Türkiye'de siyasetin hangi eksene kayacağını özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bundan sonraki süreçte ortaya koyacağı duruş belirleyecek.

Millet İttifakı’nın adayı merak ediliyordu, netleşti.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 6’lı masaya bakış açısı netleşti.

Hatta şartlar öyle bir hal aldı ki, sessiz bir galibiyet de ilan edildi: CHP + İYİ Parti + HDP toplamı üzerinden matematiksel bir sonuç algısı oluşturuldu.

Sosyal medya konusunda Millet İttifakı’nın daha başarılı olduğu muhakkak. Süreçte halka iner, birlikteliğin gerekçelerini açıklayabilirse ortaya konulacak vizyon, matematiksel hesabın dışında Cumhurbaşkanlığına ciddi rakip olduğunu da gösterir.

Muhakkak ki bu seçim sandığa gidecek 6 milyon gence daha derinden ulaşmaya çalışacak Millet İttifakı.

Tabi o gençler sandığa giderse.

Gençlere dokunduğunuzda siyaset makamına karşı bir güvensizlik çıkıyor karşımıza. Bu güveni kazanmak kolay olmamakla beraber, bu işte başarılı olanların kazanacağı muhakkak.

Deprem gölgesinde seçim olacak mı olmayacak mı tartışmaları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması ile 14 Mayıs’a bağlandı.

Daha önce de konuştuk, Erdoğan karşı tarafından beklediği gibi seçimi erteleyen, uzatan bir belirsizliği değil tam tersi bir an evvel milletin demokratik hakkını kullanmasını sağlayacak süreci açtı.

Geldiğimiz noktada Millet İttifakı kısa süreli Meral Akşener sarsıntısının ardından kendine gelip, adayını ilan ederken Cumhur İttifakı kanadı sessiz kaldı.

Daha çok depremle ilgilenen, iktidar olmanın sorumluluğu ile hareket eden bir görüntü sergiledi.

Şu sıra Millet İttifakı tek kale maç yapar görüntüde ama bir yandan da Erdoğan'ın yapacağı hamleyi, politikayı da bekliyor.

Son minvalde Cumhur İttifakı kanadında da siyasi partilerin sayısı artmaya başladı.

Ama asıl olan AK Parti ve MHP’nin ortaya koyacağı genel politikada.

Bir gece bir genel başkan televizyon programına çıkar yüzde 3-5 oy artırırdı, genel başkanlar miting yapar oy oranı artardı.

Depremin de neden olduğu matem ve hüzün havası ne alıştığımız seçim atmosferi ne de getirisine müsaade etmeyecek.

Cumhur İttifakı bir yandan seçimi takip edip, süreci yürütürken aslında depremi ana gündem maddesi olarak görmeye devam edecek.

Belki de bu duruşu oy oranına da pozitif bir katkı sağlayacak.

Partililer sadece cumhurbaşkanlığına kilitlenmiş olsa da parlamentodaki milletvekili sayısı da büyük önem arz ediyor.

Kısa sürede ülke olarak yoğun bir siyasi gündem yaşayacağımız muhakkak.

İçinde bulunduğumuz sürecin hassasiyetini de düşününce seçim süreci su altında konuşmak gibi olacak.

Ne sesinizi yükselte bileceksiniz ne de sessiz kalma şansınız var!