Mevzuya tanıtım günleri resitali yaparak başlayalım.
Bizden olanı, bizim yaptığımızı, bize göre yapılanı çok fazla irdelediğimizden olsa gerek memnuniyet derecemiz inişli çıkışlı. Çok fazla memnun olan, memnuniyet duyan toplum değiliz.
Mesleğim gereği bu tür durumlara ziyadesiyle şahitlik ediyor, hatta çoğu zaman muhatabı oluyoruz.
Yozgat Tanıtım Günleri’ne dair, ‘nasıl geçti’ soruları ile çok defa muhatap oldum. Kimi gerçekten merak ediyor kiminin ise aslında zaten yanıtı hazır.
Ankara’daki havayı, gündemi, gelişmeleri artık detayları ile okuyabilen bir basın mensubu olarak şunu tek kelime ile ifade edebilirim, “Yozgat adına verimli bir organizasyon” oldu.
Bir ‘Koyun Keçi Birliği’nden tutunda bir belediyeye, bir kadın kooperatifinden Yozgat'a özel üretim yapan özel işletmelere, hatta biz basın mensuplarından tutun da kamu kurumlarına kadar pek çok yapı ‘aracısız’ bir şekilde kendini ifade etme imkanı buldu.
Ve Yozgatlılar garip bir şekilde organizasyona ilgi duydu.
Garipsediğimden mi garip dedim, aslında tam tersi ‘ilgi duyulmaması’ üzerine konuşlanmış peşin fikirler adına bu ifadem.
Yozgatlı’nın kendini bulduğu organizasyon inşallah her yıl bir öncekinden daha geniş katılımlı ve kapsamı genişletilerek yapılır. Ve biz bir kaç gün de olsa kendimizi buluruz.
YOZGAT'IN DAVUT’U…
Namı diğer Mc Davut’tan bahsetmek istiyorum bu gün…
Dün çayını içmek kısmet oldu.
Ahir ömründe ikinci hayatını yaşayan ve o hayatta iyi bir Yozgatlı iyi bir adam Mc Davut.
Tekerlekli sandalyesinde olmasına rağmen dokunamadığı gönül yok.
Herkese karşı hoşgörü sahibi, sevgi ve hürmet dolu.
Şu memlekette bizi biz yapan hatır-gönül sayma düstur değil midir, işte o düstur Davut Ağabey’de fazlasıyla var.
Kısa da olsa hoş muhabbet dolu bir çay ikramı ile rızık kapısının kapılarını araladı gönlü gibi.
Hoşbeş derken mevzu kısa bir süre önce gündeme getirdiği şehirdeki işyeri sıkıntısından bahsetti.
‘Ne bir kenarda dükkan alacak kadar birikimim var ne de kendi adıma hesabım, memleketim adına istiyorum derken, ‘Bu güne kadar istediklerimde kendi hesabıma hiçbir şeyim olmadı’ dedi.
O da biliyor ki, memleket adına isterken aslında kendi çocukları, benim çocuklarım, sizin çocuklarınız, bu şehrin yarınları adına istiyor.
Uzaktan baktığınızda her şeyi dertlenen, muhalefet eden bir yapıda göründüğünü o da biliyor ama ‘Aslında ben herkesten de daha çok AK Partiliyim’ de diyebiliyor.
Hülasa ne olursa olsun gönlü samimiyet yüklü, muhabbetli bir Yozgatlı.
İçinde bulunduğu durumda kim bilir duygu dünyasında hangi mücadeleler verdi, ne zorlukların üstesinden geldi, ne acılara göğüs gerdi, ama biz onu hep şükürcü, gülümseyen, insanların derdiyle dertlenen MC Davut olarak tanıdık bildik.
Bizim insanımız, bizim adamımız, bizden biri.
Kıymet bilmek için insanların bu dünyadan göçüp gitmesini beklemeye gerek yok dostlar, çıkın gurbete azıcık memleket aşkınız varsa ne demek istediğimi anlarsınız.
Üç günlük dünyaya bir Davut gelmiş, bırakın gönlü de hoş olsun sohbeti gibi.
İçimizdeki Davut’lara selam olsun, memleketimizin her değeri var olsun.
KEÇİÖREN’DE DEĞİL SANKİ YOZGAT'TA BAŞKAN
Yozgat, Yozgat’tan ibaret değil derken aslında ilk olarak Ankara’yı işaret ettik.
Ankara’da öylesine ciddi bir nüfusa sahibiz ki, iki, hatta üç Yozgat nüfusu çıkıyor karşımıza.
E, haliyle orada hizmet veren belediye başkanları Yozgat’ın da belediye başkanı gibi çalışıyor. İşte onlardan bir tanesi Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok.
Tanıtım Günleri’nde Yozgatlılar’ı yalnız bırakmadı. Hoş muhabbeti, samimiyeti, Yozgat havasını fazlasıyla yansıtıyor.
Turgut Başkan, Keçiören’de Yozgatlılar’la da yakından ilişkili bir isim. Yozgatlılar da şahsına karşı ziyadesiyle ilgili.
Yozgat’ı Yozgat’tan ibaret görmeyelim derken bu gerçekleri de unutmayalım istiyorum. İşte size bir Yozgatlı Belediye Başkanı daha desem fazla abartmış olmam sanırım.