Seçimleri bahane edip birbirimize alabildiğince hakaret ediyoruz; olmadık çamur atıyoruz. Kardeşliğe sığmayan bir tavır içerisindeyiz. Birbirimizi çok yakınen bildiğimiz halde akla hayale gelmeyecek iftiralar atıyoruz. Makam ve mevki elde etme arzusunu düşmanlığa dönüştürmüşüz. Helalleşmeyi ve kucaklaşmayı unutup gözümüzü iktidar hırsı bürümüş, saldırdıkça saldırıyoruz. Kardeşliğimizi,
düşmanlığa dönüştürüyoruz.

Ülkemize düşmanlık eden gizli güçler bizi bölmek istiyor: Türkiye’yi bir kaosa sürüklemenin peşindeler. Bunlar Türk Milletinin düşmanı hain işbirlikçilerdir. Özetle bunlar Türk Milletinin düşmanlarıdır. Amaçları da bellidir, bizleri parçalamak, bölmek, Anadolu’ dan atmak ve yok etmektir. Hiç utanmadan Türkiye’nin bölünmüş sahte haritalarını paylaşmıyorlar mı?

Müslümanların başına gelen felaketlerin birçoğu kardeşliğin zedelenmesi ve birliğin bozulması yüzünden olmuştur. Müslümanların bölünüp parçalanması neticesi olmuştur. Yıllar boyu kardeşçe yaşadığımız Anadolu’da Alevi-Sünni, Kürt-Türk, sağcı, solcu, ilerici, gerici gibi ayrımlarla bizi parçalayıp, bölmek istemediler mi? Şimdi bunu seçim sandığını bahane ederek yapmak istiyorlar.

Tarih boyunca Müslümanların başına gelen felaketlerin çoğu fitne ateşi yüzünden gelmiştir. Müslümanların gösterdiği başarılar, kazandıkları parlak zaferler de birlik ve beraberlik sayesinde elde edilmiştir. Bunun en güzel örneği Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşıdır. Türk Milleti birlikte güçlüdür ve kardeşlik duygusu ile dünyaya hâkim olmuştur. Kardeş olmak insan ve Müslüman olmanın da gereğidir.

Bizim dinimiz İslam kardeşlik dinidir. Kardeşlik duygusu Müslümanların birbirini sevmesi ile gerçekleşir ve güçlenir. Birlikten kuvvet doğar. Ayrılık toplumları felakete sürükler. Hepimizin asli görevi birlik ve beraberliğimizi korumak ve bölücü unsurlarla mücadele etmektir. Tarih boyunca Türklerin gösterdiği başarılar, birlik ve beraberlik sayesinde olmuştur.

Milletçe huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmemizin şartlarından biri de birbirimize hoşgörülü davranmaktır. Bu hoşgörü kasıtlı olarak yapılan kötülüklere göz yummak, ses çıkarmamak anlamına gelmez. Ama aslını esasını araştırmadan kardeşlerimize tonlarca çamur atmak, iftira etmek de doğru değildir.

Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış olan Cennet vatanımızda, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde varlığımızı devam ettirebilmemiz, birlik ve beraberliğimizin korunmasıyla mümkündür. Yüce Allah (c.c) Kur'an-ı Kerim'de bizi birliğe çağırarak şöyle buyuruyor: “Hepiniz birden Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, sakın ayrılıp parçalanmayın.” Biz adına parti- pırtı demişiz böldükçe bölmüş, siyasi tercihi hizmet yarışına dönüştürme yerine düşmanlık ve kin yarışına çevirmişiz. Bunun adı da hizmet yarışı diyoruz maalesef...

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor. “Müminler parçaları birbirine bağlanmış bir bina gibidirler” “Ayrımcılık yapan bizden değildir.” “ İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız!..”

“İnsanların en hayırlısı diğer insanlara faydalı olanıdır!” Bu hadisler ışığında kendimizi gözden geçirelim. Biz kardeşliğin neresindeyiz? Kardeşlik adına ne yapıyoruz 14 Mayıs sonrası birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız? Bunun hesabını yaptık mı? Üç beş kalabalık insanları görüp muhalifleri tehdit etmek ve bu tehdide boyun eğmek demokratik bir yaklaşım mıdır? Bunu yapanlar bizim kardeşimiz olabilir mi? Ülkeyi bölmek, teröristi savunmak ve salıvermek vatanseverliğimize sığar mı? Buna millet izin verir mi?

Vatandaşlarımız arasında bölücülük yapmak, onları türlü sıkıntılara sokarak zarara ve günaha sürüklemek, ardından da isyanların alt yapısını oluşturmak ülkenin işine mi yarayacak düşmanların işine mi?
Ülkeyi parçalanmanın eşliğine taşımak kime ne kazandıracak; bu fitne ateşi seni de beni de yakar kül eder; Allah kotusun! Bunu adına biz fitne ateşi diyoruz !

Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de, fitne çıkartanların cehenneme atılacağı ve fitne çıkarmanın adam öldürmekten daha beter olduğu bildirilmektedir. “ Fitne katilden beterdir” diyoruz. Ayrıca hadis-i şerifte de; fitne çıkarana Allahü Teala’nın lanet edeceği bildiriliyor. Seçim kardeşliğimize zarar vermemeli. ülke bütünlüğü temel düsturumuz olmalı ve seçimi kardeşlik kazanmalı. Yoksa kimse bu ülkede huzurla yaşayamaz; Allah korusun !...