Odgurmuş: Sayın Monşer, siz ve sizin gibiler ne biçim insansınız. Ülkede bir deprem oluyor, siz buradan ve oturduğunuz yerden deprem bölgesine, deprem bölgesinde canla başla çalışan kurtarma ekiplerine laf ediyor ayar vermeye çalışıyorsunuz. Sizin bu yaptığınız ne insanlığa yakışır ne de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına yakışır. Eskiden Komünistler ülke aleyhine çalışır çaba sarf ederlerdi. Şimdilerde de onların uzantıları yapılanlardan çok yapılmayanları öne çıkararak deprem bölgesinde görev yapan kurtarma ekiplerinin moralini bozuyorlar. Bir de şimdi sizler çıktınız. Bozgunculuk yapıyorsunuz.
Monşer: Biz ne yapmışız, gerçekleri söylemekte mi suç.
Odgurmuş: Sosyal medya yalanları ile taraftarlarınızı bir süre belki etkilersiniz. Kin ve nefret dolu yazı ve paylaşımlarınızla bir müddet idare edebilirsiniz ama bu durum ebediyen sürmez.
Monşer: Ya siz neler söylüyorsunuz? Ülkede bir deprem oldu eksikleri, aksaklıkları söylemek ne zamandan beri suç oldu.
Odgurmuş: Hayatınız yalan, her şeyiniz yalan, tutturmuşsunuz bir yol nereye gittiğiniz de belli değil. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından bindiğiniz tren birkaç makas değiştirdiği halde siz hala “biz makas değiştirmedik. Aynı vagonda yerimizde duruyoruz” gibi bir algıya kapılmışsınız. Her konuya burnunu sokan siz, her konuda klavye başında akıl veren siz, olmamış şeyleri olmuş gibi gösteren siz, olmuş işleri ise at gözlüğü ile bakarak görmezden, duymazdan gelen yine siz.
Her zaman aynısını yapıyor, en hazırlıklı olduğumuzda bile hazırlıksızdık, tedbir almadık diye yırtınan siz.
Türkiye deprem ve afet organizasyonu gibi konularda bu gün dünyada sayılı ülkelerden biri olduğu halde, depremin ertesinde devlet deprem bölgesinde olduğu halde “geç kalındı, organize olamadık” diyorsunuz. “Daha öngörülü olmalıyız” diyorsunuz. Söyler misiniz nasıl daha öngörülü olacağız. Yani size danışarak mı?
Oturduğunuz yerden klavye başına geçiyor talimatlar yağdırıyorsunuz. Yani demek istiyorsunuz ki “devletin hiçbir kademesinde, kurtarma ekiplerinin içinde aklı, mantığı olan hiç kimse yok” sadece siz akıllısınız. Bilim, bilim diyorsunuz, elbette bilim elbette teknik. Tamam, millete bilim derken siz önce kendi etrafınızda, kendi işinizde bilimsel bir çalışma yapınız, bilim ekibi oluşturunuz ve etrafınıza da bilim saçınız da görelim bakalım ve size imrenelim. Sizi örnek alalım. Size imkân verilse en küçük bir ilkokul kooperatifini dahi idare etmekten acizsiniz. İş yapanlara yine de akıl veriyorsunuz.
Monşer: Bana karşı çok haksızlık ediyorsunuz, ben diyor ne yazıyorsam halkımız için söylüyor, halkımız için yazıyorum. Bu söylediklerinizi yapan insanlar belki vardır.
Odgurmuş: Halkı düşündüğünüzü hiç sanmıyorum. Halkını düşünen halkına “geri, sürü” der mi? Bu halk, bu millet sizi neden okuttu, size okullar açtı, neden diploma verdi? Siz ve sizin gibi kendini bu milletten saymayanlar ne yaptı? Halkı hor gördü, halkı geri sürü diye nitelendirdi.
Daha deprem olur olmaz, yalan yazmaya, söylemeye başladınız. Aynı yalanlarınızı çok bilinen televizyon kanallarında gazeteciler tarafından da söylediniz.
Afet bölgesinde TSK arama kurtarma çalışmalarında devreye girmedi diyen siz.
Enkazdan ilk olarak AKP’lileri çıkarıyorlar diyen siz.
Alevilerin olduğu yerlere yardım gönderilmiyor, arama kurtarma yapılmıyor diyen siz.
Malatya Kızılay Bölge Kan Merkezi tamamıyla yıkıldı diye yalan haberi yayan siz.
Malatya Özel Güvenim Bakım Merkezi’ndeki engelli bireyler sokakta kalıyor diye haber yapan siz.
Sakarya’da 5.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi diye yalan haber yapan siz..
Adana Havalimanı uçuşlara kapatıldı diyen siz..
AFAD, akşam 8.5 şiddetinde deprem beklendiğini açıkladı diyen de siz.
Samsun’da bir saat içinde 6.3 şiddetinde deprem olacak diye haber yapan yine siz.
Hatay’da baraj patladı dediniz, görevlileri oraya yönelttiniz, zaman kaybına sebep oldunuz.
Kahramanmaraş’ta yanardağ patladı dediniz, milleti paniğe sevk ettiniz.
Maraş’ta fay hattı kopmuş 8.5 büyüklüğünde yeni bir deprem bekleniyor diyen de siz.
Deprem bölgesine asker gönderilmiyor yalanını yayan siz.
TÜBİTAK deprem bölgesiyle ilgili projeyi reddetti yalanını siz dediniz.
Depremde hasar gören Mersin Şehir Hastanesi boşaltılıyor diyerek yine halkı panik olmaya sevk ettiniz.
Atatürk Barajı’nda çatlaklar oluştu tehlike büyük dediniz.
Suriyeliler itfaiye erinin telefonunu çaldı, Hatay Samandağ’ına teröristler geldi, eylem yapacaklar diyen siz.
Şanlıurfa’da çocuklar çalınıyor dediniz.
Bir Afgan, çıkan cesetlerin elini kesip altınlarını çalıyor diyerek iftira attınız.
Suriyeliler bir Tır’ını yağmaladı dediniz.
Mersin KYK’da kız öğrenciler Suriyeli erkekler tarafından taciz ediliyor yalanını siz attınız.
Arap, Alevi, Kürt nüfusun yoğunlukta olduğu illere AFAD gitmiyor dediniz.
Kahramanmaraş’taki depreme ABD’li şirketin açtığı 6 bin metrelik petrol kuyusu sebep oldu yalanını attınız.
Deprem bölgesinde İHA’lar neden kullanılmadı dediniz.
Hatay’da Yapı Denetim Müdürlüğü’ndeki tüm evraklar yok ediliyor dediniz.
Türkiye-Suriye sınırındaki yeni yapılan bazı duvarlar yıkıldı, çeteler Türkiye’ye giriyor yalanını savurdunuz.
Mersin’e gönderilen akaryakıt gemisi EPDK tarafından engellenmediği halde engellendi dediniz..
Arap ülkelerinden deprem yardımı gelmedi dediniz.
Kimliği belirlenemeyen cenazeler resmi rakamlara dâhil edilmiyor, Antakya’da cenazeler isim yerine numara verilerek gömülüyor dediniz.
Deprem mağdurlarına yardım yapılmadan önce GBT araştırması yapılıyor, ona göre yardım yapılıyor yalanı da sizden çıktı.
Savcılar mesai bitti diye işlem yapmadığı için cenazeler defnedilemiyor, ortada bırakılıyor dediniz.
Deprem bölgesinde kullanılmak için yurt dışından gelen araç ve ekipmanlar gümrük vergisi uygulandığı için bekletiliyor gümrüklerden geçemiyor dediniz.
Afet bölgesine gönderilen iş makineleri ile İsrail’den gelen yardım ekibi bekletiliyor yalanını yaydınız.
Hatay Havalimanını, Ankara Büyükşehir Belediyesi onarıyor, Valilik İBB’yi Hatay’dan çıkartmaya çalışıyor, HDP’li belediyenin yardım aracına el konuldu. Yalanlarını attınız.
Daha devam edeyim mi?
Monşer: Yok Allah aşkına yeter. Bu kadar yeter.
Odgurmuş: Ama yalanlarınız hâlâ devam ediyor milletin diniyle, dini değerleri ile alay ediyorsunuz. Birkaç meczubun söylediği yalan yanlış şeyleri genele yayarak İslamiyeti, Diyaneti ve din adamlarını suçlama yoluna gidiyorsunuz. Anladık ki siz artık dinden uzaklaşmış ve tek parti döneminin dinsiz bir Türkçülük fikrini savunur duruma düşmüşsünüz. Size ne diyeyim. Yolunuz açık olsun. Siz istediğiniz yere gidebilir istediğiniz inanca geçebilirsiniz ama benim inançlarıma dokunmayın. Türk milleti kahir ekseriyeti ile Müslüman Türk’tür. Bu kutsalımıza da dokunmayın. Gidin işinizi nerede işlerseniz işleyin.
Sizin amacınız belli, toplumun kendisine ve devlete karşı güven duygusunu sarsmak, bireyleri yalnız ve çaresiz hissettirmek ve toplumsal travmayı artırıp kitlesel olarak kaos çıkarmak. Şu anda Emniyet Siber Suçlar Dairesi Başkanlığı bu konularla mücadele ediyor. Şu ana kadar bu tür paylaşımda bulunan 362 hesap sahibini tespit edilmiş. 12’si tutuklanmış.
Ama unutmayınız ki ne yaşadığımız bu acı ne de bu acılar içinde sizin attığınız yalanları söyleyenler unutulacaktır.
..
Not: Bu yazının hazırlanmasında sosyal medyadan faydalanılmıştır.