Şimdi gündem Yozgat Bozokspor ne olacak?
Üçüncü lige çıkmış takım var elimizde, bir şekilde mücadele etmiş bu aşamaya gelmiş! Bu şehir destek verdiğinde eski günlerdeki gibi bir futbol heyecanı yakalanabilir mi?
Neden olmasın!
Ama önce niyet olmalı değil mi bir yola çıkmadan önce!
Zafer Ağabeyimin (Gimat Grubu Yönetim Kurulu Başkanı) 'Niyet hayır akıbet hayır Allah'ın izni ile...' sözünü tam da burada hatırlatmak istiyorum. Niyet hayır olmayınca akıbet de hayır olmuyor, sanırım!
Yine başa döndük vesselam...
Yozgat Belediye Başkanlığı'ndan sonraki süreçte Dr. Kazım Arslan başkanlığındaki Yozgatspor'da da aynı durumları yaşamıştık.
Kazım Başkan haklı, Celal Başkan haksız;
Celal Başkan haklı, Kazım Başkan haksız;
Kavramlar arasında gidip gelerek yaşanan sancılı süreçten hiç yok yere Yozgat Belediyesi Bozokspor doğdu. Yozgat gibi bir şehre ikinci bir takım şart mıydı, gerekli miydi, olmalı mıydı; asla... O günün şartlarında haklı-haksız kavramları arasında bağıra çağıra şehrin futbol takımını siyasete kurban ettik.
Peki kim haklı şimdi?
Kimin haklı olduğu mudur asıl olan, yoksa geldiğimiz nokta, ortaya çıkan sonuç ya da çıkmazlar mı?
Şimdi elimizde belki de son anlarını yaşayan bir futbol takımı var ama yaşananlar dünden farklı değil.
Yaşadığım şehrin 50 yıl öncesine bakıyorum, 'ulan diyorum sorunlar, beklentiler, ihtiyaçlar, aciliyetler, kısır çekişmeler' dahi bugünle aynı.
Önümüzde böylesine acı bir gerçek varken Yozgat'ta futbol üzerinden yaşanan sorunların dünün tekrarı olmasını yadırgamamak gerekiyor. Ve aslında bugün içinde bulunduğumuz sürecin adı bir 'futbol takımı sorunu' değil, 'Yozgat sorunu'...
Sorgun Belediye Başkanı Erkut Ekinci'nin bu süreçte yaptığı, 'korkmayın takıma biz belediye olarak sahip çıkarız' demesi, gündem oluşturmak, algı yönetmekten öteye gitmedi, kamuoyunda da ciddi anlamda karşılık bulmadı.
Bu şehrin futbol sorunundan önce kısır çekişmelerin neden olduğu yanılgılar var!
Konunun muhatapları Dr. Kazım Arslan ve Celal Köse'ye ayrı ayrı sorsanız her iki taraf da 'ben haklıyım' der. Her iki taraf da bu şehre kazanımları olan, kamuoyuna bir şekilde mal olmuş insanlar. Bu tür kısır çekişmelerin tarafı olmaları, bilerek ya da bilmeyerek şehrin vebaline iz bırakmaları ne kadar acı verici bir durum.
Yozgat'ı 'Celalciler - Kazımcılar' diye bölen zihniyet, futbol üzerinden ayrıştırmaya, bunu yaparken de bu şehre kan kaybettirmeye devam ediyor.
Bitmeyen şehir stadyumu kimsenin umurunda değil,
Giderek içi boşalan hastanelerimizin durumu çok da dikkate alınmıyor,
Bir türlü bitmeyen göç,
Yozgat Bozok Üniversitesi ile şehir arasında doğru dürüst bir ulaşım sisteminin dahi oluşmamış olmasını kimse dert etmiyor,
Mutsuz şehrin mutsuz yöneticisi olmak, giderek fakirleşen, yarından umudu olmayan insanların asıl problemine inmemek ya da görmezden gelmek...
Bunun gibi daha pek çok sorun bu şehrin üzerine çöreklenmiş duruyorken, ve şu an sayamadığım pek çokları varken bizler batık Titanic'in kemancıları gibi olmuyor muyuz?
Lütfen, bu şehri değil, bu insanları değil, gözlerine baktığınızda kalbinizi titreten evlatlarınızı seviyorsanız sizden sonra miras bırakacağınız Yozgat'ı sorunlar yumağına çevirmeyin.
Bir gazeteci olarak aynı şekilde şahsıma da vebal yüklediğimi özellikle vurgulamak istiyorum,
Kraldan çok kralcıların bir hayli fazla olduğu ve en acısı her tarafa oynadığı, kışkırttığı, sanal sorunlar oluşturmakta bir hayli maharetli olduğu gerçeğini bile bile tuzaklara düşüyoruz. Akıbet hayır olmaz ise bilesiniz ki, niyetler de hayır değildir kıymetli hemşehrilerim.
Geldiğimiz noktada belirsizlik üzerinden bir sonuca gitmeye çalışılıyor.
Belirsizlikle bu şehrin en acı gerçekleri.
Ne gariptir ki, bir Allah'ın kulu da akil adam olarak çıkıp orta yolu bulma, sorunu memleket hayrına çözüme kavuşturma adımını atmıyor.
Bir şehir futbolda dahi ayrışıyorsa nerede nasıl birleşir?
Gelen zaman giden zamanı aratıyorsa nerede kim kazanır?
Yöneticileri memleket hakikatleri üzerinden değil de kişisel beklentiler üzerinden hareket ediyorsa memleketi altın kaplama yapsalar kime ne fayda sağlar?
Sözün kısası, bir zamanlar bu şehrin Yozgatspor diye bir hasleti, heyecanı, değeri vardı! Akdağmadeni'nin köyündeki dayım da, Viyana'nın bilmem ne şehrindeki Yozgatlı hemşehrimiz de "Yozgatspor ne yapmış" merakı ve heyecanı yaşardı.
Eğer bu şehrin insanına bunu bile çok göreceksek Allah'ınızı severseniz bırakın gidin bu şehirden yeter!
Şehir de insanlar da çok yorgun.