O kadar kötü şeyler oluyor ki ülkemizde, artık haber izleyemez olduk. Duymak, görmek, yazmak istemiyoruz. Bu hafta güzel şeylerden, güzel insanlardan bahsetmek istiyorum. Güzel yazalım ki güzel şeyler olsun. Güzel insanların sayısı çoğalsın. Bunu arada bir yapacağım; onlar varken, hayatta iken "İyi ki varsınız" demek, teşekkür etmek çok kıymetli. Başlayalım o vakit: Anaçlığı kimseyi ayırt etmeden kucaklayan, sarmalayan Nagihan Köse'ye;
Eğitimleriyle, kaliteleriyle her yıl üzerine koyarak giden Küçükeller Kreşi, Özlem Hatice Canan ve çalışanlarına, personeline, velilerine;
Yıl sonu gösterileriyle tüyleri diken diken eden Yozgat Belediyesi Kreşi öğretmenleri, çalışanları ve velilerine;
Ablalığı, kibarlığı, fedakarlığıyla abla gibi abla olan İrem Günışık'a;
Emniyet Müdürlüğünde güler yüzü, iş bitiriciliği, kibarlığı ile tanıdığım Trafik Şube Polis Memuru Yalçın Bey'e;
Esnaf gibi esnaf olup, bir dediğimizi iki etmeyen Okulcu Giyim, Kampus Giyim, Cadde Fashion, Upsy Daisy Boutique, Kayel Butik, Hatce Butik, Buti Kaktüs, Kazım Avşar Giyim'e;
Samimi, içten, azimli, dişiyle tırnağıyla kazıya kazıya gelen Ebru Örmüş'e;
Nasreddin Hoca geleneğini yaşatan, kültür abidesi, mihenk taşımız Ertuğrul Kapusuzoğlu Hocam'a;
Yozgat Bozok Üniversitesi'nin şahane, tatlı, içten İletişim Fakültesi Dekanı Zülfiye Hocam'a;
Bozok Üniversitesi'nin bilgili, birikimli Edebiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Profesör Nilüfer Hocam'a;
Muhteşem sofrasıyla, sosyal medya hesabında yöresel yemekleri tanıtan, koca yürekli Serap Karslıoğlu'na;
Üniversite öğrencilerini yıllardır okutan, destekleyen Atatürkçü Çağdaş Yardımseverler Derneği'nin o güzel kadınlarına;
Muhteşem eğitimci, sosyal, yorulmak bilmeyen, istikrarlı Aslıhan Arslan ve Ziya Arslan'a;
El emeği, göz nuru şahane tablolarını tek tek işleyen, bizi eskilere götüren Ayşe Hocam'a;
Bozok Üniversitesinde hayvanları besleyen, bakan Esra Hocam'a; Sorgun'da barınak yapıp sokak hayvanlarını besleyen Hamza Beye; Yerköy Pati Dostlarına;
Doğurmak değil, sevgiyle büyütüp sarıp sarmalamanın, bir hayata dokunmanın çok daha kıymetli olduğunu gösteren Nurhan Akçınalıoğlu ve ablasına;
Muhteşem eş, muhteşem anne, tanıdığım çok güçlü kadın Sabiha Bektaş'a;
Her insan bütün sıfatları taşıyamaz, hakkını veremez. Her sıfatın hakkını veren, şefkatli, merhametli, hem annelik hem doktorluk hem de çok iyi bir arkadaş olan Hilal Tunçer Yılmaz'a;
Elbette, metnin son kısmını da düzeltip noktalama işaretlerini yerleştirdim:
Efendi, kibar, saygılı Diş Doktorlarımız Hüseyin Hocam'a, Ozan Hocam'a, Hacettepe çalışanlarına teşekkür ediyorum. İyi ki varlar. Teşekkür edeceğimiz daha çok insan var; onları da yazacağız. Teşekkürümüz samimi, sıcak, içten; niyeti güzel, kalbi güzel insanlara... Yaptıkları her şey, dokundukları her şey çok güzel, takdire şayanlar. İyi ki benim memleketimde, onlar bana çok iyi geliyor. Ne diyorduk? Bana iyi gelen, size de iyi gelsin...