Adaya mı partiye mı sorusu üzerinden bir seçim yanıtı aramaya başladık dün.
Aslında seçmen Yozgat sokaklarından gerekli mesajı verdi: “Büyük oranda partiye oy verecek.”
Türkiye gerçeğinde bahsediyoruz Sevgili Yozgatlılar.
Seçmen seçimden çok önce aday üzerinden oyunun rengini kurgular.
O renge göre bir duruş sergiler.
Sonra sandık yaklaştıkça güveneceği, inandığı, iş yapar diyeceği siyasi partinin mührüne vurur damgayı.
Bu durum kime ne getirir?
Birincisi mevcut belediye başkanısınız ve seçmen tercihini öncelikle partiden yana kullanıyor.
Eğer partiniz seçmenin güven duyacağı siyasi parti değilse işte orada işiniz daha da zor!
Daha net bir ifade ile seçimden sonra seçmen karşılık bulamayacağını biliyorsa ağzınızla kuş tutun, görev sahanızı hizmetlerle doldurun asla ve kata kazanma şansınız yok oğlu yok!
Bir şartla.
Gönüllere dokunduysanız,
Şaibeli işlere karışmadıysanız,
Garip, guraba, engelli, yaşlılar, gençler dezavantajlı gruplar, hatta sokak hayvanları sizde kendinden bir parça buluyorsa “parti biter kişiler kazanır.”
Tüm bunlara rağmen Yozgat gibi şehirlerde parti unsuru inatçı bir belirleyicidir!
Parti, Yozgat seçmeni nazarında ciddi bir ritüel. Ama böylesine önemli bir ritüelin önüne geçmek imkansız mı, zor belki ama imkansız değil!
Daha önce de ifade ettim,
Tek başına;
- Hizmet etmek: yol, kaldırım, ışıklı caddeler yapmak yetmiyor!
- Gösterişli binalar yapmak: salonlar, kompleksler yetmiyor!
- Aksesuar şehri oluşturmak yetmiyor!
- Çöple, karla, çamurla, mücadele etmek yetmiyor!
- Yardımlarla göz boyamak yetmiyor!
İnsanlar bunları bir lütuf ya da bir belediye başkanının olağan üstü meziyetleri veya işleri olarak görmüyor.
Son dönemde sürekli ve yoğun siyasi sohbetlerimizin birinde karşımdaki:
Biz yaşadığımız ilçede bir çöp konteyneri ya da süslü sokak lambası için mutlu oluyoruz, havalara uçuyoruz. Büyük şehirlerde adamlar olağanüstü işlere imza atarken neden kapımıza konulan çöp konteynırı hizmet olsun. Ya bu duruma sevinelim, kendimizi bunun için şanslı görelim. Bu belediyenin asli görevi değil de nedir” diyor.
Haksız da değil hani!
Seçmen kitlesi de değişti nihayetinde.
İnsanların artık evladının fikrine temas edemediği, etkileyemediği bir dönemde bu tür hizmetlerle göz boyamak, mest edebilmek pekala mümkün ama sandıkta tercih sebebi olarak yetmiyor.
Önümüzdeki süreçte ilçe ilçe hatta beldeler üzerinden bununla ilgili somut değerlendirmeler yapacağız.
Seçmen çantada keklik değil artık.
Seçmen bulutların arasında, seçmen yükseklerde, hatta seçmen size sizden, kimsenin duymaz dediği, duymadığınızı sandığınız o yaptıklarınızdan haberdar olacak kadar yakın.
Ya kafa kumda bir seçim modelini benimseyeceksiniz ya da seçmen sandıkta gerekli yanıtı verecek!
Gönüllere girdiyseniz ne ala ama orada iziniz yoksa işte o vakit zor vakit!