Günaydınlar,  Sabahı Şerifleriniz Hayrolsun 
Evet, efendim sabah uyandık yatağımızdan kalktık ve güne başladık. 
Güne başlama anımızdan tekrar yattığımız ana kadar yaptığımız davranışlar hayatımızın tekrarından ibaretmiş. 
Yani bir günde yaptığımız 10 hareket veya davranışın 9 âdeti bir önceki günün tekrarı 1 âdeti yeni hareket veya davranışmış. 
Bu durumda 9 hareketi şöyle mi yapsak?
1-Sabah neşeli olarak kalkmak ve işe gidene kadar selamlaşmak. 
2-İşyerinde verimli çalışmak, üretmek ve yardımcı olmak. 
3-Bilmediğimiz konularda kesinlikle fikir yürütmemek. 
4-Yaya geçidinde yayalara yol vermek. Diğer yerlerde siz bilirsiniz. 
5-Cep telefonu ile görüştüğümüz esnada etrafımıza dinletmemek. Özellikle de küfürlü konuşmamak. 
6-Parktan çıkan araçlara sadece park yeri için değil normal olarak yol vermek. 
7-Bir şeyleri üretip sonra tüketmek. Üretmediğimiz halde tüketici olmamak. 
8-Sürekli meydanda dolaşmak yerine bir yere oturup bir şeyler üzerinde tartışmalar yaparak yeni fikirler bulmak.  
9-Eleştirmek yerine yapıcı olmak. Eleştirdiğimiz konular hakkında bilgi sahibi olmak için araştırmalar yapmak. 
     Hayatımızda yukarıda ki 9 maddeyi düzenli olarak yaptığımızı düşünelim. İnanın hem biz hem çevremiz aşırı derecede mutlu olacaktır. 
     Mutlu olmanın en önemli şartı toplum kurullarına uymaktır. 
Maalesef biz bunların tersini yaptığımız için hemen hemen her gün aynı stres ve sıkıntıları yaşıyoruz. 
     Sabah bir stres ile kalkıp henüz gözümüzü bile tam açmadan işe gittiğimiz için kızıyoruz. Neden bu gün Pazar değil biraz daha yatardım şeklinde devam ediyoruz. 
     Kafamız dinç olmadığı için vücut dinlenemiyor dolayısıyla verimli olamıyor. Her konuda mutlaka fikirlerimiz mevcut ve bizim fikirler mutlaka doğru, çünkü her şeyin doğrusunu ben bilirim modu ile devam ediyoruz. 
     Trafikte tam bir canavar oluyor, yaya geçidi bizim için bir anlam ifade etmiyor.
      Hatta çok lüks arabalarımız ile geçen yayaları hiçe sayıp caddede sürat bile yapıyoruz. 
Verimli çalışmadığımız için üretemiyor sürekli tüketiyoruz. Üstelik marka olan şeyleri tüketmeye çalışıyor bununla da övünüyoruz. 
     Oysa sadece bizim israf ettiğimiz yiyeceklere çevremizde çok yakınımızda o kadar çok ihtiyacı olan insanlar var ki bunları görmezden gelmek çok kötü. 
     Boş gezmek yerine farklı faaliyetler yapmak, sosyal sorumlulukta gönüllü görevler almak, bizleri biraz daha mutlu edecektir. Unutmayalım ki boş gezenlerin arkadaşı şeytan olur. 
     Sürekli eleştiri yapıyoruz fakat uygulamaya gelince hiç yaptığımız bir şey yok. Geçenlerde dikkatimi çeken bir noktayı paylaşarak sonlandırmak istiyorum. 
     Çok büyük bir kurumdan emekli olan bir abi galiba emekli oluşunu kabullenemedi. Kabullenemediği için çalıştığı sürede beğendiği taraf olduğu ve savunduğu her şeyi emekli olunca beğenmemeye ve eleştirmeye başladı. Aradan ne geçti. Oysa zaman çok yakındı ve unutmamıza fırsat vermemişti. 
     Kendi çıkarlarımız için doğruya yanlış yanlışa ise doğru demek sizce ne kadar doğru?