1979 İran İslam Devrimi’nin üzerinden geçen 43 yılın sonunda İran yeni bir devrimin eşiğinde. Mahsan Amini adlı genç bir kadının İran güvenlik güçlerince darp edilmesi sonrasında hayatını kaybetmesi sonucunda başlayan protesto gösterileri bugün itibariyle İran’nın bütününe yayılmış durumda bulunuyor. Yaklaşık 70 günü bulan bu gösteriler de yüzlerce gösterici hayatını kaybetti ve binlercesi de yaralandı. Protesto gösterileri olarak başlayan ve öncülüğünü kadın ve gençlerin oluşturduğu protesto dalgası giderek İranlı işçileri ve esnaf kesiminin de desteğini alarak toplumsal tabanı giderek büyüyen rejime karşı bir isyan hareketine dönüşmüş durumda bulunuyor. İran’ı yakından takip eden İranlı uzmanların analizlerine göre İran’da etkisini giderek arttıran bu isyan dalgası İran rejimini sarsmaya başladı. 43 yıllık İran İslam Cumhuriyeti tarihinde bundan önce de rejime dönük isyan hareketleri görülmekle bugünlerde yaşanılan olayların İran İslam Cumhuriyetini yeni bir devrimin eşiğine getireceğine dönük düşünceler İranlı uzmanlar tarafından çok daha sıklıkla ifade edilir oldu. 20.yüzyılın başından 1979 ‘da Şah’ın devrilmesine dek İran yakın tarihine baktığımız da darbeler, isyanlar ve protesto gösterilerinin hiç de eksik olmadığını görürüz. 1979 devrimi Şah’ın karşısında İran’da mevcut bulunan tüm toplum kesimlerini bir araya getirmeyi başarabilmişti. Fakat ne yazık ki 1979 devriminin üzerinden geçen 43 yılda İran toplumunun büyük çoğunluğunun nezdin de devrim vaat edilen özgürlüğü, adaleti ve refahı getiremedi. Bugün İran rejimi halkın çok büyük bir çoğunluğu tarafından meşruiyetini yitirmiş bulunuyor. Meşruiyeti her geçen gün azalan bir rejim halka rağmen ayakta kalabilir mi? Elbette hayır.
2023 yılı İran rejimi açısından bir tür ölüm kalım mücadelesine dönüşecek görünüyor. İran rejimini ayakta tutan askeri ve sivil bürokrasinin çözülmesi durumunda rejimin daha fazla devam etmeyeceği aşikar bir biçimde ortaya çıkacaktır. İran’da meydana gelen bir rejim değişikliği hem bölge hem de dünya adına son derece önemli sonuçlar doğuracaktır. Umalım ki İran’da ortaya çıkan bu isyan dalgası bir iç savaşa dönüşmesin. Zira İran’da ortaya çıkacak bir iç savaş başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerini olumsuz etkileyecektir. Suriye savaşının ağır bilançosu karşımızda iken İran’da meydana gelebilecek bir iç savaş tüm bölgeyi ateşe atacaktır. Ayrıca böyle bir iç savaş sonucunda İran’nın fiilen parçalanması durumunun gerçekleşmesi ise bölgedeki tüm dengeleri altüst edecektir. Türkiye bu açıdan önümüzdeki yıl ve sonrasında her türlü senaryo’ya hazırlıklı olmak durumundadır. Türkiye’nin yeni bir göç dalgasını kaldırabilme gücü bulunmamaktadır. Bu açıdan olası göç dalgaları kesinlikle sınırda tutulmalı ve asla ülke içerisine alınmamalıdır.
İran rejimi sallanıyor ve görünen o ki orta vade de İran rejimi bugünkü koşullarda devam edemeyecek. İran için yeni bir devrimin eşiğinde bulunduğumuz şu günlerde temennimiz İran’da daha fazla kan akmadan İran toplumunu oluşturan tüm kesimlerin haklı taleplerini karşılayacak İran toplumuna adalet, özgürlük ve refah getirebilecek demokratik bir rejimin inşasıdır. İran medeniyeti gibi kadim bir medeniyeti vücuda getiren İran halkının yanında yer almak ve İran halkının modern dünya ile bütünleşmesinin önünü açabilecek olan demokratik bir devrim hem dünyayı hem de bölgeyi derinden etkileyecektir. İranlılar demokratik ve adil bir düzende dünyadaki tüm diğer halklar kadar yaşamaya hakkı olan bir halktır. Ve bu halk kendisini yönetme iradesini her türlü zorbalık karşısında alacaktır. Tarih diktatörlüklerin ve oligarşik tüm rejimlerin eninde sonunda yıkıldığının yüzlerce örneğini önümüze sermektedir. İran rejimi gibi oligarşik bir rejimde eninde sonunda yıkılacaktır. Önümüzdeki dönem yeni ortaya çıkan gelişmeler üzerine İran’a dair gözlemler yapmaya devam edeceğiz.