Yozgat Belediye Meclisi'nin ilk toplantısında söz alan, Belediye Meclisi üyesi eczacı Muhammed Emin Erbek, "öyle inanıyorum ki bu salondaki herkes, tüm meclis üyelerimiz dünyada iki yüz sekiz ülke varken Türkiye'de, Türkiye'de seksen bir tane güzel memleket varken Yozgat'ta yaşamaya azmetmiş gayret etmiş insanlarız. Ancak sevmek, bir takım iddiaları beraberinde getirir; sevmek iddia işidir, mesela sevmek sevdiği insana karşı ya da sevdiği memlekete karşı fedakarlık yapmayı gerektirir,   sevmek sevdiğinin huzur ve mutluluğu için azimle  kararlılıkla çalışmayı gerektirir." ifadelerini kullandı. Bu sözlere katılmamak mümkün değil. Bir şehirde yaşayan insanların, şehre karşı sorumlulukları ve ödevleri vardır. En basitinden; çöpleri toplamak gibi ödevleri yoksa bile sokaklara çöp atmamak gibi parklardaki çiçekleri koparmamak, ağaçların dallarını kırmamak, otobüs duraklarına ilân, reklâm kâğıtları yapıştırmamak, alt geçitlerin duvarlarında ilân-ı aşk yazıları yazmamak gibi.

Hamidiye Çeşmesi'ne gelince; Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid tarafından, 1901 yılında tahta çıkışının 25. yılı münasebeti ile Yozgat Çapanoğlu Camii haziresinin doğu duvarına bitişik olarak inşa edilmiş ve saatinden dolayı Hamidiye Saatli Çeşme olarak bilinen, şehrin önemli tarihî anıt yapılarındandır.

Bu kıymetli eser, yüz yılı aşkın bir süredir, Yozgat'a ve Yozgatlıya hizmet etmektedir. Ancak aradan geçen yıllar boyunca çeşitli badireler atlatmış, yılların getirdiği aşınmalara  uğramıştır. Aynı dönemde yapılan II. Abdülhamid dönemi eserlerine göre daha görkemli yapıda saatin alt kısmında "adalet, eşitlik, özgürlük" sembolü Osmanlı arması, diğer bölmelerinde bir çok bezemeler ve ayet-i kerime hatları varken, ülkemizin geçirdiği evrelere paralel, bir çoğu kazınmış, yok edilmiştir.

Tarihî çeşme, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kayseri Kültür ve Tabiaat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun, 963-22.11.2007  karar numarası ile Korunması Gerekli Taşınmaz Varlığı olarak tescil edilmiştir.

Çapanoğlu Camii'nin restorasyonu sırasında merhum Prof.Dr.Hakkı Acun , bu çeşmenin de restore edilmesini gündeme getirmiş, o günden bu  güne çeşitli düşünceler olmuş, kitabeler okunmaya çalışılmış, kaynaklar taranmış  ancak sonuç alınamamıştı.

Artık güzel şeyler oluyor.Yetkisiz ama sorumluluk sahibi, Yozgat'ı seven hemşehrilerimiz, konuya el attılar. İbrahim Reçber Bey, yaklaşık 5 milyonluk proje için teklif ve destek sözü verdi. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü projeye onay verdi. Yozgat tarihine kültürüne verdiği eserlerle büyük katkı sağlayan Dr. Ali Şakir Ergin, Yozgat Belediye'sinde Sosyolog Sadettin Arslan ve İlahiyat Fakültesi öğrencisi Halil İbrahim Güneşer, titiz ve fedakârca çalışarak yazılı kaynaklardan topladıkları belgelerden çeşmenin orijinal halindeki kitabeleri okudular; Yozgat'tan evli hattat Mahmut Şahin, bir Yozgatlı gibi bedelsiz olarak hatları aslına uygun yeniden yazdı.

Elbette bu projenin başka yürütücüleri de var ama onların isimlerini zaten resmî kayıtlarda göreceksiniz.Ben,  minnettarlık duygularımla Yozgat'ı gönülden seven, Yozgat'ın tarihine, kültürüne değer veren bu kıymetli insanları da bilin istedim.

Restorasyon tamamlandığında da biz Yozgatlılara, çeşmenin oluklarında kirli paspasları yıkamamak, bir türlü dayandıramadığımız muslukları sökmemek. vb. gibi küçük sorumluluklar düşüyor. İnşaallah hep birlikte sahip çıkar ve gelecek nesillerin de bu nadide eserden faydalanmasını sağlarız.