Dünya gündemini en çok meşgul eden konuların başında enerji fiyatlarındaki artışlar geliyor. Petrol, doğalgaz, kömür gibi yakıtların fiyatlarındaki artışlar başta Avrupa ve Asya olmak üzere dünyanın birçok bölgesine yayılan bir enerji krizine neden oldu, olmaya devam ediyor.

Avrupa’da doğalgaz maliyetlerinin artması sonucu İtalya enerji fiyatlarının sınırlandırılması gibi acil önlemler alırken, Çin’in sanayi bölgeleri de dahil olmak üzere bir çok şehrinde son haftalarda elektrik kesintileri uyguluyor. Hindistan’da ise enerji santrallerinin yaklaşık onda birinin deposunda kömür kalmadığı belirtiliyor.

Petrol fiyatları 2014’ten bu yana en yüksek seviyeleri görürken, doğalgaz fiyatları da 2021’in başından bu yana iki katına çıktı. Kömür fiyatlarındaki artış ise yılbaşından bu yana yüzde 240 seviyesine geldi. Enerji fiyatlarındaki bu artışın arkasında küresel ekonominin 1950’lerden bu yana en hızlı büyümeyi göstereceği bir yılda olmasının büyük etkisi var.

“Pandemiye bağlı olarak evlerde artan imalat sanayi ürün talebi, çok ciddi bir enerji ihtiyacı doğurdu. Stoklama eğilimleri, tedarik sorunları bu eğilimi destekledi. Bu yıl yaz aylarından itibaren açılan hizmet sektörleri de eklenince talep çok daha yüksek seviyelere ulaştı.

İklim kriziyle mücadelenin bir parçası olarak yenilenebilir enerjiye talep artıyor ancak rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından beklenenden daha az enerji elde edilmesi fosil yakıtlara yönelmeyi mecbur bırakıyor. Örneğin, İngiltere 2024 sonuna kadar bütün kömür madenlerini kapatma kararı aldı ve şu anda toplam elektrik enerjisinin yüzde 25’ini rüzgardan elde ediyor.

Eylül ayında kuzey denizindeki rüzgarlar azalınca enerji üretimi de azaldı ve açığı kapatmak için doğalgaz ve kömür talebi yükselince fiyatlar arttı. Talep artışının yanında, doğalgaz ve petrol üreticilerinin son yıllarda yatırımlarını azaltması da enerji fiyatlarının artmasına neden oldu.

Paris İklim Anlaşması ve 2030 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri gibi uluslararası anlaşma ve stratejiler, fosil yakıtlara yeni yatırımlar yapılmasını azaltarak arz kapasitesinin düşmesine neden oluyor.

Yeşil enerjiye yatırım yapmamanın enerji fiyatlarında giderek daha çok türbülans göreceğimiz anlamına geldiği ifade ediliyor. Temiz enerji ve altyapının yılda 4 trilyon dolarlık bir yatırıma ihtiyacı var. “Temiz enerjiyi, güneş enerjisini, güneş enerjisiyle çalışan arabaları ve diğer çözümleri zorlarsanız fosil yakıt kullanmanıza gerek kalmaz.

Enerji arzındaki açığı kapatmak için hükümetlerin bu yatırımları teşvik etmesi gerekiyor. Sorun yükselen ve gelişmekte olan ülkeler, çünkü emisyon artışının büyük bir kısmı Asya’dan ve diğer gelişmekte olan ülkelerden geliyor. COP26’da dünyanın dört bir yanındaki hükümet liderlerinin bir araya gelerek yatırımcılara temiz enerjiye dayalı bir gelecek inşa etmek istedikleri mesajını vermeleri önemli.

Vesselam Covid-19 salgını dünya ekonomisini sallamaya başladı. Fiyatlardaki büyük çıkışlar, ekonomilerde yaşanılan sallantılar bu salgının neticeleridir. Dünya bu krizi nasıl atlatacak nasıl bir sonuç çıkacak bekleyip göreceğiz. Türkiye ekonomisini yerden yere vuranlar dünyadaki bu gelişmelerden habersizmiş gibi konuşan siyası cambazlar bunları görmek istemiyor. Türkiye bu krizden en düşük hasarla çıkmaya çalışan bir ülkedir ki dünya Türkiye’yi izliyor ve takdir ediyor.

Türkiye de siyasi bir kriz yaşatmak isteyen dış güçler sürekli ülkemizin içişlerine müdahale etmenin peşindeler. Siyasi ayak oyunları, ekonomik baskılar, büyükelçi krizi hep bunların eseri!.. Çünkü Türkiye’nin büyümesinden gelişmesinden ve lider bir ülke olmasından rahatsızdırlar!.. Bize düşen devletimize, kardeşliğimize, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmaktır. Siyasi ayak oyunlarını tınmamaktır...