Bir gerçeklikten, yaşanmışlıktan konuşalım istiyorum bugün.
Hayatın baş döndürücü yoğunluğu bir de makam ve imkanlar olduğunda iki kere baş döndürüyor.
Şatavatlı programlar, gösterişli sofralar, en afili makamlar, gece ile gündüzü birleştirecek kadar yoğun bir yaşam.
Hayatın en güzel makamlarından birini, hakimlik mesleğini yaşamış bir adamdan bahsetmek istiyorum bugün.
Kendisi ile son dönemde zorunlu ikametgahım olan hastanede tanıştım.
75 yaşlarında, ak saçlı, keskin bakışlı, tebessümden uzak, bakıcısı ile geldiği fizik tedavi salonunda ya da asansörde karşılaşıyoruz çoğunlukla.
Sürekli bir boşluğa bakıyor, çok fazla konuşmuyor, konuşunca da sinirleniyor.
Görevlilerin gösterdiği fizik tedavi hareketlerini büyük bir gayretle yapıp bir an evvel sağlığına kavuşmanın, daha doğrusu desteksiz yürüyebilmenin derdinde.
Yine bir seans öncesi yanına gittim, “Sayın Hakimim siz neden hiç gülmezsiniz, gülseniz daha da yakışıklı olacaksınız” dedim.
Verdiği cevap olukça manidardı: “Ben 30 yıldır hakimlik yaptım, doğru dürüst hiç gülmedim ki şimdi gülebileyim…”
Bu sözleri sarf ederken bile aslında gülmeye, tebessüme ne çok ihtiyacı olduğunu anlıyordum yüzünden.
Tabi, sohbetin sonunda güldürmeyi başardım.
Gülmeye hasret bir yüzün güldükten sonraki halini görmek beni daha da mutlu etti.
Yüzündeki keskin çizgilerin aslında bir tebessüm için sabırsızlıkla beklediğini daha derinden hissettim.
Hakim Bey, bundan sonraki yaşantısında ne kadar güler, tebessüm kapısını aralar mı bilemiyorum.
Bugün (26 Temmuz) hastaneden taburcu oldu!
Hastaneden taburcu olmak güzel ama gideceğin adres, sonraki ikametgahın sıcak bir yuva ise.
Öğrendiğim kadarıyla yaşlılar için hizmet veren bir bakım evine gönderildi.
Çok üzüldüm, zaten gitmek de istememiş!
İmkanı var, evlatları var, ama…
Dünyaya hakim bir yaşantısı olmuş hayatına hakim olamamış bir yaşamdan bahsediyorum sevgili hemşehrilerim.
Hayatın ömrünüz boyunca size neleri sunduğundan ziyade sizin hayatın sonunu nasıl getirdiğiniz çok önemli.
Anadolu’da bir söz vardır ya, Yozgatlılar olarak iyi biliriz; “Allah sonu gelmiş kullardan etsin…”
En güzel hayata hakim olmuş ama hayatın konuna hakim olamamış o yaşlı adamın bundan sonraki dünyası ne kadar yalnız olacak bilemiyorum.
Çok fazla tanımasam da hastaneden bu şartlarla taburcu olmasına üzüldüm.
Allah sağlığını ve huzurunu versin.
Dilerim yüzü her daim güler.