En sevdiğim mevsimdir yaz. Mis gibi. Akşamda hafif eser canım Yozgat’ımız.

Bu yıl üşümeden balkonda oturduk. Çok şükür. Daha önce mümkün müydü!  Ağustos ayında dışarıda ya da balkonda oturmak. Camlarımızı açıyoruz mis gibi hava giriyor. Fakat geçenlerde lise caddesinde bir eve konuk oldum. O kadar kargaşa vardı ki, o güzel havanın tadını çıkaramayıp içeri girdik.

Balkonu camları kapattık. Çünkü motor kullanan insanlar -kuryelerden kesinlikle bahsetmiyorum- şahin kullanan gençler. Ya egzoz patlatıyor, ya bangır bangır müziğini açmış dinliyor. Ya da arabasına kamyon kornası taktırmış durmadan kornaya basıyor.

Balkonda otururken mübalağasız yazıyorum birbirimizi duymadık ve içeri geçtik daha sonra dayımlara geçtim ve onlarda kaldım. Onlarında evi caddede sabahın 7’sinde bir insan bangır bangır müziği açıp dinler mi? İster gece dinle, ister sabahın nurunda.

O beni ilgilendirmiyor. Tüm şehre, caddeye dinletip rahatsız etmen beni ilgilendiriyor.

Güzel kardeşim. Hasta mı var, çocuk mu var, demeden niye bu aymazlık?

Ne oluyor? Egzoz patlatınca. Allah aşkına biri bunun cevabını verebilir mi!

Ya da korna sesi kamyon kornası olunca ne oluyor yahu.

BU TRAFİK SORUNUNU KİM ÇÖZECEK?

Zaten trafikte o kadar sabırsızız ki, önümüzde bir araç durunca hemen kornaya basıyoruz.

Yozgat’ta araba kullanmak çok sıkıntı! Saat kulesi tarafı tam bir felaket. İstanbul trafiğinden beter oldu geçen yetişmem gereken bir yere geç kaldım.

Haklı olarak nerde kaldın diye sordular trafiğe takıldım deyince hepimiz güldük. Ama maalesef gerçek buydu. Küçücük memlekette trafiğe takılmak vahim trajikomik bir durum. Ve o kornalar, o kadar gürültülü ki ve egzozlar insan sıçrıyor boş bulunuyor rahatsız ediyor.

Ve düğün konvoyları özellikle pazar günü herkesin tatil olduğu gün ardı, arkası kesilmeyen binlerce korna sesiyle uyanıyorsunuz. Gelin almaya geliyorlar ve kornalarla şehri turluyorlar.

Hafta sonu Çamlık’a gitmişsinizdir kafa dinlemeye konvoy halinde oraya da gelirler.

Kafa dinlemenin yerini eziyet alır.

Ne garip adetler yahu. Yolda biriyle ya da telefonla konuşmak mümkün değil. Korna seslerinden duyamıyorsunuz çünkü. Avrupa’da çok nadirdir korna çalmak ama bizim ülkemizde olmazsa olmazımız.

Bazen küçük çocuğu şoförün kucağına verirler, oda ayrı bir aymazlık! Çocuk hiç durmadan kornaya basar, bas çocuğum bas yavrum bir daha bas. Anne görsün,  bir daha bas dede görsün. Şaka gibi.

Sırf kendi zevkimiz eğlencemiz için bencil olmasak saygılı olsak empati yapsak çevremizi düşünsek  görgü kurallarını ihlal etmesek ne güzel olurdu bunlara bir ceza yaptırımı yok mu her geçen gün sayılarının azalması gerekirken gün geçtikçe çoğalıyorlar ve çok güzel bir şey yapıyor gibi gözümüze gözümüze sokmaktan vazgeçmiyorlar..