Yusuf Başer.
Partisine belediye başkanlığı makamında hizmet vermiş, o günün şartlarında şehrinde ilkleri gerçekleştirmiş mütevazi bir memleket adamı, siyasetçi.
Gönlünde şehrine milletvekili olarak hizmet etmek olsa da kısmetin karşısında bir nevi kabullenmeyi bilmiş, genel kurula kadar sorumluluktan kaçmamış.
Her şeye rağmen partideki sorumluluğunu olağanüstü bir enerjiyle sunmaya çalışıyor.
Görevi demokrasinin kural ve kaideleri çerçevesinde teslim etmeye hazırlanıyor.
Böylesine bir atmosferde aynı zamanda belediye seçimlerinin hazırlık temposuna da girmiş durumda.
Hal böyle iken AK Parti’de gönlünden il başkanlığı geçenler de kamuoyunda bu işin doğal serüvenine uygun bir şekilde ‘önce algı’ oluşturma daha sonra da ‘ Ankara’dan icazet’ alma derdindeler.
Yozgat’tan Ankara’ya bakanlar için mevzu ‘benlik arayışından’ öteye gitmese de Ankara’daki biliyor ki ‘pabuç pahalı…’
Partiyi kişilerin makam sahibi olma fantezisine, benlik arayışına kurban edemeyecek kadar gerçeklerden haberdarlar.
O yüzdendir ki biz Yozgat’ta algıları, gerçeklerin önüne geçirmeye çalışırken Ankara’dakilerin gerçeğin acı faturasını ödememek için milletin gönlüne dokunacak, parti adına aksiyon üretecek, toplumsal kabullenirliği var olan isimleri makama getirme derdindeler.
Yani siyasette fıstığın yeşili çoktan bitmiş,
Biraz daha net ifade ile gaz bitmiş fitil yanarken,
İstikbal derdi ile ‘bir ben var benden öte’ felsefesi yapanlara aman verilmeyeceği kanaatindeyim.
Şimdi, sağ baştan sayıyorum, yetmiyor sol baştan sayıyorum kim il başkanı olmalı diye iç çekişlerim oluyor ve şu gerçekler çıkıyor sırasıyla karşıma:
- Kardeşim sen kimsin
- Kendine, ailene, akrabalarına, arkadaşlarına, işine, mahallene, çevrene ne kattın
- Hayallerin ve kariyerin kendini kurtardı mı, yaşadığın şehir adına bugüne kadar ne yaptın.
- Dokundun mu
- Dua almayı, teşekkür duymayı hangi sıklıkla hak ediyorsun
- AK Parti’nin gerçeklerinden haberdar mısın
- Gerçek senden ibaret mi senden öte mi
- Uykusuz kalmaya, para harcamaya, yemek yemeden, nefes almadan, nefis yapmadan çalışmaya hazır mısın
- Eski çamların bardak olduğu siyasette odunumun parası derdi ile mi göreve talipsin, yoksa güncellemelerin tamam mı
- Kavgaların, nefsin ve koltuk için mi, memleketin yarınları için mi
- Dava mı adam mı,
Bugün algı üzerinden ismini ön planda tutmak isteyenle gerçekten hizmete talip olanı nasıl ayırt edeceksiniz?
Az önceki soruları bir de detayları ile sıralayalım ve yanıt arayalım isterseniz?
1. Kardeşim sen kimsin: Siyasette bulunma amacınız nedir? Kendinizi tanımlayabiliyor musun?
2. Kendine, ailene, akrabalarına, arkadaşlarına, işine, mahallene, çevrene ne kattı: Siyasetçi olarak toplumunuzu nasıl iyileştirmeye veya geliştirmeye katkıda bulundunuz?
3. Hayallerin ve kariyerin kendini kurtardı ise yaşadığın şehir adına bugüne kadar ne yaptın: Sadece kendi çıkarlarınızı mı düşünüyorsunuz, yoksa toplumunuzu daha iyi bir yer yapma çabasında mısınız?
4. Dokundun mu: Siyasi pozisyonunuzun veya etkinliğinizin gerçek bir etkisi oldu mu? İnsanların hayatlarına olumlu bir şekilde dokundunuz mu?
5. Dua almayı, teşekkür duymayı hangi sıklıkla hak ediyorsunuz: Toplumunuzun takdirini ve desteğini kazanabilmek için ne gibi çabalar sarf ediyorsunuz?
6. AK Parti’nin gerçeklerinden haberdar mısınız: Partinizin temel değerlerini ve hedeflerini anlıyor ve bu doğrultuda çalışıyor musunuz?
7. Gerçek, senden ibaret mi senden öte mi: Siyasette sadece kendi kişisel çıkarlarınızı mı düşünüyorsunuz, yoksa daha büyük bir amaç için mi çalışıyorsunuz?
8. Uykusuz kalmaya, para harcamaya, yemek yemeden, nefes almadan, nefis yapmadan çalışmaya hazır mısınız: Siyaset, büyük bir özveri ve fedakarlık gerektirir. Bu zorlukları aşmaya istekli misiniz?
9. Eski çamların bardak olduğu siyasette odunumun parası derdi ile mi göreve talipsiniz, güncellemeniz tamam mı: Siyasetin dinamikleri sürekli değişiyor. Siz de bu değişime ayak uydurabiliyor musunuz?
10. Kavgaların, nefsin ve koltuk için mi, memleketin yarınları için mi: Siyasetteki anlaşmazlıklar ve çatışmalar, toplumumuzun yararına mı yoksa sadece kişisel çıkarlarınıza mı hizmet ediyor?
11. Dava mı adam mı: En önemlisi, siyasetteki amacınız bir dava mı, yoksa sadece kendinizi mi kurtarmak istiyorsunuz?
Bu soruları dürüstçe yanıtlayarak, gerçek hizmet amacını taşıyan ve toplumun iyiliği için çalışan siyasetçiler olarak kendimizi ve tüm adayları değerlendirmeliyiz.
Partinin ve Yozgat’ın geleceği için bu soruların cevaplarını doğru bir şekilde bulabiliyor musunuz?
Dürüst olun!
Siyasetteki fıstığın yeşili çoktan bitmiş olabilir, ancak gerçek hizmetin ve dürüstlüğün değeri asla kaybolmaz.
Neyse şimdilik bu kadar, siz anladınız!