatanseverleriz öyle değil mi? Bundan asla şüphemiz yok. Ama çevremize duyarsız kalışımız yok mu insanı hayrete düşürüyor. Meşhur bir atasözümüz vardır hepiniz bilirsiniz: “ Aslan yattığı yerden belli olur” diye. Olur da bizim vatan severliğimiz nerden belli olacak? “Vatanıma Kurban Olurum” demek yeter mi? İnsan kurban olduğu vatanını çöplüğe çevirir mi Allah aşkına?..

Şehrin her yanı çöp bidonları ile dolu. Hatta iki
adım ötesinde çöp kovası var amma üç beş metre etrafı çöplük alanı gibi...Vatanını seven insan bu kadar duyarsız olamaz, olmamalıdır. Çöp bidonu dolmuş olabilir ya da oraya konmamış da olabilir; ama insan yanına iki naylon poşet alıp bunları o poşete doldurup da çöp bidonlarına bırakamaz mı? Bu kendimize olan bir saygının gereğidir. Keyif için çekirdeğini çikletip ulu orta atan insan bunu bir poşette toplayıp çöpe atamaz mı? Neden bu kadar sorumsuz ve duyarsız davranıyoruz ki? Bu vatan bizim, bu şehir bizim, bu ülke hepimizin. Yüce Yaratanın da hoşuna gitmez bu görüntüler. Çünkü Allah temiz olanı sever.

Hele hele çevre duvarlarına, masalara, tabelalara ahlaksız - seviyesiz yazılar yazıp çevremizi kirletenler yok mu bunlar ayrı bir rezalet? Ahlak, edep, haya ve insanlık duyguları kaybolmuş bu zevatlar Türk insanının evladı mı diye sorgulayası geliyor. Millet malına zarar verenler var ya; onlar artık kimliğini kaybetmiş zevatlar diye düşünüyoruz... Benim bu kadar rahatsız olduğum durumu gören ve ülkeme gelen turistler acaba bizim hakkımızda ne düşünürler dersiniz? Gerisini varın siz hesap edin... Türküm, Müslümanım diye gurur duyarken bu görüntüler yüzümüzü kızartmıyor mu Allah aşkına..?

Ne mi yapmalıyız ? Önce kendimiz duyarlı olmalıyız, dostlarımızı- sonra insanımızı uyarmalıyız, susmamalıyız, örnek olmalıyız. Görevlilere yardımcı olmalıyız, çocuklarımızı uyarmalıyız, bunun eğitimini vermeliyiz, belediye birimleri ve park görevlileri olarak insanları uyarmalı gerekirse cezai işlemlerle tedbir almaya çalışmalıyız. Nemelazımcı ve duyarsız davranmaya devam edersek çöplük bataklığında boğulup gideriz.