Adam öldürmeler, cinayetler, tecavüzler ve kadın katliamları arttı. Hem de ürkütücü boyutlara ulaştı. Toplumu rahatsız ve huzursuz etmeye başladı. Vicdanımız kaldırmıyor, toplum olarak bu hadiselere tepki göstermeye başladık. Hadiselerin bir birine benzemesi düşündürücüdür.

Allah korusun bir müddet sonra insanlar adalete ve kanunlara güvenmez hale gelir katile cezayı kendi vermeye başlarsa tehlike çanları çalıyor demektir. Bu cinayetlerle ilgili bir iki noktayı arz etmek istiyorum. Alınması gereken çok tedbirler vardır. Bunların masaya yatırılması önemlidir.

Birincisi TV dizilerinde baskı, zulüm, adam öldürme olayları arttı, hatta abartılı hale geldi. Tavuk öldürür gibi adam öldürme sahneleri yaşanıyor!.. Bu sahte öldürmelerin ardından öldüren sereserpe geziyor her hangi bir cezai işlem uygulanmıyor. Bunlar bir film, oyun da olsa topluma kötü örneklik teşkil ediyor. Bu tür olayların sıradan gibi gösterilmesi cinayetleri teşvik ediyor.

İkincisi bilgisayar oyunlarında öldürme, cinayet ve yok etme hadiseleri çok fazla. Şiddet ve tehdit içeren, öldürme ve yok etme zevk-i veriliyor! Son derece tehlikeli oyunlardır bunlar. Küçük yaşta başlayıp İlkokul lise çağında devam eden bu sahte oyunlar kişileri etkiliyor! Baskı, zulüm, işkence ve öldürme hadiseleri çocuklarda özenti uyandırıyor bu tür hadiseler normal hadiseler haline geliyor. İşkence, zulüm ve öldürme içeren oyunlara erişim engellenmelidir.

Üçüncüsü olayların sosyal medyada açık ve görüntülü halde yayınlanması birbirine örneklik teşkil ediyor. Bakın birisi kendisinden ayrılmak isteyen kadını boğazından bıçaklayarak canice öldürdü. Ondan sonraki hadiseler bu vahşeti örnek alınarak işlenilmeye başlanıldı. Yani sosyal medya kötü örnek olmaya başladı. Kavga ve döğüşü ayırma yerine insanlar videoya çekip yayınlamayı maharet sayıyorlar. Yanlış ve kötü bir örnektir. İnsanların uluorta vahşeti çekip yayınlamasına yasak getirilmeli. Her olay, her hadise sosyal medyada yayınlanırsa bu
Kötü örneklik teşkil eder ve yaygınlaşır.

Dördüncüsü suçlulara- katillere ve canilere verilen cezalar insanları tatmin etmiyor! Cezalar yeterli, cezalar caydırıcı değil! Böyle olunca da insanlar tepki gösterip karşı tarafı kendisi cezalandırmayı düşünüyor, bu durum olayları çoğaltıyor. Cezaların caydırıcı hale getirilmesi gerekir, vicdanlar rahatlatılmalıdır.
Türk ceza kanunu yaşanılan hadiseler göz önüne alınarak yeniden düzenlenmelidir.

Beşincisi ahlaksızlığın yaygınlaşmasıdır. Alkol, uyuşturucu, esrar, eroin, kumar, fuhuş arttıkça olaylar ve cinayetler de artıyor. Çünkü bu alışkanlıklar kötülükleri tetikliyor ve aile düzenini bozuyor. Aile düzeni bozulunca anne- baba ve çocuklar perişan oluyor, yuvası dağılan bireyler suç işlemeye daha yatkın hale geliyor. Aile düzeninin korunması için ciddi tedbirler alınmalıdır. Geçim sıkıntısı ve işsizlik huzursuzluğun da ana kaynağıdır. Ailenin korunması sosyal yaşamın düzenlenmesi sosyal devletin görevidir.

Toplumun korunması ve huzurun sağlanması için devletin alacağı tedbirler vardır. Aile düzeninin korunması esastır. Görsel yayınlara, sosyal medyaya ve TV yayınlarına belirli yasaklar konulmalı; eğitici, uyarıcı ve ibret verici hadiselere ağırlık verilmelidir. Eğitim ve öğretimde toplumsal düzenlemelerde toplum ve aile huzurunun sağlanması esas kabül edilmelidir. Bu konuları amaç edinen derneklere sivil toplum örgütlerine ihtiyaç vardır; bu tür derneklerin kurulması ve desteklenmesi devletin gözetiminde olmalıdır.

Ne yazık ki hadiseler ve cinayetler birbirine benzer ve bir birini teşvik eder durama geldi. Nerede ise sıradanlaştı! Tehlike çanları çalıyorsa hem devletin hem bizim hem de ailelerin alacağı önemli tedbirler vardır? Hem ahlaksızlıkla hem de cinayetlerle mücadele edip olayları durdurmak hepimizin görevidir. Ben ne yapabilirim? değil bizlere ne görevler düşüyor diye düşünüp sorumluluğu üstlenmek zorundayız.