Ülkemizde seçim bitti, ekonomik buhran başladı.
Seçimle birlikte sanki bir yerde biriken ekonomik sorunların önündeki bent yıkıldı; sorunlar, sıkıntılar, tamamen orta ve alt gelir grubuna yönelik uygulanan kemer sıkma politikaları, denetimler, cezalar peş peşe gelmeye başladı.
Bunun yanına içi boş bir 'sözde tasarruf tedbiri' eklendi; çık çıkabilirsen bu işin içinden. Tüm bu yaşananlar karşısında sokaktaki vatandaş huzursuz.
Kimine göre devletin kasası boş, kimine göre ise devletimiz ekonomik anlamda asla batmaz, batmayacak. Ama yaşanan yokluk ve yoksunluğun acı faturasını, zorluklarını millet olarak her halükarda yaşayacağız.

Seçim Bitti Belediyecilik Ne Olacak?

Seçim bitti, beraberinde ekonomik zorlukların derecesi, parasızlığın dip dalgası, beraberinde sözde ekonomik tedbirler başladı. Mevzuu bugün yine devlet özelinden konuşacak olursak; halka en yakın hizmet mercii olan yerel yönetimler/belediyeler bu sürecin en fazla yara alan kurumları oldu.
Bugün iyi günler gibi görünüyor.
Seçim sonrası ortaya atılan senaryolardan birinde AK Parti’nin yaşanan ekonomik krizden dolayı belediyelerin ekonomik sorunlarına karşı süreci ciddiye almadığı hatta pek çok belediyeden kurtulmak istendiği bile iddia edildi. Yani bile isteye bazı belediyelerin CHP’ye teslim edildiği ciddi anlamda konuşuldu.
Çok fazla temeli olmasa da ülke olarak içinde bulunduğumuz sürecin ciddiyetini anlatmaya yetiyor bu durum.

Peki, seçim bitti belediyecilik başladı mı?

Belediyeleri siyasi partiler üzerinden konuşacak olursak, iktidar partisi AK Parti’nin kendi belediyelerine kamudan (sözde tasarruf tedbirine rağmen…) destek sağlamaya devam ettiği iddia ediliyor. Yani süreç AK Partili belediyeler açısından biraz daha iyi işliyor gibi.
Baktığımızda mantıklı da geliyor bu durum. Bir Türkiye gerçeğini dile getirecek olursak, iktidarın hangi partiden olduğu çok önemli değil, genellikle iktidar partili belediyelere karşı her halükarda bir ayrıcalık tanınıyor.

CHP’li Belediyeler

Büyükşehir belediyelerinin büyük bölümünü elinde bulunduran CHP, bu kanaldan küçük belediyelere destek sağlıyor. Kuvvetli olasılık özellikle CHP’li küçük belediyelerin bir nebze olsun nefes almasını sağlayacaktır. CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi, Özgür Özel’in de bu anlamda belediyelere talimat verdiği bilgisi geliyor.

MHP’li Belediyeler

Her ne kadar Cumhur İttifakı içinde olsalar da MHP’li belediyeler genellikle ya parti genel merkezindeki üst düzey yöneticiler ya da yerelde il milletvekillerinin etkisi ile destek alabiliyor. Onun dışında, MHP’li belediyeler kendi bütçesini, kaynaklarını oluşturmamışsa durum biraz vahim. MHP’li büyük belediyelerin küçük belediyelere kaynak aktarma konusunda çok da cömert olmadığını önceki yıllardan biliyoruz.

Diğer Partiler

Ve Yozgat’ta da temsil makamları bulunan diğer partiler!
Onlar için yaşamak, nefes almak, kıpırdamak mesele. Ülkenin yaşadığı ekonomik krizden en fazla onlar etkileniyor. Kaynakları kısıtlı, kesintileri yüksek olan bu belediyelerle birlikte vatandaş da cezalandırılmış oluyor. Belediyelerin içinde bulunduğu durum, bir şekilde alt gelir grupları, dezavantajlı gruplar, 65 yaş üstü insanlar, sanatçılar, kültür temsilcileri gibi geniş bir sorumluluk alanını da olumsuz etkileyecek. Eğer acil bir çözüm bulunmaz ya da belediyeler kendi öz kaynaklarını oluşturmazsa içinde bulunduğumuz süreç bu güne kadar olduğu gibi yine vatandaşı cezalandıracak!