Allah varlığını eksik etmesin Zafer Bey’in (Ağabey) biz sözü ile başlamak istiyorum mevzua:
- Yol kes, bel kes ama vicdanı elden bırakma.
Yaşanmışlıkların şekillendirdiği dünyasında yine yaşanmışlıklarla hayat bulan bu sözünü çok sık kullanır Zafer Bey. Yaşantısı gibi sözlerinden de yol bulduğumuz muhakkak.
Yozgat Şehir Hastanesi’ne yolu düşenlerin dikkatini çekmiştir ‘Yozgat Belediyesi Şefkat Evi’ Projesi.
Hasta olmak, o hastanın yakını olmak ve günümüz şartlarında maddi imkanlardan yoksun kalmak.
Bu dünya üzerindeki en zor imtihanlardan bir tanesi bir hastaya refakat etmek.
Duygu dünyasının en yoğun, hassas ve olabildiğince ilgiye ihtiyaç duyduğu zaman diliminden bahsediyorum.
Yozgat Belediyesi’nin Şefkat Evi Projesi, bir yandan hastasına şefkat gösterirken diğer taraftan insan olmanın gereği duygu dünyasında şefkate ihtiyaç duyan insanlara kapılarını açacak bir proje.
Belediye başkanı Sayın Celal Köse’nin ‘Şefkat Evi Projesi’ ile ‘İçme Suyu Hattı Yenileme’ projelerini aynı ölçüde vicdani ve yarınlara yapılmış bir yatırım, miras olarak görüyorum.
Bozok Yaylası’nda yaşayan insanların sağlığı ve yine yarınlarımızın hakkını heba eden kayıp kaçağın önlenmesi adına oldukça önemli bir proje.
Her hizmetin temeli insan odaklıdır elbette.
Toplumun faydası gözetilerek yapılır, fakat bu iki proje daha farklı bir eksen de insana temas ediyor.
Belki de pek çoğumuzun, çocuklarımızı yer altında yapılan hizmetten haberdar olamayacağı proje.
Yine Şefkat Evi Projesi, hastanede işi olmayanın da o gün gelinceye kadar çok fazla anlamayacağı bir proje. Belki de Yozgat merkezde yaşayan, yani seçim döneminde sandık başına gidenlerin değil de dışarıdan, ilçelerden, köyden gelen insanların daha fazla yararlanacağı ama insanlarımızın istifade edeceği bir proje.
Hal böyle iken bir başkanın vicdanı, reklamdan önce geliyor ve hayrı gözetiyorsa, bunun üzerinden konuşmak gerektiği kanaatindeyim.
Yol yaparsınız, parklar kurarsınız, kanalizasyon, spor alanları, konaklar yaparsınız.
Ama bazen de öyle bir iş yaparsınız ki, dünyadaki getirisinden ziyade hakiki alemdeki getirisi, toplum vicdanındaki yeri onlarca yıl bitmez, silinmez.
İçilen her yudum suda, şifa bulan her hastada tıpkı hanenize tahmin edemeyeceğiniz zenginlikler katar.
Bana göre bu iki proje de kalbe, gönle, yarınlara miras olacak, reklamdan uzak ama tesiri yüksek projeler.
Bir başkanının, şehrül emin olan kişinin, yöneticinin vicdanı millet vicdanının yansımasıdır.
Bizi yönetenler, hayatımıza dokunanlar ömrünü, mesaisini, zamanını; yönettiği emanetindeki insanların yerine koyduğunda bu tür projeler daha doğru hayatın ana hatlarını oluşturan kıymetli işler ortaya çıkıyor.
Sayın Celal Köse’nin vicdanı toplumun vicdanı diyorum.
Şuan inşaat aşamasında olan Şefkat Evi Projesi’nin tamamlanmış halini ve yine tamamen bittiğinde Yer Altı İçme Suyu Hattı Yenileme Projesi’nin yansımalarını birlikte göreceğiz.
Bazı işler yaşarken anlaşılır, az önce konuştuğumuz iki proje de yaşarken anlayacaklarımızdan.
Hayır dileyelim hayır olsun.