Hayat eski ahengi ile lezzet katmasa da dünyamıza zaman geçiyor bir şekilde kıymetli Yozgatlılar!
Özellikle de belli bir yaştan sonra zaman şairin de ifade ettiği gibi ‘su gibi’, öylesine hızlı akıp gidiyor ki, yakalamak ne mümkün.
Her gecenin sabahında aynaya bakan gözleriniz geçen zamanın izlerini çehrenizde size bir şekilde sunuyor.
Yani zaman acımasız ve oldukça ne bir dille hitap ediyor size.
Zamanın neden olduğu yorgunluklar isteseniz de istemeseniz de gerçekleri hayatın tadını alıp götürüyor gönül dilinden.
Gönlün tatmadığını dil, damak, ruh da hissetmiyor haliyle.
Mübarek Ramazan aynının ilk gününü geride bırakırken ‘nerede o eski ramazanlar’ demek yerine, ‘nerede o eski yıllar’ demek istiyorum.
İnsan bedeni sadece yaş almıyor, yorgunlukları da biriktiriyor iç dünyasında. Yorgun insan için de Ramazan, bayram, ramazan pidesi, iftar vakti, sahur gibi o muhteşem zamanlar çocuksu yıllardaki gibi tat vermiyor.
Eski gibi; çikolatalar, bisküviler, ya da içtiğiniz meyve suyundan tat almıyorsunuz değil mi?
Asında tat almayan damak değil bilakis gönül dünyamızdaki yaş almışlığımız.
Asıl olan biraz da bulunduğunuz anın kıymetini bilmek. Bir daha yaşanmayacak o zamana sahip çıkarken iliklerinize kadar hissetmeye çalışmak.
Zaman ne kendini ne de görmek istediklerinizi her an sunmaya biliyor!
Yıllar sonra belediye başkanı seçilerek memleketine dönen Yenifakılı Belediye Başkanı Soner Yalçın;
- Çocukluğumun geçtiği evde kalıyorum. Yer sofrasında yiyorum yemeğimi! Bir yanımda rahmetli annem, bir yanımda babam. Kardeşlerim, babaannem-dedem yanı başımdalar. Varlıklarını hissederek sofraya oturmak beni çocukluğuma götürüyor, demişti!
Zamanın alıp götürdüklerini getirmek mümkün mü, değil elbette!
Ama o zamana dair yaşanmışlıkları kalbinde canlı tutabilmeli insan.
Üzerine birikenleri silkeleyin, atın geçmişten yaşanmışlıkları tadın zaman zaman.
Ağzının ve de gönlünüz şekerlensin.
Eski Ramazanlar aslında eskiyen dünyamızın özlediği, özlediklerinizi hissetmeye gayret edin.
Ramazan çok büyük bir nimet!
Unutmadan, paylaşın; komşunuza bir tabak yemek, sokakta gördüğünüz arkadaşınıza çift yumurtalı pide, bir öğrencinin iftarlığı…
Adını koymak size düşer.
BİNGÖL’DE NE YAŞANDI
Lafı uzatmadan eğip bükmeden sosyal medyadan paylaştıklarımı buradan da dile getirip yanıt istiyorum:
Futbol Terörüne kimler müsaade etti?
Günler öncesinde olayların yaşanacağı biliniyordu, ama yeterli önlem alınmadı?
Günler öncesinden tehditler havada uçuşuyordu kimse sosyal medyada ifade edilenleri takip etmedi!
Günler öncesinden Yozgat Belediyesi Bozokspor’un Bingöl’de linç edileceği hem Murat 2020 Gençspor Kulüp Başkanı hem taraftarlar tarafından ilan edildi bir Allah’ın kulu oralı olmadı!
Ne gariptir ki, Yozgat’tan pek çok önemli makam arandı ama yine de sonuç alınmadı!
Mesele kaybedilen 3 puan değil, ya can kaybı olsaydı!
Ne olacaktı?
Yaşananlar bir şehrin sahipsizliği mi, yoksa Yozgat’ın artık makamdan düşmüş halinin sahaya yansıyan halimi?