Yozgat'taki dükkânların birçoğunun duvarında, sakallı, sarıklı, nuranî yüzlü bir fotoğraf asıldır. Dışarıdan gelenler, merak eder, Yozgatlılar ise tanır ve hürmetle yad ederler. Bu fotoğraf, kimilerinin, Şıhzade; kimilerinin, Şeyhzade; kimilerinin, Ahmet Efendi; kimilerinin, Hoca Efendi; kimilerinin, Efendi Amca; kimilerinin; Ahmet Efendi amca; kimilerinin, Ahmet Bey amca diye isimlendirdiği, Yozgat'ın manevî mimarı olarak bilinen,  Ahmet Şevki Ergin Efendi'dir.

1906 yılında doğan Ahmet Şevki Ergin, 7 Ocak 2002 yılında bu dünyadan ayrılmış ve geçici dünya ömrünü tamamlamıştır. Vefat ettiği yıl, ay ve günlerde Yozgat'taki olağanüstü kış şartlarına ve yoğun kar yağışına rağmen cenaze namazını on binler diyebileceğimiz bir cemaat kılmış ve aynı şekilde onu yolcu etmişlerdir.

Merhum Ahmet Şevki Ergin'i Şeyhzade yapan ve on binlerin uğurlamasına sebep olan ne idi, hangi gerekçe ile bu insanlar kış kıyamet demeden kendisini dar-ı bekaya uğurlamaya gelmişti? Bu soruların cevabı çok önemli ve günümüze de örnek olacak niteliktedir.

Şeyhzade Ahmet Efendi, Nakşibendî, Kadirî, Halvetî tarikatından icazetli bir Allah dostu idi. Şeyhzade  aynı zamanda öğretmendi, devlet memuru idi. Bu yönü ile de her dem halkın içinde ama Hakk ile beraberdi.

Dükkânlarına onun fotoğrafını asan ve büyük bir muhabbet besleyen Yozgatlılar, onu niçin çok seviyordu ve sevmeye devam ediyor.

Yozgatlılar onu çok seviyordu çünkü doğruyu ve hakkı söylüyor, söylediği ve inandığı gibi yaşıyordu.

Yozgatlılar onu çok seviyordu çünkü şeriatsız tasavvuf olmayacağını biliyor, kendisinden ders almak isteyenlere önce namaz borcunun olup olmadığını soruyor, namaz borcu olanlara ders vermiyordu yani birçok müridim olsun, diye bir kaygı gütmüyordu.

Yozgatlılar onu çok seviyordu çünkü gönüllerine göre bir fetva almak isteyenleri kırmadan resmî makamlara yönlendiriyor, kendisinin azimet üzere vereceği fetvanın insanları yoracağını ve üzeceğini biliyor, onlara ruhsat yolunu gösteriyordu.

Yozgatlılar onu çok seviyordu çünkü küçük büyük demeden herkese hilm ile sevgi ile büyük bir muhabbet ile yaklaşıyordu.

Yozgatlılar onu çok seviyordu çünkü kendisine gelen hiçbir hediyeyi karşılıksız bırakmıyor, kimseden maddî bir menfaat beklemiyor, bulunduğu makamı bir ticarî gelir kapısı gibi kullanmıyordu.

Yozgatlılar onu çok seviyordu çünkü hiçbir şekilde siyaset yapmıyor, siyasî telkinde bulunmuyordu. Öyle ki hangi siyasî parti mensubu olursa olsun gerek parti liderleri gerekse mahallî siyasetçiler,  onu ziyaret etmekten, hayır duasını almaktan geri durmuyorlardı.

Yozgatlılar onu çok seviyordu çünkü kapısı, her gelene her zaman açıktı.

Şeyhzade Ahmet Efendi'nin nasıl biri olduğu konusunda talebelerinden, onunla teması olanlardan çeşitli meslek gruplarından kimselerle yapılan ropörtajların yer aldığı Tanıyanların Gözünden Şeyhzâde Ahmet Şevki Ergin Hoca Efendi isimli bir belgesel sunumu yapıldı. Bu belgeselde de gördük ki kamuoyu Ahmet Efendi'yi nasıl bilmiş ve tanımışsa onlar da öylece bilmiş ve tanımışlar.

İnsanın kendisinin ve yakınlarının kendisini nasıl gördüğü ve ne düşündüğü,öznel bir değerlendirmedir, esas olan nesnel değerlendirmelerdir. Atalarımız, "el elin aynasıdır" demiştir. Bu aynadan Şeyhzade Ahmet Şevki Ergin'in görünüşü ise parlayan bir yıldız, kâmil bir mü'min ve bir Allah Dostu olmasıdır.

Allah Dostları'ndan bir takım olağanüstü haller ve kerametler de beklenir, mutlaka böyle halleri de vardır. Şeyhzade Ahmet Efendi'nin, benim için Efendi Amca'nın en büyük kerameti halk içinde örnek bir şahsiyet olarak yaşayıp, herkesin sevdiği bir insan olarak aramızdan ayrılmasıdır. Söylemiştim, şeriat olmadan tarikat olmayacağı konusunda ısrar ettiği için müridi azdı ama muhibbi çoktu ve onu dar-ı bekaya on binler uğurladı. Aziz ruhu şâd olsun.