Çok özür dileyerek, depremzedeler üzerinden provokasyon yapanlara en kibar halimle ‘ulan’ demek istiyorum.
Siyasetin siyah beyaz yıllarına bakıyorum, kardeşin kardeşi katlettiği, camilerin ayrıştığı, gecelerin korku, gündüzlerin acılarla dolu olduğu yıllara…
Cahildik, duygusaldık, oyuna geldik, sağ-sol, ileri-geri kavramları üzerinden öldük-öldürdük.
Peki bugün neyin cahili, oyuncağı, piyonuyuz?
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ SONRASI ORTAYA ÇIKAN ALÇAK YÜZ!
Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem milletvekilliği seçimlerinin ardından sosyal medya ve basın-yayın organlarında gündeme gelen açıklamaları dinlerken çocuk yaşlarda dinlediğim ihtilal anıları geldi aklıma.
İnsanların öldüğü, öldürüldüğü, en acısı ise kardeşin kardeşe düşman olduğu yıllarmış o yıllar.
Camilerin dahi ayrıştığı bir dönemden bahsediyoruz.
Yozgat’ın eski emniyet müdürlerinden (sağlık diliyorum) Sayın Ekrem Nalcı, komiser olarak görev yaptığı Sivas’ta yaşadıklarını şu sözlerle paylaşmıştı:
- Alevi vatandaşlarımızla birlikte Cuma namazlarında camilerin kapısında nöbet tutuyorduk. Olurda camilere bir taş, bir saldırı, sataşma yapılır da bu durum Alevi vatandaşlar yapmış gibi gösterilir, Alevi-Sünni çatışması çıkartılır diye. Aynı şekilde cem evlerinin önünde de Sünni vatandaşlar bizimle birlikte görev yapardı.
Aslında kendi içinde problemi olmayan kesimleri çatıştıran, üretilen senaryonun ölümüne piyonu yapmak için her türlü karanlık dış müdahaleyi yapan bir her daim oldu ülkemiz ve insanımız üstünde!
Cumhurbaşkanı seçimlerinin kazananı olmamasına rağmen sözde CHP’li olduğunu ve yine sözde Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen bazı güruhların kan donduran açıklamalarını hayretler içinde dinliyoruz.
Özellikle depremzedeler ve ekonomik durumu olmayan vatandaşlar üzerinden kin kusan, Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermedikleri için saldıran güruhu ihtilal yıllarının karanlık piyonu olarak görüyorum.
Ulan siz neyin kafasını yaşıyorsunuz!
Sizlerin CHP’li olduğunu,
Sizlerin Kemal Kılıçdaroğlu taraftarı olduğunuzu kabullenmek istemiyorum.
Ne CHP’nin ne de Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu cahil, gerici, insanlık ve vicdan kavramlarında yoksun güruhu bırakın taraftar olarak seçmen olarak dahi kabullenmemesi gerekiyor. Onların verdiği oy da adamı bozar, hayır getirmez.
Hani sosyal demokrat ruhu, hani baharla gelecek yarınlar, hani kucaklayıcı yüz, hani insanlık, hani nerede?
İnsanların en temel demokratik hakkı olan oy verme haklarını gasp etmeye ne hakkınız var?
Seçme hakkı sadece sizlerin tekelinde mi?
Siz misiniz ulan bu ülkenin özellikli, aklı çalışan, doğruyu-yanlışı bilen güruhu.
Vicdan yoksunu kalbinizden dökülen zehri akıtmayın insanımın üstüne,
Ülkemizi çok beğenmiyor, insanımızı kabullenmiyorsanız defolup gidersiniz!
Bazı belediye başkanları da depremzede vatandaşları konakladıkları tesislerden sırf CHP tarafına oy vermedikleri için çıkarmak isteniyormuş.
Bu neyin kafası sizce sevgili hemşehrilerim.
Biz ne ara bu hale geldik Allah aşkına!
Siyah beyaz yılların insanları canından, yarınlarından eden karanlık yüzü ile bunlar arasında sizce ne fark var?
Cumhurbaşkanı olarak Kemal Kılıçdaroğlu seçilseydi, bu gün kin kusan, insanlar alçak düşünceleri ile ayrıştıran, hakaret eden vicdan yoksunları neler yapacaklardı?
Allah sizi bildiği gibi yapsın ve fırsat vermesin.
CHP’li yöneticilerini acil tepki göstermeye, en şiddetli dille bu tür insanları ve varsa kendi içindeki yöneticileri ihraç etmeye davet ediyorum.