Bazı insanlar vardır, hafızanızda bir süre yer eder, daha sonra hafızanızın çöplüğüne atılır ve unutulur.
Yine bazı esnaflar vardır. Onlar da alışveriş yaptığınız sürece hafızanızda yer eder, alış verişi kestiğinizde ise giderek unutulmaya yüz tutar.
Arkadaşlar ve arkadaşlıklar içinde durum bu merkezdedir.
Bir süre konuşur görüşür aradan zaman geçer, ayrılıklar girer, geçim dertleri araya girer ve o samimiyetinizin fazla olmadığı arkadaşlarınızda giderek unutulmaya yüz tutar.
Erken yaşlarda başlayan arkadaşlıklar, hasbi bir yaklaşımla yapılan arkadaşlıklar olduğu için o arkadaşlıklar daha kalıcı ve samimi bir şekilde gelişir.
Bir arkadaşım var, tanışıklık açısından bakarsak çok eski bir tanışıklığımız var.
Arkadaşlık açısından bakacak olursak, çok eskiye dayanan bir arkadaşlığımız var.
Dostluk açısından bakacak olursak, o da çok eskilere dayanır.
Onu tanıdığımda İmam-hatip ortaokulunda okuyordum. (1964 veya 1965 yılları)
Babamların en küçüğü olan Amcam Hacı Ahmet Eroğlu Yozgat “Tol Çarşı” olarak bilinen yerde bir terzi dükkânı açmıştı. Onun yanına gidip gelir ufak tefek işlerimi yaptırırken orada çırak olarak çalışan ben yaşlarda, benim gibi sarışın bir çocuk vardı. Onunla orada tanıştım.
Orada başlayan tanışıklığımız bu günlere kadar sürdü.
Amcamın yurt dışına işçi olarak gitmesi sonucu o da yine yanlış hatırlamıyorsam, şimdiki Vakıfbank binasının olduğu yerde ve un pazarına bakan bir “Vakıf idaresi” binası vardı. Oranın ikinci katında Terzi Latif Şimşek yanında çalışmaya başladı. Oraya da zaman zaman gider terzilik işlerimi yaptırırdım.
Yanılmıyorsam sonra Askere gitti ve dönüşte kendi iş yerini açtı. İş yeri Eskiden un pazarı olarak biline yerde bulunan bir han yerine yapılan Eser iş hanının ikinci katındaydı. Orası da her bir arkadaşımızın uğrak ve buluşma yeriydi.
Daha sonra hazır giyim işine girdi “Burcum” adında bir iş yeri açtı. Eski belediye halinin doğu tarafından çıkılan merdivenlerin hemen sağındaydı. Burası da herkesin uğrak yeriydi. Hatta “Burcum” adıyla o kadar bütünleşmiştir ki; Kendisi çoğu kez “Burcum Celal” diye anılır.
Kendisi Battal köyünden olduğu için iş yeri Battal’lıların da uğrak yeriydi.
Köyden gelip heybesini, torbasını oraya koyan, köye götürmek için aldığı “ısmarıçları” yine emaneten onun işyerine koyanlar pek çok olurdu.
Onun mekânında sohbet etmemiş, çayını içmemiş yemeğini yememiş, hatta onun telefonunu kullanmamış pek kimse yok gibidir.
Celal, dürüst bir insandı, nazik, kibar, alçak gönüllü, hoş görülü, herkese iyi davranan, eli açık, gönlü açık, dost canlısı bir insan.
O politika ile uğraşmaz ama bildiklerini söylemekten de çekinmez biridir. Milli ve manevi değerlere de herkesten çok bağlıdır, hiçbir devirde inançlarından taviz vermedi ve vermez de.
Sanırım onun arkadaşlığından herkes memnundu. Hala da memnundur. Onun kapısı, gönlü gibi herkese her zaman açık olmuştur. Kimseyi geri çevirmemiş, herkese güler yüz göstermiştir.
O herkese dosttur. Arkadaştır, vefalıdır, iyi bir insandır.
Son yıllarda bazı ekonomik sıkıntılar geçirdi ama onu da atlatmasını bildi.
Şimdi Sivas caddesinde bulunan mütevazı işyerinde ticari hayatiyetini devam ettiriyor.
Allah yardımcın olsun sevgili kardeşim, arkadaşım, Celal Çetin..